Page 108 - Diyarbakır Barosu Yeni Bir Anayasa Da İnsan Haklarına Yeni Bir Bakış
P. 108
]970'liyllJarla birlikte Avrupa ülkel€rinin önem ibir böiümü çokkültürcü politikalar izlemeye
başlamlştür. Çokkültürcİlüğün ''altln çağ'' olaİak tanlmlayabileceğimiz 7ollı ve 8o'li ylllarda
çOkkültüİcülük son derece revaçta bil kavram olarak ortaya çlkml§tlr. 8u9ün ise bu'.altln
çağ" artlk oeçmiştğ kalmiştır. ı98o'lerden itibaren çok saylda Bat] AVrupa ülkesi {8]rleşik
KraIllk, Fransa, Belçika, Hollanda, Almanya, isviçre, ispanya, portekiz) vatandaş'lr kanunla_
İınl, vatandaşllğa kabul koşullaınl yeniden düzenl€yerek yabancl v€ göçmenlerin entegrasyonıJ
politikalannl gözden g€çirmişlerdir. Almanya'da büyük tartl§malar yaratan, entegrasyonun
sağlanması amacıyla slnlf/ bahçe ve okul gezilerinde Almanca'dan başka dil konuşulmamasl
uygulamasl, Berlin'd€ altl ortaöğretim okıJlunda.\sadece Almanca anlaşmanln öğrcncinin 9ö
revi olduğu"nun ilan €dilm€siyle başlatllml§tlr. 8irleşik Kralllk'la çokkültürcü politikalann ba_
şarlİ konusunda büyük kuşkular vardlr, ''0rtak bır Britanyalllık ruhu nasll yaratllabilir?'' so_
rusu, bugün gıderek daha geniş çevrelerde taıl]şllmaktadür. Yakrn zamanlala kadar §okkültür,
cülüğün başarıll bir örneği olarak gösteli]en Hol]anda'da parlamentodakı Göç Komisyonu'nun
2o04 yıllnda yaylnladlğl ''Köprüler inşa Etmek'' başllkll rapor, çokküıtürEülük modelinin ye_
t€İsirliklerini ortaya koymuştü]r. Rapora göre, yerli ve göçmen çocuklaİn]n devam ettikleri
okıJllann düzeyi araslnda beliİ9in bir farklllığln yanl slra yoksulluk özellikle bu kesimin
çoğun_
lukta olduğıJ kentsel alanlarda yoğunlaşmlştlr. Eğitim, konut Ve istihdam piyasaslndaki eşitsiz
likler ve aynmcl uygu|amalar Varllğlnl korumaktadır ve Flamanca öğrenimi konusunda başarlLl
olunamamlştlİ.oolayıslyla ı990'lann ikınci yanslndan itiba.en göçmenlerin entegrasyonu 50
runu ıle il9ili tartlşmaların 1şlğlnda y€ni düıenlemelere 9eçilmi§tir, 2oo6 ylllndan itibaren i5e,
göçmenlere geldiİleri ülkedekı Hollanda elçiiiğıne başVularak Flamanca slnavindan geçme zo
runluluğu gelililmirtir. Yakln zamana kadar Hollanda'da eg€men olan çokkü]türcülük, a4lk
yalnlıca iki siyasal hareket taraflndan nvun!lmaktadlr: Femk€ Halsema'nln Yeşil sol'u (Gro
enlinks) ve Hollanda'da islami okullann kurı]lmarnl ve tabi olmaİ ineyen herkese islami ku_
raliarln uygulanmaslnl talep €den Dyad Abu Jahjah'ln Avrupa Müslüman Ligi.6
8ugün demokratikleşme, özellikle de kültürel haklar v€ çokkültürcülük söz konusu olduğunda
yüzğmİzü döndüğümü2 Batl'da son derece kaotik bir durum yaşandlğlnl bilmemiz 9erekır.
ikincisi, kim|ik Ve vatandaşllk tartlşmalarnln ve pratiğinin ortaya koyduğu gibi, ''kültür''
üzeline allrl Vurgu önemli 5olı]nlan da beraberinde getirmektedir, 8u sorunlaın bir boyutu,
"kültür"ün çokkültürcülük gibi çokanlanll bir kavram olmaslndan kaynaklanmaktadlr, Nite
kim antropolog Kİoeber ve Kluckohn, kOltİrün ı64 farkll tanlm] v€ küJllanım! olduğunu orta_
ya koymaktadır.7 Dolayslyla çokkültürcülükten söz ettığimizde hangi .'kültür''den, ''kültürel
kimlik"ten 5öz ediyoruz? Özellikle de kimliklerin değişme, Ve sabit değil dinamık Ve ilişkisel
olduğunu düşündiğünüzde sorun daha da önem kazanlr, Öte yandan .'kültür'' üzerine aşln
vurgu/ ö2ellik|e de kültürı]n ö2cİ tanımlan, topluluklann kültürel kimlıklerine kapanmas,na
ve bu bağlamda çokkü|türcülüğün totaliter bir ideolojiye dönüşmesine yol açabilmektedil.
Çokkültürcülüğü savunan bazl yaklaşlmlar/ sosyal ve ekonomik sorunlann gözd€n kaçlnlmasl
na neden oiabilmektedir. sosyalv€ ekonomik sorunlaİün aşürl ''kültüneştırilme''si, son tahlilde
6 L'Et ı dU aoü'd.l AfrEiE a.onfuiqr, ,lopoliılq4 ondiaü12006): L.Daco@rt, P.ng, !. it64.65.
ı06