Page 133 - 2018-2021 Çalışma Raporu
P. 133
oldukça yüksek kontenjana sahiptir. 2018-2019 eğitim öğretim yılında hukuk fakülte-
lerinde okuyan öğrenci sayısı yaklaşık 90 bin civarındadır. TBB verilerine göre haliha-
zırda Türkiye’deki toplam avukat sayısının 117 bin olduğu düşünüldüğünde durumun
vehameti daha da net bir şekilde anlaşılmaktadır. Artık baroların stajyer eğitimlerini
yaptıkları mekanları ihtiyacı karşılamamakta, genç meslektaşlarımız ofis açamamakta,
işçi avukatların sayısı artmakta, bir çok meslektaşımız asgari ücretin de altında ücretler-
le çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu vesile ile yaşadığı ekonomik zorluklar nedeniyle
yaşamına son veren genç meslektaşımız Gökan Arı’yı burada bir kez daha anmak isti-
yoruz. Bu konuda alınacak tedbir, merdiven altı hukuk fakültelerini kapatmak, hukuk
eğitimi verecek fakültelerin de kontenjanlarını makul bir seviyeye çekmektir. Sorunu
temelinden çözecek bu kesin çözümler yerine, her yıl yeni hukuk fakülteleri açılmakta,
avukatlık sınavı gibi palyatif çözümler sunulmaktadır. Sınav önemli bir adım olmakla
birlikte sorunu çözmekten çok uzaktır.
Avukat sayısındaki bu orantısız artış karşısında, avukatların iş alanları da her gün daral-
tılmaktadır. Uzlaştırma ve arabuluculuk gibi sisteme entegre edilen ve Avukat olamayan
kişilerin de kabul edildiği bu yargı dışı alternatif çözüm yollarının kapsamı hergün daha
da genişletilmektedir. Her yıl mezun olup mesleğe başlayan binlerce meslektaşımız iş
alanlarını haksız bir şekilde avukat olmayan kişiler ile paylaşmak zorunda bırakılmak-
tadır.
Bu zor koşullarda yaşama tutunmaya çalışan meslektaşlarımız, karşılaştıkları ekono-
mik zorluklar yetmezmiş gibi şiddete uğramakta, tutuklanmakta, hatta öldürülmektedir.
Karakollarda, adliye binalarında, cezaevlerinde yani yaşamın her alanında görevimizi
yapmamız engellenmektedir. Avukatlara karşı suç işleyen failler etkin bir şekilde soruş-
turulmamakta, çoğu zaman cezasız kalmaktadır. Avukatlara karşı suç işlemeyi özendi-
ren bu cezasızlık politikası derhal terk edilmelidir.
Tam da bu noktada Baro Başkanımız Tahir Elçi’nin katledilmesinin üzerinden 3 yıl 9
ay 5 gün geçmesine rağmen, cinayet ile ilgili ortada bir şüpheli dahi olmadığını üzü-
lerek belirtmek isteriz. Baromuzun kendi imkanlarıyla soruşturma makamına sunduğu
bilirkişi raporlarına rağmen, bu dosyadaki cezasızlık politikası aynen devam etmektedir.
Burada bir kez daha o dönemin politik aktörlerine sesleniyoruz, sözünüzü tutun ve Tahir
Elçi’nin faillerini yargı önüne çıkarın. Dönemin Başbakanı Sayın Ahmet Davutoğlu’na
da sesleniyoruz. Bu cinayete ve diğer insan hakları ihlallerine ilişkin bildiklerinizi yar-
gıyla ve kamuoyuyla paylaşın.
Değerli Basın Mensupları,
Kadın cinayetleri, çocuk istismarları artık hayatın olağan bir parçası haline gelmiş du-
rumda. Devlet, 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesini uygulamaya gayret etmesi
gerekirken, kadın ve çocuklar için önemli korumalar sağlayan bu mevzuat aleyhinde
propaganda yapmaktadır. Kadın cinayetleri ve çocuk istismarları konusunda kolluğun,
savcıların ve hakimlerin eğitilerek uzman kolluk birimleri ve ihtisas savcılıkları ve
mahkemeleri ihdas edilmelidir.
Doğaya ve hayvanlara karşı hoyratça yaklaşımlar da hız kesmeden devam ediyor. Mem-
132

