Page 11 - İtirazın İptali Davası
P. 11

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI
            cağının tesbiti istemini de içereceği, bu nedenle, itirazın iptali davası-
            nın  eda  davası  niteliğinde  sayılması  gerektiği”  Ģeklinde  eleĢtirilmiĢ
            daha sonra da; “itirazın iptali davasının mevzuu evvelemirde, ödeme
            emriyle istenilen alacağın hüküm altına alınması olacaktır. Alacağın
            varlığını ortaya koyacak dava, t e s b i t  d a v a s ı olduğu kadar
                                                                        8
            a l a c a ğ ı n  t a h s i l i  d a v a s ı  olabilecektir” denilmiĢtir.
                                                     9
                 Yargıtay; önceleri bazı kararlarında  bu davayı “tesbit davası”
                                             10
            olarak nitelerken bazı kararlarında “ödetme davasının bir hakkın var-
            lığının saptanmasını da içereceğini” baĢka bir deyiĢle “dava dilekçe-
            sinde itirazın iptali veya kaldırılması kelimeleri geçmese dahi, alaca-
            ğın varlığının isbatı suretiyle itirazın iptali isteminin, alacağın tahsili
            hakkındaki davanın kapsamı içinde bulunmakta olduğunu” belirtmiĢ-
            tir. Daha sonra ise yüksek mahkeme -bu davanın „tesbit davası‟ nite-
            liğinde olduğu görüĢünden hareket ederek- “mahkemenin „itirazın ip-
            tali davası‟ sonucunda yalnızca „itirazın iptaline‟ (ve „takibin devamı-
            na‟) ve istek varsa „icra inkâr tazminatının tahsiline‟ (ve „yargılama
            giderleri‟nin davalı (borçlu)dan tahsiline” Ģ e k l i n d e karar verebi-
            leceğini, (yoksa “itirazın iptali davası” sonucunda „tahsil kararı‟ veri-
            lemeyeceğini yani „alacağın tahsiline‟ Ģ e k l i n d e karar verilemeye-
                    11
            ceğini)”  belirtmeye başlamıştır...
                 Bu davanın bir  “e d a  d a v a s ı”  veya  “t e s b i t  d a v a s ı”
            sayılmasından farklı sonuçlar doğar. Bu dava bir “eda davası” (normal
            bir “alacak davası”) olarak nitelendirilirse;

                 A)Yakın zamana kadar;
                 a- Eğer mahkeme, “itirazın iptali davası” sonucunda “itirazın ip-
            taline ve ….. TL. alacağın davalıdan tahsiline”  Ģ e k l i n d e  karar
            vermiĢse, davacı-alacaklı bu ilâmı iki Ģekilde icraya koyabiliyordu:
                 aa)  Dilerse,  elindeki,  ilâma  dayanarak  -ilâmın  kesinleĢmesini
                        12
            beklemeden  borçlu hakkında yeni bir takip  (i l a m l ı  t a k i p)  açar
            ve borçluya bir “icra emri” gönderiyordu.


            7    POSTACIOĞLU, Ġ. Ġcrada Ġnkar Tazminatı Üzerine DüĢünceler ve Bazı Ġhti-
                laflı Noktalar (BATĠDER, 1978, C:IX, s:4, s:964 vd.)
            8    POSTACIOĞLU, Ġ. age. s:180
            9
                Bknz: 11. HD. 14.3.1972 T. 1174/1203 (www.e-uyar.com)
            10   Bknz:  HGK.  26.9.1980  T.  11-2004/2181;  21.11.1979  T.  4-993/1378;  4.  HD.
                26.12.1970 T. 8715/9875 (www.e-uyar.com)
            11
                Bknz:  11.  HD.  5.4.2004  T.  9065/3572;  19.  HD.  19.3.2004  T.  4746/3086; 13.
                HD. 21.4.2003 T. 1529/4743 vb. (www.e-uyar.com)
            12   Bknz: 12. HD. 27.5.2004 T. 9686/13482; 9.10.2003 T. 15660/1958; 6.10.1997
                T. 9362/10508  (www.e-uyar.com)

                                                                              11
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16