Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.
- Baromuz
- Merkezler & Komisyonlar
- Komisyonlar
- Merkezler
- Raporlar
- Duyurular
- Yayınlar
- Baro Bültenleri
- Diğer
- İletişim
13.10.2025
11 Ekim 2025 tarihinde Diyarbakır Barosu, Van Barosu, ve Baroların Kadın Hakları Merkezleri'nin ortak düzenlediği basın açıklamasında, Rojin Kabaiş dosyasındaki yeni adli tıp raporunun detayları kamuoyuyla paylaşıldı. Açıklamada, soruşturmanın başından bu yana etkin yürütülmediği, olayın ısrarla intihar olarak yansıtıldığı ve otopsi sürecine ailenin ya da avukatların dahil edilmesine izin verilmediği vurgulandı. Dosyadaki kısıtlılık kararları nedeniyle bilgiye erişimin engellendiği, buna rağmen baroların ve ailenin yürüttüğü ısrarlı mücadelenin gerçekleri açığa çıkardığı ifade edildi.
Rojin Kabaiş’in yaşam hakkının elinden alındığı dosyada uzun süredir beklenen kritik raporun nihayet taraflara ulaştığı belirtildi. Adli Tıp Kurumu Biyolojik İhtisas Dairesi’nin 10 Ekim 2025 tarihli raporuna göre, daha önce “bulaş ihtimali” olarak değerlendirilen iki farklı erkeğe ait DNA örneklerinin, Rojin’in bedeninin göğüs (sternal) ve vajinanın iç kısmı (intrevajinal) bölgelerinden alındığı tespit edildi. Bu bulguların, dosyada cinsel saldırı ihtimalini güçlendirdiği ve soruşturmanın bu yönde derinleştirilmesi gerektiği vurgulandı.
Açıklamada, Adli Tıp Kurumu’nun en öncelikli değerlendirmesi gereken bulguları uzun süre kamuoyundan gizlediği, bu nedenle kurum hakkında Diyarbakır ve Van baroları tarafından suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Rojin Kabaiş dosyası, yalnızca bir kadın cinayeti dosyası değildir; aynı zamanda bu ülkede kadınların yaşam hakkını hedef alan sistematik şiddetin, soruşturmalardaki ihmallerin ve cezasızlık politikalarının bir aynasıdır.
Diyarbakır Barosu ve Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak, kadınların yaşam hakkını savunmak, cinsiyet temelli şiddetle mücadele etmek ve cezasızlık kültürüne karşı hukukun üstünlüğünü tesis etmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Rojin için, adalet için, yaşam hakkı için mücadelemiz sürecektir.