Uygulamamızı İndirin

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.

Hemen İndir
Son Dönemlerde Artan İşkence Vakaları nedeniyle ÖHD ve İHD Amed şubeleri ile birlikte basın açıklaması gerçekleştirildi

31.12.2024

BASINA VE KAMUOYUNA

 

Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşme ve belgeler ile iç mevzuatımızda işkencenin tanımı yapılarak işkence mutlak olarak yasaklanmıştır.

Gerek ulusal üstü, gerekse de ulusal hukukta hiçbir istisnai durum, savaş, siyasi buhran,olağanüstü hal vb hiçbir koşul veya istisnai durum işkencenin uygulanmasına gerekçe yapılamaz. Bir başka deyiş ile neyle suçlanırsa suçlansın hiç kimse işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarına maruz bırakılamaz.

Son dönemde başta bölgemiz olmak üzere, yurttaşlara dönük birçok işkence/kötü muamele uygulamaları ile karşılaştığımızı üzülerek belirtmek isteriz.

Son 2 aylık periyotta;

1-)Kayyım atanması nedeniyle Belediyeler önünde nöbet ve protesto eylemleri başlamış, nöbet eyleminin olduğu süre zarfında eyleme birçok parti, kurum, siyasetçi ve aktivist destek amacıyla ziyaret gerçekleştirmiştir. Bu süreçte Toplantı ve Gösteri Yürüyüşlerine katılan yurttaşlara kolluk tarafından orantısız müdahale edilmiş, Bu müdahalelerde Biber Gazı, Plastik Mermi, Tazyikli Su, Ters Kelepçe, Gözaltı Aracında Milliyetçi Şarkı Dinletme, Yemek ile Su Vermeme ve Fiziksel Şiddet gibi İşkence ve Kötü Muamele Yasağını ihlal eden uygulamalar gerçekleştirilmiştir.

Kamu otoritesi, yükümlülükleri gereği protestolar sırasında kişilerin işkence ve eziyete ya da insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir ceza veya muameleye maruz bırakılmalarını engelleyecek tedbirler almalıdır. Yurttaşlara PVSK ‘da düzenlenen güç kullanma sınırını aşacak şekilde fiziksel müdahalede bulunulması işkence ve kötü muamele yasağının ihlaline neden olacak boyutlara ulaşmıştır. Kayyım atanmasından sonra hem protestolar sırasında müdahale hem de gözaltında işkence ve kotu muamele uygulandığına dair iddiaları kamu kurumları, titizlikle inceleyerek sorumlular hakkında soruşturma başlatmalıdır.. Bu soruşturma etkili ve denetlenebilecek şekilde yürütülmelidir. Aksi her durum işkence ve kötü muamele yasağının ihlaline neden olacaktır..

 

2-) Yine Diyarbakır’da 2 Nolu Yüksek güvenlikli hapishanesinde 23/12/2024 tarihinde mahpuslara odalarda arama adı altında işkence, tehdit ve hakaretler edildiğine ilişkin kurumlarımıza başvurular yapılmıştır. Buna ilişkin heyetimiz tarafından Diyarbakır2 Nolu hapishanesine ziyaret gerçekleştirmiştir.

 

Başvurucular hapishanede işkenceye maruz bırakıldıkları ve buna ilişkin rapor aldırılmak istendiğini belirtmiş olmalarına rağmen yalnızca hapishane revirine götürüldüğü ancak doktorun darp ve cebire ilişkin herhangi bir rapor düzenlemediği anlaşılmıştır.

 

Yine işkenceye maruz bırakıldığını beyan eden mahpuslar hakkında 2 ayrı disiplin soruşturması açıldığı tarafımıza aktarılmıştır.

 

Yaşanan bu işkence/ kötü muamele iddialarına ilişkin olarak suç duyurusunda bulunulmuş olup, hukuki ve idari süreç tarafımızca takip edilmektedir.

 

3-)Son olarak da 21/12/2024 tarihinde Diyarbakır ili Bağlar ilçesinde içerisinde çocuk ve kadınlarında bulunduğu bir ailenin ikametlerinin bulunduğu sokakta rutin kontrol adı altında durdurulup önce sözlü daha sonrasında da fiziksel şiddete maruz bırakıldığı şeklinde tarafımıza başvuru yapılmıştır.

Ailenin başvurusu üzerine;Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezi İşkenceyi Önleme Komisyonu, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi,Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi,İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi, Özgürlük için Hukukçular Derneği üyelerinden oluşan bir heyet ile birlikte işkence ve kötü muameleye maruz bırakılan aile üyeleri ikametlerinde ziyaret edilip, kendileri ile görüşülüp beyanları alınmıştır.

Heyet tarafından olayın oluş şekli işkenceye maruz bırakılanların beyanları ve kamera görüntüleri eşliğinde tetkik edildiğinde; Ailenin ikametlerinin bulunduğu yerden yaklaşık 20-30 metre mesafede araçlarına yeni bindikleri esnada araç içerisinde bulunan 2 aile üyesi, sivil giyinimli polis memurları tarafından durduruldukları, araç içerisinden indirildikleri, indirildikleri esnada kolluk görevlilerinin ;

1-)Herhangi bir şekilde tanıtıcı kimlik kartlarını ve önleme aramasına ilişkin alınmış bir mahkeme kararını ibraz etmedikleri

2-)Araçtan inen aile üyelerinin üst aramalarını TCKm.120de düzenlenen "Haksız Arama Suçu"nun maddi ve manevi unsurlarını oluşturacak şekilde agresif ve kaba bir tavırla gerçekleştirdikleri

3)Araç içerisinde aile üyesine hediye edilmiş ve suç eşyası olarak kabul edilmesi hukuken mümkün olmayan bir sopaya cebren fiili olarak el koydukları,

4-)Aile üyelerinin usule aykırı bir şekilde el konulan kişisel eşyasını talep etmeleri üzerine de aile üyelerine karşı işkence / kötü muameleye varacak şekilde şiddet uygulamaya başladıkları,

5-)Aile üyelerini sopa ve jop ile darp ettikleri, yakın mesafeden biber gazı sıktıkları, hakaret ve tehdit fiillerinde bulundukları

6-) Olayı ayırmaya gelen kadın ve çocukların da bulunduğu aile üyelerine karşı da söz konusu fiilleri sürdürdükleri, kadınların ve kız çocuklarının göğüs bölgeleri tutularak darp edilmeye çalışıldığı, cinsiyetçi küfürler edildiği,yüzlerine yakın mesafeden biber gazı sıkıldığı, biber gazına maruz bırakılan bir çocuk ve bir kadının bayıldığı, yine aynı şekilde biber gazına maruz bırakılan kadınlardan birinin olay sonrasında saatlerce 3 aylık bebeğini emziremediği, kolluk kuvvetlerince kadın ve çocuklara insan onuruna aykırı olarak ayrımcı ve cinsiyetçi saldırılar gerçekleştirildiği, Hak arama özgürlüğünü kullanmak isteyen çocuklar karakola başvurduğunda ifadelerinin alınmadan karakoldan geri gönderildikleri

7-)Darp ettikleri kişilere dönük gözaltı işlemi tesis edildiğinde gözaltı aracında ters kelepçe ile tutuldukları,kelepçeleri sıkı bir vaziyette saatlerce bekletildikleri,

8-) olay sırasında mağdurlara gerek cinsiyetçi gerek ayrımcı birçok hakaret ve tehditin yapıldığı,zırhlı araç içerisindeyken polislerdenbirinin mağdurlara“ESAD SURİYE’de KÜRTLERİ PRESE ATIYOR, ŞÜKRETMİYORSUNUZ”şeklinde söylemlerde bulunduğu,

9-)İşkenceye maruz bırakılan gözaltındaki aile üyelerinin hastahaneye gittikleri esnada, olayda sorumlu kolluk kuvvetlerinin olay günü görevli doktorlarla iletişim kurduğu bununla birlikte; doktor-hasta mahremiyetini ihlal edecek şekilde muayene esnasında kötü muamelede bulunan kolluk görevlilerinin odada bulundukları

GÖZLEMLENMİŞTİR.

 

Nitekim aile üyelerinin heyetimizce beyanlarının alındığı esnada aile üyelerinin vücutlarında kırık/çatlak kaynaklı alçıların olduğu, vücutlarının bir çok yerinde kızarıklık, şişlik, ekimoz belirtilerinin olduğu da gözlemlenmiştir.

Yaşanan bu olaya ilişkin olarak Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi ve Özgürlük için Hukukçular Derneği Amed Şubesi olarak, tüm bu gözlemler ve beyanlar açısından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.

 

Uluslar arası toplum ve bizler için ciddi bir endişe kaynağı haline gelen işkence ve kötü muamelenin son yıllarda resmi/gayri resmi gözaltı yerlerinde, cezaevlerinde ve sosyal yaşam alanlarında giderek yaygınlaşmaya başladığını kaygı ile gözlemlemekteyiz.

 

Bu anlamda tüm yasal düzenlemeler gözetilerek işkenceye maruz bırakılanlara yönelik yargısal makamlar tarafından adli, idari makamlar tarafından ise idari süreçlerin titizlikle yürütülmesini talep ediyor,Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezi, İnsan Hakları DerneğiDiyarbakır Şubesi,Özgürlük için Hukukçular Derneği Amed Şubesi olarak hak ihlaline maruz bırakılan tüm özneler adına hukuki süreçlerin takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz.

DİYARBAKIR BAROSU

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ DİYARBAKIR ŞUBESİ

ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ AMED ŞUBESİ