Uygulamamızı İndirin

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.

Hemen İndir
Lekelenmeme Hakkının Takipçisi Olacağız…

19.04.2021

19.04.2021

Lekelenmeme Hakkının Takipçisi Olacağız…

Daha önce sadece güvenlik bürokrasisinde görev yapacak olan kamu personelleri için uygulanan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, bilindiği üzere 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişimi sonrası 03/10/2016 tarihli 676 sayılı OHAL KHK’sıyla 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunun 48. Maddesindeki devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak şartlara “Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak” hükmü eklenerek bütün kamu personelleri için genel bir uygulama halini almıştır. OHAL’in kaldırılmasından sonra 676 sayılı OHAL KHK’si ile yapılan değişiklik 01/02/2018 tarihinde TBMM tarafından onaylanarak kanunlaştırılmıştı.

Anayasa Mahkemesi; 24/07/2019 tarihinde Ana Muhalefet Partisinin başvurusu üzerine 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 48. Maddesine eklenen memurluğa alımı için “güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması” yapılması hükmünü iptal etmiştir. Anayasa Mahkemesi; kamu hizmetine girişte yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıyla elde edilen bilgilerin kişisel veri olduğu ve kamu mercileri tarafından özel yaşama ilişkin sorular sorulması da dahil olmak üzere bireyin özel hayatı, iş ve sosyal yaşamıyla ilgili bilgilerin alınması, kaydedilmesi ve kullanılmasının özel hayata saygı hakkını sınırladığı, kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırlayan hatta iptal eden ilgili maddenin yeterince açık, anlaşılır, öngörülebilir olmaması ve ayrıca hakkın özüne dokunur nitelikte olması gerekçeleriyle iptal kararı almıştı.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra düzenlemenin yeniden kanunlaştırılması TBMM gündemine gelmiş olsa da kamuoyunun tepkileri sonucunda geri çekilmiştir. Ancak revize edilerek yeniden meclis gündemine getirilen düzenleme yasalaşmış ve 17.04.2021 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

7315 sayılı Güvenlik Soruşturması Ve Arşiv Araştırması Kanunu;

“Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, jandarma, emniyet, sahil güvenlik ve istihbarat teşkilatlarında çalıştırılacak kamu personeli ile ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak personel, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışacak öğretmenler, üst kademe kamu yöneticileri, özel kanunları uyarınca güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasına tabi tutulan kişiler ile milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birim, proje, tesis, hizmetlerde statüsü veya çalıştırma şekline bağlı olmaksızın istihdam edilenler hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılacağı,

Arşiv araştırmasının; Kişinin adli sicil kaydının, Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından hâlen aranıp aranmadığının, Kişi hakkında herhangi bir tahdit olup olmadığının, Kişi hakkında kesinleşmiş mahkeme kararları ve 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesinin beşinci ve 231 inci maddesinin on üçüncü fıkraları kapsamında alınan kararlar ile kişi hakkında devam eden veya sonuçlanmış olan soruşturma ya da kovuşturmalar kapsamındaki olguların, Hakkında kamu görevinden çıkarılma ya da kesinleşmiş memurluktan çıkarma cezası olup olmadığının, mevcut kayıtlardan tespit edileceği,

Güvenlik soruşturmasının; Görevin gerektirdiği niteliklerle ilgili kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerindeki olgusal verilerinin, yabancı devlet kurumları ve yabancılarla ilişiğinin, terör örgütleri veya suç işlemek amacıyla kurulan örgütlerle eylem birliği, irtibat ve iltisak içinde olup olmadığının, mevcut kayıtlardan ve kişinin görevine yansıyacak hususların denetime elverişli olacak yöntemlerle yerinden araştırılmak suretiyle tespit edileceği,

Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve mahalli mülki idare amirlikleri tarafından yapılacağı,

Yaptırılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda elde edilen verilerin değerlendirilmesi amacıyla Değerlendirme Komisyonu kurulacağı” şeklinde hükümler ihtiva etmektedir.

Yasal düzenleme içerik itibariyle Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesinde belirttiği hak ihlaline yönelik tespitlerini maalesef aynen barındırmaktadır. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması uygulamasıyla değerlendirme komisyonlarının teşekkül tarzı dikkate alındığında ve yetisi bakımından takdir marjının ileri derecede geniş tutulduğu ve dolayısıyla kanunilik ve eşitlik ilkelerini açık bir şekilde ihlal edildiği görülmektedir.

Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması faaliyeti kapsamında kamu idaresine, kamu görevine girmek isteyen kişiye ait kişisel verilere sınırsız bir şekilde erişme ve bu verileri toplama, sınıflandırma, işleme ve değerlendirme imkânı verilmiştir. Bu yasal düzenleme şeffaflık, hukuki öngörülebilirlik, masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı, kamu görevine katılma hakkının ihlali anlamına geldiği gibi, ayrıca bireyin özel hayatı, iş ve sosyal yaşamıyla ilgili bilgilerin alınması, kaydedilmesi ve kullanılmasına imkan vererek özel hayata saygı ile kişisel verilerin korunmasını isteme haklarını sınırlayan ve hatta iptal eden bir düzenlemedir.

Anayasa’nın 20. Maddesi gereğince, kişisel verilerin ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebileceği belirtilmiştir. Anayasa’nın 13. ve 20. maddeleri uyarınca kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırlamaya yönelik kanuni bir düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp yasal kuralların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir olması, kötüye kullanmalara karşı yeterli güvenceleri sağlaması gerekir.

Hukuk devletinde kanuni düzenlemelerin herhangi bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, öngörülebilir, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlemler içermesi gerekir. Kanunda bulunması gereken bu nitelikler hukuki güvenlik hakkının sağlanması bakımından da zorunludur.

Kamu idaresinin sorunsuz işleyebilmesi için, bireyin medenî hakları üzerinde etkisi olan çok sayıda kararın değerlendirme komisyonu üyelerince alınmaktadır. İdarenin bu tür kararları, tabiatıyla, AİHS Madde 6(1)’e uygun olamaz. Zira karar alma mercii her ne kadar âdil yargılanma konusunda usule ilişkin tedbir alabilse de, bağımsız olma şartını yerine getirmez. Sahip olduğu yetkiler ve sağladığı güvenceler bağlamında, komisyonları oluşturan üyelerin idari üstlerinden özerk hareket etmeleri bakımından bağımsızlık ve tarafsızlıklarının yasayla güvence altına alındığı söylenemez.

Yasa kapsamında, irtibat, iltisak ve eylem birliği gibi hukuki açıdan muğlak kavramlarla değerlendirme ve tespitlerin yapılacağı, bilgilere ilgililerin itiraz etme imkânının sınırlandırılması, değerlendirme komisyonunun oluşum şekli itibariyle keyfiyeti engellemediği, hukuki güvenlik hakkını sağlamadığı görülmektedir. Bu nedenle güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınmasına, kullanılmasına, işlenmesine yönelik temel ilke ve güvenceleri sağlayıcı düzenlemelere yer verilmeksizin kişisel bilgilerin alınmasına ve kullanılmasına izin verilmesi Anayasa’nın 13. ve 20. maddeleriyle bağdaşmamaktadır.

Diyarbakır Barosu olarak, Anayasa ve Uluslararası Sözleşmeler ile tanınan birçok temel hak ve özgürlüğün ihlaline sebep bu yasanın; Ana Muhalefet Partisi tarafından Anayasa Mahkemesi önüne iptal istemiyle taşımasını talep ettiğimizi ve  yasanın uygulama sürecini de yakinen takip edeceğimizi kamuoyu ile saygıyla paylaşırız..

                                              

Diyarbakır Barosu Başkanlığı