Page 14 - Diyarbakır Barosu Herkes İçin Adalet Projesi Hukukun Üstünlüğü Seminerleri
P. 14
yapılacak tek şey yönetilenlerin |ehine yapılan hukuksa| olanakları kullanmaktadır.
Teşekkür ediyorum,
Sezgin Tanrıkulu: Hocama teşekkür ediyorum. Bilgi Edinme Kanunu ile ilgili bir
şeyler söyledi. Biz Diyarbakır Barosu olarak aklımıza gelen her soruyu Türkiye'nin her
yanına soruyoruz, Bilgi Edinme Kanunu uyarınca. Cevaplarını da alıyoruz. Geçenlerde
bununla ilgili komisyonda çalışan arkadaşımız, bine yakın bilgi edinme kanunu
uyarınca soru getirmişti. Şimdi düşünün bir kere. Bin tane soru ve Türkiye'nin 82
ilindeki bütün belediye başkanlıklarına, çeşitli kurumlarayazı yazılacak ve Bilgi Edinme
Kanun ile ilgili kaç tane başvuru var diye bir çalışmaydı. Şimdi doğrusu hepsini
sayamadık. Aklımızdan şu geçti, şimdi Diyarbakır Barosu, Burdur Belediye başkanına
soru soruyor: kimdir bu Diyarbakır Barosu, niye bize bu soruyu soruyor, ya da Edirne
Valiliğine Diyarbakır Barosu buradan bir soru soruyor. Dedik ki önce Diyarbakır'a
soralım, sonra çevreye soralım. Ondan sonra da bu Bilgi Edinme Kanunu nasıl işliyor,
nasıl çalışıyor, diye soralım, Aldığımız çok ilginç cevaplar da var. Mesela Diyarbakır
Cezaevi i|e ilgili olarak 12 Eylül'den sonra kaç insan öldürülmüştür, kaç tane
soruşturma yapılmıştır, isimleri nelerdir, bunları hep sorarak edinmeye çalışıyoruz. İşte
Avrupa Birliği çerçevesinde çıkaılılan bu bilgi edinme kanunu ve bundan sonra
çıkartılacak yasalar bu müzakere süreci, bizi ne kadar demokratikleştirecek ve bizim
sorunumuzun çözümünde ne kadar yeterli olacak? Bu çerçevede yeni bir siyasi girişim
başlatan keza yeni bir Anayasa önerisi ile gündeme gelen politikacı ağabeyimiz Celal
Doğan'a söz bırakacağım. Kendisi kürsüden de konuşabilir. Çünkü politikacı. Belki
oturarak konuşmakta zorlanabilir.
Celal Doğan: Evet, sevgili Başkan, değerli
hemşerilerim. Avrupa Birliği sürecinde Kürt sorununu
tartışacağımız bu toplantıda gerçekten de çok saygın iki
arkadaş, ve onun görüşlerinden zaman zaman istifade
ettiğim, değerli babasıyla geçmişteki dostluğumuz
nedeniyle de bu toplantıda o iki değerli insanla birlikte
olmak, Diyarbakır gibi siyasetin, demokrasinin
* gerçekleşmesi için çok boldeğerli arkadaşlarla aynı ortamı
paylaşma fırsatı veren değer|i baro başkanına ve üyelerine
':.
çok teşekkür etmek istiyorum. Avrupa Birliği sürecinde Kürt
sorunu Türkiye'de yakın tarihlerde tartışılacak olursa
mesele, sevgili Gencay Hocam çok ciddi boyutlardaki, geçmişteki acılarla birlikte
ortaya koydu. Daha da aslında ileri giderseniz, Çaldıran Savaşında Yavuz Sultan Selim
ile başlayan bir Kürt müzakere sürecinde 30O yıl gibi bir süre bu coğrafyada Kürt
meselesi tartışılmamış, acı çekilmemiş. Ama ne yazık ki yakın tarihte, Cumhuriyetin ilk
yıllarından itibaren 1900'lerda, daha Cumhuriyete gelmeden 1800'lü yılların başında ve
19OO'lerin başından 2005 yılına kadar, bu kez çok yoğun olarak bu mesele gündeme
gelmiştir. Maalesef bedelleri de pek o kadar hafif olmamış. Nerden bakarsanız bakın,
en son Dersim ve PKK meselesinde ortaya çıkan bilanço, bir lrak savaşındaki, -o kadar
16