Page 97 - Tasarrufun İptali
P. 97

«TASARRUFUN İPTALİ DAVASI» DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
            sı»nın, tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren en geç hak düĢürücü süre
            olan beĢ yıl içinde açılması gerekir (ĠĠK. mad. 284).
                 «Muvazaalı  tasarrufun  hangi  tarihte  yapıldığı»  önem  taĢımama-
            sına -ve bu nedenle; az önce belirttiğimiz gibi her zaman muvazaa id-
            diasının  ileri  sürülebilmesine  rağmen;  «iptâl  konusu  tasarrufun  ĠĠK.
            mad. 277 vd. göre iptâl davası sonucunda iptâl edilebilmesi için, davacı
            alacaklının alacağının doğumundan sonra yapılmıĢ olması» öteden beri
            Yargıtayın yerleĢmiĢ içtihatları ile istenmektedir...
                 Aynı  amaca  yönelik  bulunmakla  beraber,  nitelikleri,  koĢulları
            birbirinden farklı olan bu davalar karĢısında, alacaklıların durumu ne
            olmalıdır?
                 Kanımızca,  borçlunun  muvazaalı  bir  iĢlemde  bulunduğunu  öğ-
            renen alacaklı, dilerse ĠĠK. mad. 277 vd. göre «iptâl davası» dilerse
            TBK. mad. 19‟e göre «muvazaa davası» (daha doğrusu, yapılan iĢlemin
            muvazaa  nedeniyle  hükümsüz  olduğu  konusunda  tesbit  davası)  aça-
            bilmelidir. Alacaklının, muvazaalı iĢlem hakkında «iptal davası» aça-
            mayıp, «muvazaa davası» açması gerektiğini savunmak, teorik esaslara
            uygun olmakla beraber, özellikle, muvazaa davalarında, «muvazaa id-
            diasının  isbatı»  konusunda  alacaklılar  çok  güç  durumda  kalabilir.
            Gerçekten, «muvazaanın üçüncü kişilerce isbatında yazılı delile gerek
            yok ve bu konuda tanık dinletilebilirse»de 491   alacaklı, muvazaa iddia-
            sını kanıtlayabilmek için tanık beyanından da yararlanmıyor olabilir.
            Halbuki, iptal davasında davacı - alacaklı, borçlunun muvazaalı iĢlemi
            hakkında  tanık  dinletmeden  de  -dava  konusu  iĢlemin,  kanunun  ön-
            gördüğü belirli kimseler arasında veya belirli süreler içinde yapılmıĢ
            olduğunu (ĠĠK. mad. 278, 279, 280) kanıtlamak suretiyle- kendi yara-
            rına, tasarrufun iptali konusunda, mahkemeden bir karar alabilir.



               ifadeyle muvazaa iddialarında zamanaĢımı söz konusu olmadığına göre (Kenan
               Tunçomağ; Türk Borçlar Hukuku, C: 1, Genel Hükümler, s: 300 vd., özellikle
               dipn. 19 ile ilgili metin ve dipnotta anılan eserler; Becker, Borçlar Kanunu ġerhi,
               87). Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak
               gerekirken,  önceki  kararda  direnilmesi  usul  ve  yasaya  aykırıdır...»  „HGK.
               22.6.1983 T. 1-497/713‟ (İKİD. 1983/10, s: 2090 - YKD. 1984/2, s: 189 - Bursa
               Bar. D. 1984/Kasım, s: 30)
               «…Borçlar  Yasasının  18.maddesine  dayanılarak  açılan  iptal  davalarında
               zamanaĢımı söz konusu değildir. Hal böyle olunca, yazılı olduğu üzere, davanın
               kabulüne  karar  verilmesinde  bir  isabetsizlik  yoktur...»  „1.HD.  25.1.1983  T.
               14813/430‟ (YayımlanmamıĢtır).
            491   ESENER, T. age. s: 109 – FEYZĠOĞLU, F. age. s: 210 – TUNÇOMAĞ, K.
               age. s: 312 – ĠNAN, A. N. age. s: 187 – POSTACIOĞLU, Ġ. ġehadetle Ġspat
               Memnuiyeti ve Hudutları, 1964, s: 230 – ÖZKAYA, E.  age. s: 206

                                                                              97
   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102