Page 52 - İtirazın İptali Davası
P. 52

TAHSİL (EDA) DAVASI
                                                                   5
                 Yüksek mahkeme (özellikle; 11. Hukuk Dairesi)  birinci görü-
            Ģü benimseyerek “bir yıl içinde tahsil davasının açılabileceği gibi, bir
            yıldan sonra da zamanaĢımı süresi içinde -hatta zamanaĢımı geçtikten
            sonra dahi- her zaman bu davanın açılabileceğini” belirtmiĢtir.
                 II-  Borçlu  hakkında  yapılan  genel haciz  yolu  ile  ilamsız  takibe
            süresi  geçtikten  sonra  itiraz  ederse,  acaba  alacaklı,  borçluya  karĢı
            “tahsil (eda) davası” açabilir mi?
                                 6
                 Bir görüĢe göre  “itirazın hiç yapılmamış, geç yapılmış ya da ic-
            ra mahkemesince kaldırılmış olması faraziyelerinde alacaklarının (in-
            kar tazminatı da istemesine olanak verecek) bir itirazın iptali davası
            açması, ortada iptal edilecek itiraz bulunmadığı için tamamen gerek-
            siz ve yararsız ise de, bu faraziyelerde alelade bir eda davası açmakta
            alacaklının pek  yerinde çıkarı olabilir... Gerçekten  eda hükmü, aynı
            zamanda alacağın varlığı hakkında tesbit hükmünü de içereceğinden,
            alacaklı böylece hakkını kesin hükme bağlamış olacaktır...” buna kar-
                                                   7
            Ģın katıldığımız diğer bir görüĢe göre,  “borçlunun süresinde itiraz
            etmemesi  nedeniyle  icra  takibi  kesinleşmiş  olan  alacaklarının  artık,
            aynı alacak için eda (tahsil) davası açmasında hukuki yararı yoktur.
            Çünkü, alacaklı dava açsa bile, dava sonucunda alacağı ilamı da ic-
            raya  koyacak  ve  borcun  ödenmemesi  halinde  haciz  isteyebilecektir.
            Oysa, burada ilamsız icra takibinin kesinleşmiş olması nedeniyle ala-
            caklının haciz isteme yetkisi doğmuş durumdadır. Yani, alacaklı, dava
            ile erişebileceği amaca, esasen ulaşmış durumdadır. Bu nedenle, ala-
            caklının, buna rağmen alacak davası açmasında korunmaya değer bir
            hukuki yararı yoktur...”
                 III- “Tahsil (eda) davası”nın diğer özellikleri ve doğurduğu so-
            nuçlar Ģunlardır:
                 a) Bu dava, genel hükümlere göre  y e t k i l i  (HMK. mad.5 vd.)
            ve  g ö r e v l i  (HMK. mad. 1-4)  o l a n  m a h k e m e d e  açılır.
                 b) Bu dava,  n i s b i  h a r ç  yatırılarak açılır. Davacı (alacaklı),
            icra dairesinde takip talebinde bulunurken yatırmıĢ olduğu binde beĢ



            5    Bknz:  11.  HD.  10.5.1986  T.  1729/2410;  31.5.1985  T.  3035/3414  (www.
                e-uyar.com)
            6    UMAR, B. Medeni Yargılama ve Ġcra-Ġflas Hukukunun Uygulama Yönünden
                önemli  Bazı  Sorunları  (Ġzmir  Bar.  D.  1983/2,  s:52)  –  UMAR,  B.  Postacıoğ-
                lu‟nun 538 sayılı Kanuna Göre Yazdığı “Ġcra Hukuk Esasları” Kitabının Tahlili
                (ĠHFM, 1968/3-4, s:347)
            7    KURU, B. Hukuk Muhakemeleri Usulü, C:2, s:1370 – KURU, B. Ġcra ve Ġflas
                Hukuku, C:1, s:302

            52
   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57