Page 70 - Tasarrufun İptali
P. 70

«TASARRUFUN İPTALİ DAVASI» DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
                 Yine bilindiği gibi;   a n o n i m   Ģ i r k e t l e r   6102 sayılı yeni
            Türk Ticaret Kanunun 329. (6762  sayılı eski Türk  Ticaret Kanunun
            269.)  maddesine  göre; kural  olarak  Ģirket  borçlarından  dolayı  bizzat
            kendileri bütün malvarlığı ile sorumludur.    P a y    s a h i p l e r i    ise
            sadece  taahhüt  etmiĢ  oldukları  sermaye  payları  ile  Ģirkete  karĢı  so-
            rumludur. Bu sorumluluk dıĢında, pay sahiplerinin, Ģirketin özel hukuk
            ve kamu borçlarından dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmamak-
            tadır. Yönetim kurulu üyelerinin durumu ise pay sahiplerinden farklıdır.
            Anonim Ģirketlerde “kanuni temsilci” sıfatına sahip olan yönetim ku-
            rulu  üyeleri,  pay  sahipleri  gibi  Ģirketin  özel  hukuk  borçlarından  so-
            rumlu olmamakla birlikte, belli Ģartların varlığı halinde, vergi, sigorta
            primi gibi kamu borçları nedeniyle sorumlulukları mevcuttur.
                 Kamu alacağının esas sorumlusu anonim Ģirket tüzel kiĢisi oldu-
            ğundan, bu alacak Ģirket adına tahakkuk eder. 6183 sayılı kanun hü-
            kümleri çerçevesinde anonim Ģirket hakkında takip baĢlatılır, az önce
            belirtilen  6183  sayılı  kanunun  mükerrer  35.  maddesine  göre  kanuni
            temsilcilere  (yönetim  kuruluna)  müracaat  edilebilmesi  için;  yapılan
            takip sonucunda kamu alacağını, anonim Ģirketin mal varlığından ta-
            mamen veya kısmen tahsil edilemeyeceğinin anlaĢılması gerekir. Ka-
            mu alacağı, borcun asıl yükümlüsü olan anonim şirketten istenmedikçe,
            yönetim kurulu üyelerine baĢvurulamaz. Bu durumda, yönetim kuru-
            lunun kamu borçlarından sorumluluğu fer‟i nitelikte olup ikinci derece
            sorumludur. 347
                 6183 sayılı kanunun 3. maddesine göre “tahsil edilemeyen kamu
            alacağı”  terimi  „kamu  borçlusunun  anılan  kanun  hükümlerine  göre
            yapılan mal varlığı araĢtırması sonucunda, haczi kabil herhangi bir mal
            varlığının  bulunmaması,  haczedilen  malvarlığının  satılarak  paraya
            çevrilmesine rağmen satıĢ bedelinin kamu alacağını karĢılamaması gibi
            nedenlerle tahsil edilemeyen kamu alacağını‟ ifade etmektedir.

                 “Tahsil  edilemeyeceği  anlaşılan  kamu  alacağı”  terimi  ile  de
            „kamu borçlusunun haczedilen mal varlığına adı geçen kanun hüküm-
            lerine göre biçilen değerlerin kamu alacağını karĢılamayacağının veya
            hakkında iflas kararı verilen kamu borçlusundan anılan kamu alacağı-

               gönderilmesi gerekir. Bu yapılmadan, ortağın Ģahsi mallarına haciz konulamaz(ve
               ortak tarafından mal kaçırma kastı ile yapıldığı iddia edilen tasarrufların iptali için
               „tasarrufun iptali davası‟ açılamaz...)
            347   YARALI, L. age. s:181 – ÖNCEL, M  . Vergi Hukuku Açısından Sorumluluk
               (Prof. Dr. Fadıl H. Sur Anısına Armağan), 1983, s:50 – ÇAMOĞLU, E .   Anonim
               Ortaklık  Yönetim  Kurulu  Üyelerinin  Hukuki  Sorumluluğu,  2007,  s:261  –
               GERÇEK, A. Türk Vergi Hukukunda Vergi Sorumlusu, Sorumluluk Halleri ve
               Türlerinin Ġncelenmesi (A. Ü. Hukuk Fak. D. 2005, S:3, s:170)

            70
   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75