Page 146 - Menfi Tespit
P. 146
İCRA TAKİBİNDEN SONRA AÇILAN «OLUMSUZ (MENFİ) TESPİT DAVASI»NA AİT…
iddia olunan senede dayanılarak baĢlatılmıĢ bulunan bir icra takibinin
akıbeti ne olacaktır?
Sahtelik davasının nitelik itibariyle bir menfi tespit davası olma-
sından hareketle, menfi tespit davasının başlamış bir icra takibine et-
kisi konusunda İİK. m. 72 de yer alan düzenlemenin, sahtelik iddia-
sında da uygulama alanı bulup bulamayacağı konusunda bir tereddüt
akla gelebilirse de, HMK. m. 209/1‟deki düzenlemenin, İİK. m. 72
karşısında da özel hüküm teşkil etmesi sebebiyle, sahtelik iddiasında
bulunulması ya da sahtelik davası açılması durumunda İİK m. 72‟nin
uygulaması ya da sahtelik davası açılması durumunda İİK. m. 72‟nin
uygulama alanı bulamayacağını belirtmek gerekir. Zira İİK. m. 72 deki
menfi tespit davası, icra takibine konu borcun sona erdiği iddiasıyla ve
borcu sona erdiren her türlü sükût sebebine (ödeme, ibra, takas, fe-
ragat, butlan vb.) dayanılarak açılabilir; oysa bu sebeplerden bir ta-
nesi olan sahtelik iddiasının söz konusu olduğu durum, kanun koyucu
tarafından ayrılarak, HMK‟nda özel olarak düzenlenmiştir. Dolayı-
sıyla, sahtelik iddiası dışındaki diğer tüm sebeplere dayanılarak açılan
menfi tespit davaları İİK. m. 72‟nin kapsamına girerken, sahtelik se-
bebine dayanan menfi tespit davası HMK. m. 209‟daki özel düzenle-
menin konusunu oluşturur ve bu tür bir iddia ya da davanın icra taki-
bine etkisi de İİK. m. 72‟ye göre değil, HMK. m. 209‟a göre belirlenir.
Sahtelik iddiasına ve bu iddiaya dayanan menfi tespit davasının bu
özel durumu, kanun koyucunun, sahtelik iddiasına verdiği özel önem-
den kaynaklanmaktadır. HMK. m. 209 ile kanun koyucu, Türk mah-
kemelerinde, bir davada, davacı tarafından delil olarak kullanılmak
istenen bir senedin sahteliğinin davalı tarafından iddia edilmesi veya
sahtelik iddiasına dayanılarak ayrı bir dava açılması durumunda, ön
sorun şeklindeki incelemenin ya da davanın sonuna kadar, sahteliği
iddia olunan senede dayanılarak hiç bir işlem yapılmamasını emredici
bir düzenleme ile hükme bağlamıştır. Böylece kanun koyucu, sahtelik
şeklindeki iddiaya ayrı bir ciddiyet atfetmiş ve sahtelik şüphesi altın-
daki bir belgenin hiç bir işleme esas alınmamasını, incelemenin sonuna
kadar tüm işlemlerin olduğu yerde durdurulması ve yeni bir işlem ya-
pılmamasını sağlamaya çalışmıştır.
HMK. m. 209‟un, İİK. m. 72 karşısında özel hüküm teşkil etmesi-
nin diğer bir sonucu olarak da, „o senet herhangi bir işleme esas alı-
namaz‟ hükmünün kapsamına icra işlemleri de girdiği hâlde, icra iş-
lemlerinin durması için İİK m. 72‟de olduğu gibi bir ihtiyati tedbir
kararına gerek yoktur. Zira, ihtiyati tedbir kararı, belli ölçüler içinde
de olsa hakimin takdirine bağlı bir karar olduğu hâlde, işlemlerin
146