Uygulamamızı İndirin

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.

Hemen İndir

02.05.2020

BASINA VE KAMUOYUNA
COVID-19 pandemisinin yayılmasını önlemek için başlatılan önlemlerin, dünyada milyonlarca çocuğun kendi güvenlikleri ve iyilikleri açısından daha fazla tehditle karşılaşma olasılığını da beraberinde getirdiği açıktır. Kötü muamele, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, sömürü, sosyal dışlanma ve kendilerine bakan kişilerden ayrı düşme gibi birçok sorun saymak mümkündür. Okulların kapatılması, hareketin kısıtlanması gibi karantina önlemleri gerekli olmakla birlikte, söz konusu önlemler çocukların rutin yaşantılarını ve destek sistemlerini bozucu etkiler yaratmakta, kadınların ve kız çocuklarının cinsiyete özgü ihtiyaçlarını ve güçlüklerini dikkate almayan kontrol önlemlerinin de cinsel sömürü, istismar ve çocuk evliliği gibi riskleri artırabileceği bilinmektedir.

Halk sağlığıyla ilgili daha önceki olağanüstü durumlarda da çocuk istismarı ve sömürüsü olaylarında artış görüldüğü bilinmektedir. Örneğin; Batı Afrika’da 2014 ile 2016 yılları arasındaki Ebola virüsü salgını sırasında okulların kapanması; çocuk işçiliği, çocuk ihmali, cinsel istismar ve erken yaşta hamilelik gibi olaylarda artışa neden olmuş, Sierra Leone’de çocuk yaşta hamilelik olayları salgın öncesine göre iki katına çıkarak 14 bine ulaşmıştır.

BM’in çocuklarla ilgili kuruluşu olan UNICEF;  hükümetlere hastalığın giderek yoğunlaşan sosyo-ekonomik etkilerine karşı çocukların güvenliğini ve esenliğini koruma çağrısında bulunarak, bu hususta önlemlerin yer aldığı bir rehber yayınlamıştır.    (www.unicef.org/turkey)

Yine Türkiye’nin de taraf olarak imzaladığı ve 2011 yılında yürürlüğe giren Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi gereği (Lanzarote Sözleşmesi) devletin sorumluluklarını önemle hatırlatmak isteriz. Lanzarote Komitesi Başkanı ve Başkan Yardımcısının Covid-19 salgını döneminde çocukları cinsel istismara ve suiistimale karşı korumak adına önlemlerin artırılması için yayınladıkları  Bildiride;

Taraf devletlere acil çağrıda bulunarak, çocuklar konusunda düzenli bir şekilde durumu gözden geçirmek, ihtiyaçları belirlemek, önlemleri uyumlu hale getirmek için ulusal ve yerel otoriteler, sivil toplum örgütleri ve özel sektör ile diyalog halinde olmalarını, artan şiddet, ihmal ve suiistimal risklerine karşı yardım hatlarının çocuklar tarafından bilinmesinin sağlanmasını, bu hatların 24 saat aktif çalışır kılınması için insan kaynaklarına ve ekipmanlarına sahip olmasını, ulusal seviyede çocuk cinsel istismarını engellemeyi amaçlayan farkındalık materyallerini yaygınlaştırmasını, dağıtmasını, ebeveynlere bu hususlarda destek sunmasını, tüm verilerin raporlanmasını içeren bir dizi gerekli uyarıda bulunmuşlardır.

Ülkemizde de Covid-19 pandemisi kaynaklı alınan önlemler sürecinde, çocukların  ev ortamında ya da çocuk işçiliği kapsamında hangi şiddet türlerine maruz kaldığının bilinmediği, çocukların psikolojik etkilenmeleri hususunda somut hiçbir çalışma yapılmadığı, gıda erişimi olmayan çocukların yeterince beslenemediği ve ne yazık ki çocuğun cinsel istismar suçunun önlenemediği görülmektedir. Yine İnfaz düzenlemesi çalışmaları sırasında, iktidarın 2016 yılından beri sıkça gündeme getirdiği, çocuğu tecavüz edenle evliliğin önünü açarak, çocuk istismarının meşrulaştırılması düzenlemesi de  bu kriz ortamından faydalanılarak  yapılmak istenen ancak sivil toplum örgütlerinin tepkisiyle tekrar askıya alınan bir durumdur. Bu hususta; iktidarın kriz ortamından faydalanarak böyle bir düzenleme yapmasına hiçbir surette izin vermeyeceğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz.

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak;  10 Mart 2020 – 29.04.2020 tarih aralığında Diyarbakır ilinde CMK kapsamında cinsel istismar mağduru çocuklara atanan avukat görevlendirmesi verilerini geçmiş 5 yıla kıyaslayarak sizlerle paylaşıyoruz. İkinci tabloda ise 2020 yılının ilk dört ayına ilişkin veriler bulunmaktadır.

 

Çocuğa karşı işlenen cinsel suçlara ilişkin verilerin, pandemi sürecinde devletin yetkili makamlarınca düzenli olarak raporlanması gerektiğini, çocuğa karşı cinsel istismar ve diğer şiddet unsurları kapsamında ulusal ve uluslararası taraf olduğumuz sözleşmeler gereği yetkililerce ne gibi önlemler alındığının tüm kamuoyu ile  paylaşılmasını talep ediyoruz. 02.05.2020

                                                       DİYARBAKIR BAROSU ÇOCUK HAKLARI MERKEZİ

 

Not: İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’ne Lanzarote Komitesi Başkan ve Yardımcısının Bildirisini  Türkçeye çevirdikleri için teşekkürlerimizi sunmak isteriz.