Page 131 - 2018-2021 Çalışma Raporu
P. 131
hepsi sistematik erkek şiddetinin
sonucudur. Tıpkı Emine, Tuba ve
Emel’in hayattan koparilmalari
gibi. Kadınların erkek şiddeti kar-
şısında ayrılmayı-boşanmayı talep
etmeleri, yeni bir hayat kurmaları
hala bir hak olarak kabul edilme-
mektedir. Erkekler, yasal düzenle-
meleri hayata gecirmeyen devlet,
yargı ve iktidar söylemlerinden
aldıkları güç ile cinsiyetçi baskı
ve tahakküm biçimlerini diledik-
leri gibi kullanmakta, kadınları
kuşatarak yerinde tutmaya ve iler-
lemesinin önünde engel olmaya
çalışmaktadır. Toplum üzerindeki
tahakküm mekanizmaları kadın
düşmanlığı ve cinsiyetçilik üze-
rinden derinleştirilmekte, kullanılan nefret diliyle toplum kutuplaştırılarak evler ve so-
kaklar kadınlar için tekinsiz hale getirilmektedir. Biz kadınlar sürekli kışkırtılan erkek
egemenliğine, militarizme, savaşa, sömürüye, cinsiyetçiliğe, devlet ve erkek şiddetine
artik yetti diyoruz. “Ölmek istemiyoruz” çığlıklarımızı ne zaman duyacaksiniz? Hare-
kete gecmeniz için daha ne kadar ölmemiz gerekiyor ?!
________o0o________
• Bugün yıllardan 2019, 1 Eylül Dünya Barış günü. Barış bize hala çok
uzak.
1 Eylül 2019, Diyarbakır
Tam da barışı daha yakın hissettiğimiz bir zamanda oldu her şey. Demokratik bir şekilde
seçilen belediyelere bir bakanın imzası ile valiler kayyum olarak atandı. Yani demokra-
sinin, yani hukukun, yani temel hak ve özgürlüklerin
bir imzalık canı var. Demokrasi artık işimize geldiği-
mizde bindiğimiz, işimize gelmediğinde indiğimiz bir
araç haline geldi.
Kayyuma itiraz etmek için sokağa çıkan çocuklar,
kadınlar, yaşlılar, engelliler polis şiddetine uğradı.
Van’da zihinsel engelli bir genç polis tarafında öl-
düresiye dövüldü. Ankara’da 14 yaşında bir çocuk
yerlere yatırılarak elleri arkadan kelepçelendi. Diyar-
bakır’da parti binasından çıkma isteyen partililer izin
verilmedi ve dövüldüler. Bütün bunlar barışa uzan-
130

