Page 152 - Menfi Tespit
P. 152

İCRA TAKİBİNDEN SONRA AÇILAN «OLUMSUZ (MENFİ) TESPİT DAVASI»NA AİT…
            işlemlerin olduğu  yerde durdurulmasının, müstakil  bir  düzenlemede,
            sarih bir ifadeyle gidermeye çalışmıştır. Tatbikatta, gerek esasa yönelik
            itirazlarda (İİK. md. 62, 168/I b. 5, 169, 169/a) gerekse imzaya yönelik
            itirazlarda (İİK. md. 62, 168/I b. 4, 170); dikkat buyurulur ise, sadece
            sahtelik iddialarının icra takibine etkisinin, HMK. md. 209/I çerçeve-
            sinde değerlendirilmesi, kanunun ruhu ve tekniği olarak benimsenmiş-
            tir. Keza, sahtelik iddiası halinde, sadece ve pratik ifadeyle adi senet
            veya kambiyo senedi yahut da yazı inkârı veya imza inkârı ayırım ya-
            pılmaksızın HMK. md. 209/I hükmü kaleme alınmıştır.

                 Buna  karşılık;  kötüniyetle  haksız  yere  sahtelik  iddiasında  bulu-
            nulmuş ve  işlemlerin durdurulmuş olması ihtimaline karşı da HMK.
            md. 213‟de diğer taraf lehine tazminata hükmedileceği düzenlenmiş-
            tir...» 186
                 ç)  «Doktrinde  ileri  sürülen  bizim  katıldığımız  görüşe  187   göre
            HMK. m. 209/1‟deki düzenlemenin İİK. m. 72 karşısında özel bir hü-
            küm teşkil etmesi sebebiyle sahtelik davası açılması veya sahtelik id-
            diasında bulunulması durumunda İİK. m. 72 uygulama alanı bulma-
            yacaktır. Zira İİK. m. 72‟deki menfi tespit davası, icra takibine konu
            borcun sona erdiği iddiasıyla ve borcu sona erdiren her türlü sükût
            sebebine dayanılarak açılabilir; oysa bu sebeplerden bir tanesi olan
            sahtelik iddiasının söz konusu olduğu durum, kanun koyucu tarafından
            ayrılarak HMK‟da özel olarak düzenlenmiştir. HMK. m. 209/1‟in İİK.
            m. 72 karşısında özel hüküm teşkil etmesinin diğer bir sonucu olarak „o
            senet herhangi bir işleme esas alınamaz‟ hükmünün kapsamına icra
            işlemleri de girdiği halde, icra işlemlerinin durması için İİK. m. 72‟de
            olduğu gibi bir ihtiyati tedbir kararına gerek yoktur. Burada ihtiyati
            tedbir  kanunun  emredici  düzenlemesine  bağlı  olarak,  kanun  gereği
            kendiliğinden  ortaya  çıkacak  bir  sonuçtur.  Yargıtay  da  yeni  tarihli
            kararlarında sahtelik iddiasına dayalı menfi tespit davalarında, takibin
            İİK. m. 72/2 ve m. 72/3‟deki koşullar çerçevesinde değil; yeni 6100
            sayılı HMK. m. 209/1 hükmü çerçevesinde durdurulması gerektiğine




            186   KĠRAZ, T. Ö. Adi Senetlerde Sahtelik Ġddiasına ĠliĢkin Dualist Yapı Üzerine Bir
                Ġnceleme (MĠHDER, 2013/1, S: 43-72)
            187   PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES, a.g.e. s: 625-626. Doktrinde sahtelik id-
                diaları hakkında hem Hukuk Muhakemeleri Kanunu‟nun hem de Ġcra ve Ġflas
                Kanunu‟nun  birer  genel  kanun  olmaları  nedeniyle,  yeni  kanun  ya  da  sonraki
                kanun durumunda bulunan HMK m. 209/1 hükmünün öncelikle uygulanması ve
                bunun sonucu olarak da ne ĠĠK. m. 72 ve ne de ĠĠK. m. 169a ve m. 170 hüküm-
                lerinin sahtelik iddiasının ileri sürüldüğü hallerde uygulanmasının düĢünülme-
                mesi gerektiği belirtilmiĢtir (Uyar, Senedin Sahteliği, s: 207).

            152
   147   148   149   150   151   152   153   154   155   156   157