Page 301 - 2018-2021 Çalışma Raporu
P. 301

Anayasa, kanunlar ve Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve hürriyetleri konu edinen
          uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınan temel hak ve hürriyetler, 2015 Haziran
          tarihinden itibaren yaşanılan çatışmalı süreç ile birlikte zedelenmeye başlamıştır. 15
          Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen darbe teşebbüsü sonrası ilan edilen OHAL ile
          birlikte, temel hak ve hürriyetler önemli ölçüde askıya alınmış, OHAL’in kaldırılmasın-
          dan sonra bir sapma rejimi olan OHAL sürecinde çıkarılan temel hak ve özgürlükleri
          kısıtlayan KHK hükümleri, 7145 sayılı yasa ile ilgili kanunlara derc edilerek kalıcı hale
          getirilmiştir.
          Siyasal iktidarın toplumsal barışı amaç edinen sosyal-ekonomik ve siyasal politikalar
          üretmekten uzak olmasının yanı sıra gün geçtikçe toplumsal barışı zedeleyen, ekonomik
          sorunları derinleştiren ve Kürt meselesinde ve diğer etnik ve inanç orjinli meselelerin
          çözümünden uzaklaşmış olması, başta Kürt halkı olmak üzere tüm Türkiye halklarının
          sağlıklı ve barış içinde bir ortamda yaşama haklarını elinden almıştır. Çatışmasızlık sü-
          recini oluşturmaya endeksili olmayan, sosyolojik ve bilimsel bir perspektiften kaçınan,
          militer bir çizgide seyreden bu anlayış, kişi hak ve hürriyetlerine bireysel ve toplumsal
          alanda hunharca etki etmiştir.

          Diyarbakır Barosu tarafından hazırlanan bu raporda spesifik olarak 19/08/2019 tarihin-
          de İçişleri Bakanlığı kararnamesi ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk
          MIZRAKLI, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı AHMET TÜRK ve Van Büyükşe-
          hir Belediye Başkanı Bedia ÖZGÖKÇE ERTAN’ ın görevden uzaklaştırılıp yerlerine
          Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ ne Diyarbakır Valisi Hasan Basri GÜZELOĞLU,
          Mardin Büyükşehir Belediyesi’ ne Mardin Valisi Mustafa YAMAN, Van Büyükşehir
          Belediyesi’ ne Van Valisi Mehmet Emin BİLMEZ kayyum olarak görevlendirilmiştir.
          Söz konusu kararın hukuksuz, gayri meşru olduğunu düşünen yurttaşlar eleştiri-protesto
          hakkını kullanarak “İRADEME DOKUNMA” temasıyla, toplantı ve gösteri yürüyüşü
          düzenlemek istemişlerdir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanmak isteyen çok
          sayıda yurttaş tazyikli su ve biber gazına maruz kalmış, gözaltına alınmış ve gözaltı
          süresince de çok sayıda kötü muamele-işkence vakası yaşanmıştır.

          İşbu Rapor ile 19/08/2019-23/08/2019 tarihleri arasında Diyarbakır İli genelinde mey-
          dana gelen  ifade hürriyeti, toplantı ve gösteri yürüyüş hakkı ve Seçme-Seçilme hakla-
          rına ilişkin ihlallerin tespiti ve ulusal-uluslararası kamuoyu ile paylaşımı amaçlanmıştır.

          İfade özgürlüğü hakkı, sadece toplantı ve gösteri yürüyüşü bağlamında ele alınmıştır.
          Bunun dışında kalan ifade özgürlüğü bağlamında açılan soruşturma ve kovuşturmalar
          bu raporun konusu değildir.

                                          TANIMLAR

          Düşünce ve İfade Özgürlüğü

          İfade özgürlüğü en genel tanımıyla insanların görüş, kanaat, düşünce ve taleplerini bi-
          rey veya kamu otoritelerince herhangi bir yaptırıma maruz kalma korkusu yaşamadan
          dışarıya söz, yazı veya eylem şeklinde aktarma olarak tanımlanmaktadır.


                                              300
   296   297   298   299   300   301   302   303   304   305   306