Page 99 - Tasarrufun İptali
P. 99

«TASARRUFUN İPTALİ DAVASI» DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
            malvarlığı dıĢına çıkmamıĢ olduğundan alacaklı bunları haciz ettirip,
            sattırarak  -gerekirse  istihkak  davası  açarak-  alacağına  kavuĢabilir»
            Ģeklinde  düĢünülürse;  borçlu  tarafından  muvazaalı  olarak  baĢkasına
            devredilmiĢ (ya da üzerinde ipotek kurulmuĢ uzun süreli kira Ģerhi ve-
            rilmiĢ) taĢınmaz ya da sicile kayıtlı (kara, deniz ve hava taĢıtları vb.
            gibi) taĢınırlar hakkında alacaklının -yapılan devir ya da ipotek iĢlemini
            yok  sayarak-  «haciz»  ve  «satıĢ»  iĢlemini  yürütmesi  teknik  olarak
            mümkün değildir. «Bu gibi durumlarda „ĠĠK. mad. 94/II uyarınca ala-
            caklının talebi üzerine icra müdürlüğünce tasarruf konusu taĢınmazın
            tapu kaydı üzerine haciz konulabileceği‟ konusundaki görüĢün uygu-
            lamada benimseneceğini sormadığımız gibi Ġcra ve Ġflâs Kanunu hü-
            kümlerini öteden beri çok dar yorumlayan Yargıtay 12. Hukuk Daire-
            sinin de bu görüĢe sıcak bakacağını sanmıyoruz...
                 Alacaklıların «muvazaa nedeni»ne dayanarak ĠĠK. mad. 277 vd.
            göre iptâl davası açamamalarını istemek teorik esaslara uygun olmakla
            beraber bu görüĢ uygulamada özellikle taĢınmazlara ve sicile kayıtlı
            taĢınırlara  iliĢkin  muvazaalı  iĢlemlerden  kaynaklanan  tüm  sorunları
            çözememektedir...
                 Sonuç  olarak,  borçlunun  malvarlığını  azaltmak  (mal  kaçırmak)
            amacıyla  yaptığı  muvazaalı  iĢlemlerden  zarar  gören  alacaklı  dilerse
            özel hüküm niteliğindeki ĠĠK. mad. 277 vd. göre iptâl davası, dilerse
            genel hüküm niteliğindeki TBK. mad. 19‟a göre muvazaa davası aça-
            bilir. 493 494  ĠĠK.  mad.  277  vd.‟da  düzenlenmiĢ  «iptâl  davası»,  genel

            hükümlere (TBK. mad. 19) göre «muvazaa davası» açılmasını önle-
            mez. 495  Ayrıca davacı-alacaklı bu konuda mahkemede terditli (kade-
            meli) dava da açabilir (HMK. mad. 111 vd.). Yani; borçlunun mal ka-
            çırmak amacıyla yaptığı tasarruflardan zarar gören alacaklı, açtığı da-
            vada önce «işlemin muvazaalı olduğunun tesbiti ile buna göre hüküm
            kurulmasını» (yani; borçlunun yaptığı iĢlemin hükümsüzlüğünün, hiç
            yapılmamıĢ olduğunun tesbitini), bu (muvazaa) iddiasının kabul edil-
            memesi halinde ise «İİK. mad. 277. vd. göre tasarrufun iptâline karar
            verilmesini» talep edebilir. Ya da önce «İİK. mad. 277 vd. göre tasar-
            rufun iptâlini» bu kabul edilmediği taktirde «muvazaa nedeniyle hü-
            kümsüzlüğün  tesbitine  karar  verilmesini»  isteyebilir.  Davacı  birinci
            halde  «ispat  yükünün  gereğini  yerine  getirmeme  ihtimalini  dikkate
            alarak,  ikinci  halde  ise  «iptâl  sebeplerine  iliĢkin  objektif  koĢulların


            493   Bknz: 1. HD. 22.5.1984 T. 3005/6104 (www.e-uyar.com)
            494   Aynı görüĢte AKKAYA, T. agm. s: 681 – ÖZKAYA, E .age. s: 215
            495   Bknz: 15. HD. 11.10.1993 T. 3423/3940 (www.e-uyar.com)

                                                                              99
   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104