Page 98 - Tasarrufun İptali
P. 98
«TASARRUFUN İPTALİ DAVASI» DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
Davacı - alacaklı, «muvazaa»yı her türlü kanıtla isbat edebilecek
durumda ise, «muvazaa davası» açabileceği gibi, «iptâl davası»da
açabilir. Ancak, iptâl davası süreye bağlı olduğundan (ĠĠK. mad. 284)
eğer davacı - alacaklı, bu süreyi geçirmiĢse ya da iptâl davasına konu
ettiği tasarruf, ĠĠK. mad. 278, 279 ve 280‟deki bir ve iki yıllık süre-
lerden daha önce yapılmıĢsa, davacı - alacaklının «muvazaa davası»
açması gerekir. Çünkü, bu dava, zamanaĢımına bağlı olmadığından, her
zaman açılabilir.
Eğer davacı - alacaklı, açtığı «muvazaa davası»nı kazanırsa,
mahkemeden alacağı ilâmı, icra dairesine sunarak, dava konusu ta-
Ģınmazın -borçlunun borcundan dolayı- haczedilmesini isteyebilir.
Ayrıca «iptâl davası» açmasına gerek yoktur. 492
Buraya kadar yaptığımız açıklamalardan anlaĢıldığı gibi, davacı -
alacaklının, borçlunun yaptığı muvazaalı tasarrufun iptâlini isteyebil-
mesine karĢı çıkmamak gerekir. Aksi takdirde, «muvazaalı olan, do-
layısı ile hükümsüz olan hiç bir hukukî sonuç doğurmamış olan bir iş-
lemin iptâli istenemez» gerekçesiyle, alacaklıların bu dava hakkından
yararlanamayacakları ileri sürülürse, borçluların uygulamada sık sık
baĢvurdukları pek çok muvazaalı iĢlemlere göz yumulması gerekir.
Örneğin; borçlu, alacaklılarının muhtemel icra takibinden etkilenme-
mek ve mallarının haczini önlemek için, bir yakınına muvazaalı olarak
borç senedi verip, maaĢına haciz koydurursa ya da bir taĢınmazı üzerine
muvazaalı borç ikrarında bulunup ipotek kurdurursa, gerçek alacaklı-
ları bu tasarrufların «muvazaalı olduğunu» nasıl kanıtlayacaklardır?
Eğer bu gibi durumlarda «alacaklılar, iptal davası açamasınlar, çünkü
ortada geçerli bir tasarruf yoktur, muvazaa davası açsınlar» denilirse,
muvazaanın isbatı konusundaki güçlük -hatta, imkansızlık- nedeniyle,
borçluların kötüniyetli davranıĢı ödüllendirilmiĢ olur. Halbuki, bu gibi
durumlarda borçlulara «iptal davası» açma olanağı da tanınırsa, ala-
caklılar hiç olmazsa, ĠĠK. mad. 278-280‟de öngörülen durumların var-
lığını -örneğin; borçlu ile iĢlemde bulunan kimsenin, borçlunun ĠĠK.
mad. 278/III-1‟de öngörülen hısımı ya da evlatlığı olduğunu veya ku-
rulan ipoteğin ĠĠK. mad. 279/III-1‟deki bir yıllık süre içinde kurulmuĢ
olduğunu- kanıtlamak suretiyle, borçlunun muvazaalı olarak yaptığı
tasarrufu iptal ettirerek, bu tasarruftan etkilenmeyebilirler...
Veya, belirtilen durumlarda «iptâl davası açılamaz yahut iptâl
davası açılmasına gerek yoktur, çünkü muvazaalı tasarruflar hiçbir
hüküm doğurmadığından, bu iĢleme konu mal ve alacaklar borçlunun
492 ESENER, T. age. s: 107
98

