Page 44 - Diyarbakır Barosu Yeni Bir Anayasa Da İnsan Haklarına Yeni Bir Bakış
P. 44
ya boşluklar yarattl. 8u konuda somut biİ iki örnek ü2€İinden ilerlemek istiyorum; ama zan,
nediyorum önc€ genel bir giriş yapmak yerinde olacakt r,
Bir tekrara yol açsa da, 1982 Anayasa9ı'nün asllnda otoriter niteliİli bir anayasa olduğı]nı]
başlanglçta bir lez daha ifdde elme gereğl oıJyuyorum, jll zama.larda, biz m ha16 mücaoele
ettiğjmiz bir tuhaf ifad€yle, bu anayasanln devletı vatandaşa karşı korumak için hazlrlandığl
öne sürülmüştü. Kenan Evren'in, t95l Anayasası'nün vatandaşa verdiği ö2gürlüklerden yola
çıkarak söyledaği "Elbis€ bize bol geldi, içinde oynamaya başladlk'. cümlesi hala kulaklanm-
dadlr. Burada "vücut" herhalde toplumu temsil ediyordu ve bu vücuda uygun _dar Veya daral-
tllmli bir elbis€ dikmek 9erekıyordu.
8u otoriter fels€fe kendi içinde bir anlayış ortaya ç]kartmış oldu, ki bunüjn bizim buqün konu-
şacağlml. kon! açlsndan önem taşldlğlnl sanlyorum, Türkiye cumhuriyetj'nin değişme2 Ve
değiştiİilemez niteliklerini ifade eden bir ünlü madde Vardlr bilıyorsunuı ve orada biİ hukuk
devletı,üden bahsedilir. Gerçi başlnda bir "sosyal'' kelimesivardlr, ancak '.huküJk devleti'', bi-
zim bildiğimiz manaslyıa devleti,r hukukla slnlrlandlnlmasl anlamlna gelir. .'8ukl]k nedil?''
sorusuna cevap v€rmedjğimiz takdirde bu slnlrlandlrma anlaylşl biraz havada kallr ve d€vleti
hangi hukıJkla sınlrlandlİdlğlmlz sorusu onaya
çlkar. Devletin, ınsan haklannl içeren bir hu_
ıukla 5ınlİıandlnlmasl geİekır, ı2 Ey|ülcüler ve onlann yapmlş olduğU bu anayasa lafta ..hu_
kukla slnlrll d6vlet" anlaylşlnl korumuş gibi 9örünmekle birlikte, bulada ''ht]kuk''tan kast,
devl€tin hu*uk olarak kabul ettiğişeylerle slnürllydl ve bu da çok €ski Alman hukuk teoris]nde
izlerjni qöİdüğümüz devlet hırkuku yaklaşlmına denk düşüyordu. 196ı Anayasasl'nda benim_
senmi§ o|an, insan hakJanna dayall h(lkuk devleti anlaylşlndan farkll olarak, devletjn yine dev-
let taraflndan hukuk olalak kabul ed]len norm il€ slnlrlandlnlmış bir devlet düzeni gündeme
geliyordu; yani devl€t kendi kandinj neyle slnlrlandlracağlnl kendjsi tayin ediyor, hatta bu 5
nlrlamalan bile aşabilecek b]rtaklm başka mekanizmalar da belirliyordu. 8en bu dü2enleme,
nin çel(kisinin sadece bıldiğimjz liberal hukuk devl€ti anlaylşlna ters düşmesinden kaynaklan_
madlğınl, bunun bir adlm öt€sine geçtiğini düşünüyorum, Anaya5a hukukçulan ve kam! hı]_
kukçulan biljrler: Anayasayl slflrdan, sil ba§tan y€nıden yapan ıktidar asllnda '.asli kuruc! ik_
tidar'', yani bir devlet kuran, bir anayasa kuran iktidar olarak tanımlanlr ve bu anlamda ı2
Ey|ül sonrasl Danlşma Meclısi'yl€ beraber Milli GüVenlik Konseyi'n;n kullandlğl iktıdann da
bir asli kurucu iktidar olduğundan söz edjlir. Burada bu kavramr tarihte ilk kullanan Franslz
düşı/nurün asllnda lUrücu iktida,| millete alt b;r,ttidar
şeklinde tasawur etmiş otduğunun
gözden kaçlrlldlğlnr düşünüyorum. Kuİucu iktidar lalettayin, belirsiz bir iktidar değildir; dola,
ylslyla "Her kim ıj 6nced€n hiçbir huktJk kuİallyla bağll olmaksırln anayasa yapar/ o asli ku.
rucu iktidardlr'' dem€k mümkün değildir. Kurucu iktidar mutlaka Ve mutlaka bir m]llet ya da
halk adlna, bir toplum adlna kullanllan/ onun sahip olduğu bir ıktidardlİ;
çünkü bir anayasa
yapan iİridar, bir devlet kuran 9üç, asllnda kendisinden başka herhangi bir sln rlama meka-
niımasl kabul etm€yecek anlamda bir eqemenlik k!lJanlm, içind€dir ki, anayasanln böyle ya-
pllmadlğl da bilinmektedir. Dolaylslyla 1982 anaya§asl
-terimi bu anlamda kullanlrsak- as_
llnda biİ kuruc! iktidar eseri de değildir; ziİa bundan sö2 edebilmenız için milletjn herhangi
bir biçimde nnlrlandlnlmamlş, tam bir özgür politjk ta4lşma netic€sinde bu anayasayl yaD-
mlş olmas. g€İ€kİrdi.