Page 174 - 2018-2021 Çalışma Raporu
P. 174
Toplanma ve gösteri hakkına yönelik müdahaleler, haksız gözaltı ve tutuklamalar, aske-
ri operasyonlar nedeniyle meydana gelen ihlaller, düşünce ve ifade özgürlüğü, basın öz-
gürlüğü, konut dokunulmazlığı, kadına ve çocuklara yönelik şiddet, ekonomik ve sosyal
haklardaki kayıplar mevcut durumda artış göstererek devam eden hak ihlalleridir.
Toplanma, gösteri ve yürüyüş hakkı, Valilikler ve Kaymakamlıklar tarafından alınan
yasaklama kararlarıyla kısıtlanmaktadır. Bölgemizin pek çok kentinde açık hava top-
lantıları, demokratik gösteri, yürüyüş ve etkinlikler, ‘güvenlik’ gerekçe gösterilerek sü-
resiz veya her ay yenilenerek yasaklanmaktadır. Bu yasaklamalar sonrasında, gösteri ve
yürüyüş hakkını kullanan yurttaşlara güvenlik güçleri tarafından müdahalelerde bulu-
nulmakta, bu müdahaleler sırasında yurttaşlar yaralanmakta ve kötü muameleye maruz
kalarak gözaltına alınmaktadır. Gözaltı merkezlerinde, gözaltına alırken veya gözaltı
yerleri dışında işkence ve kötü muamele, yasadışı sorgu ile ajanlaştırma dayatması-
nın yaygın ve sistematik bir biçimde varlık gösterdiğine verilerimizle şahit olmaktayız.
Kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen operasyonlar sırasında gerçekleşen ev baskın-
larında, maalesef yurttaşlar kötü muameleye maruz kalmakta, darp edilmekte ve keyfi
biçimde kişisel eşyalarına zarar verilmektedir.
Değerli Basın Emekçileri;
İşkencenin yaygın ve sistematik hak ihlalleri ile gündeme geldiği bir başka yer ise, ceza-
evleridir. Sürgünler, sağlık hakkı, işkence ve kötü muamele, disiplin soruşturmaları, tec-
rit etme, haberleşme, iletişim hakları gibi konularda, mahpusların hakları ihlal edilmek-
tedir. Hapishanelerdeki mahpusların mektup aracılığıyla ve yakınları aracılığıyla insan
hakları örgütlerine yaptıkları başvurularda, sevkler sırasında çıplak arama ve fiziki iş-
kence, tek kişilik hücrelerde tecrit etme, kelepçeli tedavi, hastane ve revire çıkarılmama
gibi yaşanan mağduriyetleri ifade etmişlerdir. Hapishanelerde yüzlerce hasta mahpus
bulunmakta, kimilerinin ağır hastalıklarına rağmen tedaviye erişim ve tahliye taleple-
ri görmezden gelinmektedir. Tek başına yaşamını idame edemeyen hasta mahpusların
durumuna karşı ilgililerin yaşadığı kayıtsızlık, hasta mahpusların yaşamını yitirmesiyle
ağır yaşam hakkı ihlallerinin meydana gelmesine yol açmaktadır. Geçtiğimiz günlerde
65 yaşında Emine Aslan Aydoğan’ın hayatını kaybetmesi bu kayıtsızlığın en acı örnek-
lerinden biridir. Hapishanelerle ilgili bir diğer önemli konu ise, çeşitli vesilelerle vücut
bulan mahpuslara yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulamalarıdır. Cezaevlerinde tecrit te-
mel bir insan hakları ihlalidir.
2016 yılından bu yana DBP’li belediyelere yönelik başlayan görevden alma ve kayyım
atamaları, seçme ve seçilme hakkının ihlaline yol açarken, aynı uygulamaların 31 Mart
2019 tarihinde HDP’li belediyelere yönelik kendini tekrar etmesi, yerel yönetimlerde
kayyım uygulamalarının kalıcı ve sistematik bir politikaya dönüştüğünün açık bir gös-
tergesidir. 2019 yılında gerçekleşen yerel seçimlerde 3’ü büyükşehir olmak üzere 8 il
56 ilçe ve belde belediyesini kazanan HDP’ye yönelik, henüz seçim öncesinde İçişleri
Bakanlığı ve hükümet yetkilileri tarafından kayyım tehdidi yapılmış, seçim sonrasında
ise 6 belediye eş başkanlarının KHK’lı oldukları gerekçesiyle mazbataları verilmemiş-
tir. Yine seçimlerden sonra bugüne değin 27 belediye eş başkanı haklarındaki soruştur-
malar gerekçe gösterilerek görevden alınmış ve yerlerinde kayyım atanmıştır. Görevden
173

