Page 46 - Diyarbakır Barosu Yeni Bir Anayasa Da İnsan Haklarına Yeni Bir Bakış
P. 46
Eğiüm sen tüzüğünde s€ndikanln ana dilde eğitimi savunduğunu belirten bil madd€ yer all,
yoİdu. Bjlindiği gibi Eğitim-sen aleyhinde, tüzüğünde yer alan bu hüküm nedeniyl€ bir dava
açlldl ve sendika bu "hukuki" süreçte, ilqili maddeyi tüzükten çlkartmak suretiyle mahkeme
kararlnln olumsuz netıcelelinden kurtulabildi. Eğitim-sen'in tüzüğünde böyle bir hükme yer
veremeyeceği yolunda dava açllm ş ilk derece mahkem€sinin kararlarl Eğitim,sen lehinde ve,
rilmişti, iki defa aynı karar verildiği için, bu direnm€ neticesinde Yargltay HuktJk Gaflel Kuru
lu bir içtihat oluşturdu Ve bir sendikanln anadilde eğitimi savunamayacağt hükm€ bağlandl.
Türkiye cumhuriyeti anayasaslnın 42. maddesinin son flkraİnda yer alan, Türkiye'de okullar,
da Türkçe'den başka hiçbir dilin anadil olarak okutulamayacağlna yönelik hüküm, devl€tin ül
ke5ive milletıyle bölünmez bütajnlüğü hükmü Ve sendikalar Kanunu'ndaki, s€ndikalann faa i-
yetlerlnin anayasa düz€nine aykln olamayacağl hükmüj birleştiriıerek bir yorum yaplldl V€ en
nihayetinde İürİiye cumhuriyeti'nde şu anda Türkçe'den başka herhanqi bir dilin anadjl o a-
€k okullalda okutulabileceğini il€ri sürmek, Yarg tay Hukuk Genel Kurulu karanyla da tescil
edilerek imkanslz hale gelmiş oldu. 8una mukabil, Türkiye cumhuriyeti UNEscO'nı]nbirğye-
si Ve bu teşk;lat 21 Şubat gününü Dİnya Anadil Günü olarak kutluyorI
Karann hukuki niteliğiyle çok fazla ilgilenmesem d€, bu açldan da el€ştiİiye açük, çok temel-
siz bir karar olduğu karıaatindeyim. Yüksek Mahkeme'nin bıJ karan verirken kulland]ğl gerek
çede şöyle bir ifade yel almaktadlr: "Türk]ye cumhuriyeti'nin daha önceden belirtilen tek ya-
plll üniter devlet anlaylşına lygun olarak anayasanln 3. v€ 42. maddelerinde ifadesini bulan,
ülke 51nlrlan içerisinde eğitim ve öğretim alanlnda anadil birliğinin sürdürülmesi yönündeki
ulı]sal istencinı işlevsiz kllmaya yönelik bir sendikal amaç vardır,"
insanlann anad;llerinin vaİllğlnın, yerçekimi kanUn! 9ibj bir doğal hakikat olduğu, dolaylyyla
hukuki düzenlemelerle ortadan kaldünlamayacağı açıkça ortada olsa da Türk hı]kuk sistemine
göre insanlarln anadilIerinden değil g€leneksel olarak konuştuğu lehçelerden 5öz €d]lebılir ve
bu da bir tartlşına konusu olabiljr; an€ak benim asül ilqilendiğim, Yüksek Mahkeme'nin eğitim
ve öğr€tim a|anlnda anadil birliğinin sürdürülmesi yönünde temel bir ulusal istenç olduğu yö
nündeki ifadesidirj yani Türkiye'de anadıl birliği 5ağlanmasl yönünde bjr milli iİad€ oldı]ğuru
söyl€mekt€dir Yüksek l\,4ahkeme. Bu, Türkiye'de milli irade nerde temsil ediliyofsa, büJ kunj-
mun bir yasa çükartmak suretiyle anadllin olmad ğln da iddia edebil€ceği anlamlna gelmekte
dir. Bu mantlk uyannca, örneğin Türkiye cumhuriyeti parlamentosu, yerçekimi kanununu da
jlsa edebilirI Yargltay Hükuk Genel KurüJlu "Yerçekim] yasasl bundan böyle mülgadlr" diye
biİ karala varabilir, ama nasıl ki havada blraktığlmlz cisimler qene yere düşeceks€, insanlarln
anadlllerinin varllğl da devam €decektir. Paradoksal olaİak, devletçe üyesi bulunduğumuz
UNEsco daeğıtim hakklyla ilgili düzenlemelerini bu gerçeğin kabulüne dayalr olarak sürdül-
mekt€dir,
Bu garabeti p€ki§tiren bir ba§ka husus, anayasaml2ln resmi dilden de bahs€tmemesidir, Devle,
tin dilinden ve insanlann geleneksrl dilinden bahsedilmekle birlikte, asllnda daha doğru, anla
şllır ve yerind€ jki kavram olan "r€smi dil" ve "anadıl'/ kavramlar1 kUllanllmamaktadlr, Ana-
dilin olmamasl yönünde bil milli iradenin Varllğlndan 5öz etmenin de basit bir dil sürçmesinin
ötesine qeçen bil hukuk yanllşl olduğunu duşünuyorum,