Page 157 - 2018-2021 Çalışma Raporu
P. 157
gerilik tanısı gibi gerçekçi olmayan yaklaşımlarla azınlık çocukları eğitim dışına itil-
mektedir. Türkiye’nin Sözleşmeye koyduğu çekinceleri ivedilikle kaldırması gerekti-
ğini vurgulamak isteriz.
Hepinizin bildiği üzere Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin ilk paketi 24 Ekim 2019’da
Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Paket, adalet sistemi ile temas eden ço-
cuklar bakımından olumlu olarak değerlendirilebilecek adımlar içermekle birlikte, dü-
zenlemelerin yeterli olmadığı görülmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 236. mad-
desine eklenen 4 ve 5. fıkralar ile daha önce Başbakanlık Genelgesi şeklinde düzenlenen
Çocuk İzlem Merkezlerinin kanun kapsamına alınması çocuğun yargılama aşamaların-
da örselenmesini önleyecek önemli bir düzenleme ise de, birtakım eksiklikler ihtiva
etmektedir. 5. fıkrada, yalnızca TCK’nın 103/2. maddesinde düzenlenen nitelikli cinsel
istismar suçundan mağdur olan çocukların soruşturma evresindeki beyanları, bunlara
yönelik hizmet veren merkezlerde Cumhuriyet savcısının nezaretinde uzmanlar aracı-
lığıyla alınacağı belirtilmiş olup, önemli bir adımdır. Ancak ÇİM’de ifadesi alınacak
çocuklar kapsamında sadece TCK 103/2.maddesindeki suçtan mağdur olan çocukların
sayılması, TCK 103/1 – 104 – 226 - 227.maddelerinde yer alan cinsel suçların mağduru
olmuş çocukların ifadesinin özel ortamlarda ve uzmanlar eşliğinde alınmayacağı, bir
diğer deyişle kanun koyucular tarafından; bu maddeler kapsamında çocuğun psikolojik
olarak etkilenmediği şeklinde kabul edemeyeceğimiz bir niyet ortaya konmuştur. Yine,
TCK 104.maddesinde yer alan suçun mağduru çocukların ÇİM’de beyanlarının alınma-
yışı, erken yaşta evlendirilen çocukların özgür bir şekilde beyanda bulunamayacaklarını
ve bu nedenle çocuk yaşta erken evliliklerin önlenemeyeceği neticesini doğuracaktır.
Yargı Reformu kapsamında, İkinci yargı paketinin içerisinde daha önce gündeme gelen
ancak kamuoyundan yükselen tepkilerin ardından geri adım atılan, “çocuk ile cinsel
istismar failinin arasındaki yaş farkının 10’un üzerinde olmaması ve evliliğin gerçek-
leşmesi halinde cezanın ertelenmesi” hükmünün de yer alacağı öne sürülmektedir. Bu
düzenlemenin çocuk yaşta, erken ve zorla evlendirmelerin önünü açacağı, cinsel istis-
marı meşrulaştıracağı açıktır. Siyasi erklere buradan çağrımızdır. Bu yönlü bir düzenle-
menin çocuğun cinsel istismarını meşrulaştırmaktan öteye gitmeyecektir. Kamuoyunda
156

