Page 168 - Menfi Tespit
P. 168
İCRA TAKİBİNDEN SONRA AÇILAN «OLUMSUZ (MENFİ) TESPİT DAVASI»NA AİT…
nu‟nda bir düzenleme bulunmadığından HMK‟nun 209. maddesinin
uygulanması gerektiği görüşünde iken, daha sonra içtihat değişikliğine
gidilerek, senet üzerinde bulunan yazıdaki sahtelik iddiasının borca
itiraz niteliğinde olup, bu konunun da İİK.‟nun 169/a maddesinde dü-
zenlenmiş olması nedeniyle, HMK‟nun 209. maddesinin bu yönden de
uygulama yerinin olmadığı görüşü benimsenmiştir.
İcra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri, İcra ve İflas
Kanunu‟nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hu-
kuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin
kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Bu
nedenle borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik id-
diasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici
mesele yapamayacağı gibi takibin durdurulmasına da karar veremez.
Sadece İİK‟nun 169/a-2. maddesi uyarınca itirazın esası hakkındaki
kararına kadar icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar ve-
rilmiş olması, ayın alacak hakkımda genel mahkemelerde dava açıl-
masına engel oluşturmaz.
Borçlunun sahtelik nedenine dayalı olarak açtığı menfi tespit da-
vası, İİK‟nun 72. maddesi kapsamında bir dava olup, anılan maddede
usule göre mahkemeden alınacak ihtiyati tedbir kararı ile icra takibi
durdurulabilir. Sahtelik nedeniyle açılan menfi tespit davası gibi,
cumhuriyet savcılığına aynı nedenle yapılan şikayet ve ceza mahke-
mesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmaz ve bek-
letici mesele yapılamaz. Ancak cumhuriyet savcılığı veya ceza mah-
kemesince tedbir kararı verilirse icra takibi durdurulabilir.
Yukarıda açıklanan ilke ve kurallar ışığında, takibin kesinleşmesi
öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi,
HMK‟nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu do-
ğurmaz. Anılan hüküm, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili
olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla
delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi
yoktur.
Somut olayda, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı‟nın 2013/63470
Soruşturma sayılı dosyası ile Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin
2014/104 E. sayılı dosyasında verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığı
görülmüştür.
O halde, yukarıda yazılı gerekçeye dayalı olarak şikayetin reddine
karar verilmesi gerekirken aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir.
168