Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.
- Baromuz
- Merkezler & Komisyonlar
- Komisyonlar
- Merkezler
- Raporlar
- Duyurular
- Yayınlar
- Baro Bültenleri
- Diğer
- İletişim
23.05.2025
Baromuz, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Yardımlaşma Derneği (TUAYDER) tarafından Diyarbakır, Elazığ, Erzincan ve Erzurum hapishaneleri ziyaret edilerek hapishanelerde meydana gelen hak ihlallerine ilişkin hazırlanan rapor ÖHD Amed Şubesinde düzenenlenen basın toplantısı ile açıklandı.
Raporun detaylarına linkten ulaşabirlirsiniz: https://www.diyarbakirbarosu.org.tr/public/uploads/document/diyarbakir-elazig-erzincan-ve-erzurum-hapishaneleri-hak-ihlalleri-raporu-1748010536.pdf
BASINA VE KAMUOYUNA
Değerli basın emekçileri Türkiye hapishanelerinde, başta yaşam hakkı olmak üzere mahpusların sağlık hakkı, iletişim ve haberleşme hakkı, adil yargılanma ve sağlıklı, makul ve uygun koşullarda yaşamını sürdürme hakkı ihlal edilmektedir. Yaşanan hak ihlallerinin yerinde tespiti, raporlanması ve kamuoyuna duyurulması ile ilgili kamu kurumlarını bu hak ihlallerini gidermesi için harekete geçirmek amacıyla Diyarbakır Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Amed Şubesi, İnsan Hakları Derneği Amed Şubesi ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Yardımlaşma Derneği tarafından Diyarbakır, Elazığ, Erzincan ve Erzurum hapishaneleri ziyaret edilerek hapishanelerde meydana gelen hak ihlalleri hakkında rapor hazırlanmıştır. Bu rapor ile sorunlara ilişkin tespit ve önerilerimizi sunmak amaçlanmıştır.
Öncelikle Türkiye’deki hapishanelerde yaşanan insan hakları ihlallerinin sonlandırılması, ağırlaşan infaz koşullarının düzeltilmesi, İmralı Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutulan Sayın Abdullah ÖCALAN, Ömer Hayri KONAR, Hamili YILDIRIM ve Veysi AKTAŞ üzerinde, uzun zamandır sürdürülen tecrit koşullarına son verilerek AİHM tarafından verilen ihlal kararları dikkate alınarak öncelikle umut hakkının tanınması, aile ve avukat görüşlerinin siyasi kısıtlamalara tabi tutulmadan sağlanması gerekmektedir. Bu bağlamda öncelikle yıllardır süregelen tecrit anlayışının derhal son bulması, umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve işler hale getirilmesi gerekmektedir.
Genel olarak saha ziyaretlerimizden tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir. Hapishanelerde mahpuslara yönelik hukuka aykırı tutum ve davranışta bulunan görevliler hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir. Hapishanelerde yaşanan sorunlar hakkında ilgili ulusal ve uluslararası kurumlara bilgilendirme ve gerekli başvuruların yapılması gerekmektedir.
Raporlama çalışması kapsamında ziyaret edilen hapishanelerde; Son dönemde yaşanan hak ihlallerinin arttığı, hapishanelere ilk girişlerde çıplak arama uygulamalarının mahpuslara dayatıldığı, bu durumu kabul etmeyen mahpuslara yönelik insan onuru ile bağdaşmayan uygulamaların gerçekleştirildiği tespit edilmiştir.
Hasta mahpusların revire ve hastaneye sevk taleplerine geç cevap verildiği ve bu durumun sağlığa erişim hakkının ihlaline sebep olduğu, hastane sevklerinde çift kelepçe ve ağız içi araması uygulamaları gibi tacize varan uygulamaların devam ettiği, hasta mahremiyetine uygun olmayan koşullarda mahpusların muayeneye zorlanması gibi uygulamaların mahpuslar tarafından kabul edilmemesi nedeniyle hastane sevkleri engellenmektedir. Bu sebeplerle mahpusların hastaneye sevkleri ve muayene süreçleri işkence ve kötü muameleye dönüşmektedir. Hasta mahpusların yaşamlarını tek başına idame ettirememelerinden kaynaklı serbest bırakılarak infazları ertelenmeli, tutuklu olanlar serbest bırakılmalıdır. Adli Tıp Kurumu yapısı itibari ile bağımsız ve tarafsız karar vermeye elverişli olmadığı için hasta mahpuslara aylarca zaman kaybettirmektedir. Bu durum başlı başına sağlığa erişim hakkının ihlaline sebep olmaktadır. Hasta mahpusların tedaviye erişimlerinin önündeki engeller kaldırılmalı, ağır hasta mahpuslar infaz erteleme talepleri kabul edilerek derhal tahliye edilmelidir. Adli tıp kurumunun tek otorite olması uygulamasına son verilmeli, bilimsel ve tarafsız kurulların görüşleri esas alınmalıdır.
İdari Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri tarafından mahpuslar hakkında “iyi halli” olup olmadıkları yönünde hazırlanan raporların objektif değerlendirmelerden uzak, hukuki dayanaktan yoksun ve soyut gerekçelere dayandırıldığı, infazı dolmuş, tahliye edilmesi gereken birçok mahpus hapishane idareleri veya İdare ve Gözlem Kurulunun keyfi kararları ile tahliye edilmeyerek özgürlüklerinden alıkonulmaktadırlar. İdare gözlem kurulu keyfi uygulamalarına derhal son vermelidir.
Mahpusların iletişim ve yazılı başvuruları konusunda yaşadıkları sorunların çözümü sağlanmalı, hapishanelerde yaşanan olağanüstü durumlarda özellikle son süreçte yapılan sevk ve sürgünlere ilişkin mahpusların, aileleri ve avukatları bilgilendirilmeli ve kendileriyle sağlıklı iletişim kurabilmelerinin koşulları oluşturulmalıdır.
Hapishanelerde mahpuslara yönelik işkence ve kötü muamele uygulamalarından derhal vazgeçilmeli; hukuka aykırı fiiller gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir.
Diyarbakır Barosu
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Amed Şubesi
İnsan Hakları Derneği Amed Şubesi
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Yardımlaşma Derneği