Page 123 - Tasarrufun İptali
P. 123

«TASARRUFUN İPTALİ DAVASI» DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
            çekten  bir  görüĢe  göre; 621  “alacaklının  alacağının  doğum  tarihi,
            iptâle konu tasarruftan sonra olsa bile, alacaklının iptâl davası açma
            hakkı  vardır.”  Buna  karĢın  diğer  bir  görüĢe  göre  622  ise,  “yasa,
            borçlanan  bir  kişinin  malvarlığının,  borçlandığı  tarih  itibariyle  ala-
            caklıya karşı borcu miktarınca muhafazasını ve alacağın güvencesini
            sağlamak  üzere  hüküm  düzenlemiştir.  Kanun  maddelerinin  Millet
            Meclisi Adalet Encümenindeki müzakereleri sırasında, borçlunun, hiç
            borçlu olmadığı zamanda yaptığı tasarrufların iptâlinin doğru olma-
            yacağı belirtilmiştir... Tasarrufun yapıldığı tarihte bir alacaklı mevcut
            olmalıdır ki, yasanın koruyucu hükümlerinden istifade etsin. Nitekim
            alacaklının, borçlu ile borçlandırıcı işleme girerken, onun malvarlığını
            ve edim gücünü incelediğini ve durumunu bilerek onunla hukuki iliş-
            kide bulunduğunu kabul etmek gerekir. Borçlunun ekonomik gücünü
            yeterince incelemeden borçlandırma işleminden önceki zamanda ya-
            pılan tasarruftan kendisi için bir yarar sağlayamaz. Bu suretle, kural
            olarak, tasarrufun yapıldığı tarihte alacaklı durumunda olan kişi, iptâl
            davası açabilir, diğer bir ifade ile tasarrufun yapıldığı tarihte üçüncü
            kişi ile hukuki ilişkide bulunan kişi, borçlu durumda olmalıdır ki, yu-
            karıda sözü edilen tasarruflarının iptâli mümkün olabilsin...”
                 Kanımızca  birinci  görüş  daha  isabetlidir. 623  Çünkü,  Kanunda
            (yani; ĠĠK. mad. 278, 279 ve 280‟de) açıkça böyle bir koĢul öngörül-
            mediği  halde,  bu  maddelerin  uygulanmasında  bu  koĢulu  aramak,
            borçlunun bilinçli olarak önceden mal kaçırmak amacı ile yaptığı ta-
            sarrufları iptâl kapsamı dıĢında bırakır. Borçlu önce yaptığı tasarruf-
            larla malvarlığını kısmen ya da tamamen elden çıkarır, ondan sonra bu
            durumunu bilmeyen -ve bilmesi de mümkün olmayan- kiĢilere borçla-
            nır. Bugün, bir kiĢi ile hukuki iliĢkide bulunacak olan kimsenin, onun
            malvarlığı  hakkında  önceden  bilgi  sahibi  olması,  ülkemizde  hemen
            hemen olanaksızdır. Böyle bir soruya, hangi banka ya da özel-resmi
            kuruluĢ olumlu yanıt verir? Tapu sicil müdürlüklerinde -hatta pek çok
            icra dairesinde- isme (soyadına) göre tutulmuĢ bir fihrist dahi yoktur...

            621   KURU, B. Ġflas ve Konkordato Hukuku, 1971, s:277 (Ancak, sayın hocamız daha
               sonra bu görüĢünden dönerek, aĢağıdaki ikinci görüĢe katılmıĢtır) – BERKĠN, N.
               a.g.e. s:499 – ÜSTÜNDAĞ, S. Ġflas Hukuku 7. Bası, s:284 – ALTAY, S. Türk
               Ġflas Hukuku, C:1, s:625
            622   KOSTAKOĞLU, C. a.g.m. (Ad. D. 1989/6, s:20 vd. - Yasa D. 1989/8, s:1047
               vd.) – KURU, B. age. C:4, s:3419, KURU, B. El Kitabı, s:1199 – MUġUL, T.
               age. C: 2, s:1764 – KARATAġ, Ġ./ERTEKĠN, E. age. s:74 – GÜNEREN, A.
               age. s:1069 – AKġENER, H.S. Borcun Doğum Anı ve Tasarrufun Ġptâli Davaları
               Yönünden Önemi (Legal Huk. D. Aralık/2008, s:4007)
            623   Ayrıntılı bilgi için bknz: www.e-uyar.com «ĠĠK. mad. 277» – UYAR, T./UYAR,
                A./UYAR, C. ĠĠK. ġerhi, C: 3, s: 4369 vd.

                                                                             123
   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128