Page 108 - Tasarrufun İptali
P. 108
«TASARRUFUN İPTALİ DAVASI» DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
ise «iptâl davasının geçerli tasarruflar için söz konusu olabileceğini,
muvazaalı işlemlerin iptâl davasına konu olamayacağını» 542 ifade
ederek, bu konuda çeliĢkili kararlar vermiĢtir...
Burada, muvazaa nedenine (TBK. 19) dayalı „iptâl‟ (ya da «iptâl
ve tescil») istekleri hakkında Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin -kimi kez
oyçokluğu kimi kez de oybirliği ile- oluĢturduğu ve yıllardır hiç sapma
göstermeden aynı doğrultuda devam eden içtihatlarının 543 isabetli olup
olmadığına da değinmek istiyoruz. Yüksek mahkeme bu içtihatlarında
«davacı alacaklının, herhangi bir aciz vesikası ibraz etmeden hatta
alacağının kesinleşmesini beklemeden, borçlu hakkında açtığı temi-
nat/alacak davası devam ederken „borçlunun üçüncü kişilerle muva-
zaalı işlemlerde bulunduğunu‟ -örneğin; taşınır/taşınmaz mallarını
başkalarına devrettiğini/sattığını/üzerinde ipotekler kurduğu-
nu/kaydına uzun süreli kira sözleşmelerin iptâlini isteyebileceğini,
bunda hukuki yararı bulunduğunu, çünkü borçlunun üçüncü kişilerle
yaptığı bu tür muvazaalı işlemlerin „haksız eylem‟ niteliğinde bulun-
duğunu, ancak bu tür davalarda davacının asıl amacı dava-
lı-borçludaki alacağını tahsil etmek olduğundan, -davacı dilekçesinde
„tapu (trafik) kaydının iptâli ile tekrar davalı borçlu adına tescilini‟
istemiş dahi olsa- davacıyı haklı bulan mahkemenin -İİK. mad. 283
hükmünü kıyasen uygulayarak- tapu ya da trafik kaydının iptâline (ve
tekrar borçlu adına tesciline) gerek kalmaksızın (dava konusu taşın-
mazların tesciline gerek kalmaksızın) „dava konusu taşınmazla-
rın/taşınırların haciz ve satışını isteyebilmesi‟ yönünde hüküm kurul-
ması gerekeceğini» oyçokluğu ile belirtirken, bu içtihatların «karĢı oy»
yazısında «İİK. 277 vd. göre iptâl davası açabilmek için „alacağının
kesinleşmesi‟ne ve „aciz vesikası‟ olması gereken davacı alacaklının
bunları yerine getirmeden, açtığı tazminat/alacak davasında „alacak
veya tazminatın doğum tarihine yakın tarihlerde borçlunun üçüncü ki-
şilerle muvazaalı işlemlerde bulunarak malvarlığını kaçırdığını‟ ileri
sürüp, bu işlemlerin iptâlini istemeyeceği, eğer buna olanak tanınırsa,
İİK. 277 vd. maddelerinin uygulama alanı kalmayacağı, çünkü herke-
sin alacak/tazminat istemli davalarında -davanın sonuçlanmasını,
alacağının kesinleşmesini beklemeden, borçlu hakkında aciz vesikası
almadan- iptâl isteminde bulunarak amacına kolaylıkla ulaşabileceği,
bu davaların hem «yasal dayanağı»nın bulunmadığı hem de bu aşa-
mada davacının -henüz alacağı kesinleşmediği için- dava açmakta
«hukuki yararı» bulunmadığı, ayrıca davacının asıl alacak ve tazminat
542 Bknz: HGK. 14.4.2004 T. 15-182/220; 3.5.2000 T. 4-823/851 (www.e-uyar.com)
543 Bknz: UYAR,T./UYAR,A./UYAR,C. ĠĠK ġerhi, C:3, s:4329 vd‟da sunulan
içtihatlar – UYAR, T. ĠĠK. ġerhi, C:11, s:18704 vd.
108

