Page 56 - Tasarrufun İptali
P. 56

«TASARRUFUN İPTALİ DAVASI» DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
                 Keza; borçlu tarafından takip, takip konusu borç hakkında menfi
            tesbit davası açılmıĢsa, “bu davanın reddine” dair verilen kararın ke-
            sinleĢmesi ile de takip konusu   a l a c a k    kesinleĢmiĢ olur. Tasarrufun
            iptali  davasına  bakan  mahkemece  borçlu  tarafından  açılmıĢ  olan  bu
            “menfi tesbit davası”nın sonucu “bekletici mesele” yapılır. 273

                 Tasarrufun  iptali  davasına  bakan  mahkemenin,  yargılamayı  so-
            nuçlandırıp “davanın kabulü”ne dair karar verebilmesi için, davadan
            ö n c e  veya davadan   s o n r a   borçlu hakkında açılmıĢ bir icra ta-
            kibinin bulunup bulunmadığını araĢtırıp; a) Hem    i c r a    t a k i b i n i n
            b) Ve hem de icra takibine konu   a l a c a ğ ı n   kesinleşmiş olduğunu
            saptaması gerekir.

                 Buna karĢın alacaklı, davalı-borçlu hakkında -ne tasarrufun iptali
            davasından  ö n c e    ve ne de dava  s ı r a s ı n d a- hiçbir icra takibi
            yapmadan,  274  muhtemel  alacağı  için 275  tasarrufun  iptali  davası  aça-
            maz...
                 Yüksek mahkeme, “icra takibinin kesinleĢmiĢ olması” koĢulu ile
            ilgili olarak;
                 √ “Tasarrufun iptali davalarında davacının kesinleşmiş bir ala-
            cağı olmasının dava şartı olduğunu” 276
                 √ “Tasarrufun iptali davasında varlığı zorunlu bulunan icra ta-
            kibinin, dava tarihinden önce yapılmış olması bir zorunluluk olmadı-
            ğından  icra  takibinin  dava  tarihinden  sonra  yapılabileceği,  önemli
            olan yargılama aşamasında borçlu hakkında icra takibinin varlığı ol-
            duğunu”  277

                 √ “Tasarrufun iptali davasının açıldığı gün (ya da daha sonra)
            icra  takibinin  başlatılmasının  mümkün  olduğu,  böyle  bir  durumda
            mahkemece „davacı tarafından yapılmış bir icra takibi bulunmadığı‟
            gerekçesi ile „iptal davasının reddine‟ karar verilemeyeceği, mahke-
            mece davanın esasına girilerek iptal koşullarının oluşup oluşmadığının
            incelenerek bir karar verilmesi gerekeceğini” 278





            273   Bknz: 17. HD. 31.03.2011 T. 6372/2899; 06.04.2010 T. 2043/3166; 20.10.2009
               T. 4804/6607; HGK. 11.06.1997 T. 4-332/520 (www.e-uyar.com)
            274   Bknz:  17.  HD.  21.01.2010  T.  9229/181;  17.  HD.  16.11.2009  T.  6501/7528
               (www.e-uyar.com)
            275   Bknz: 17. HD. 11.05.2009 T. 318/3005 (www.e-uyar.com)
            276   Bknz: 17. HD. 01.04.2013 T. 8176/4516 (www.e-uyar.com)
            277   Bknz: 17. HD. 11.03.2013 T. 5718/3199 (www.e-uyar.com)
            278   Bknz: 17. HD. 26.11.2012 T. 6703/13012 (www.e-uyar.com)

            56
   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61