Uygulamamızı İndirin

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.

Hemen İndir
Cizre Halkı İçin Acil İnsani Yardım ve Harekete Geçme Çağrısı.

09.09.2015

 

 

Diyarbakır Barosu Başkanlığı

Basın Açıklaması

 

                                                                                                                                    09.09.2015

 

Cizre Halkı İçin Acil İnsani Yardım ve Harekete Geçme Çağrısı

 

Şıak Valiliği'nin 04.04.2015 tarihinde Cizre İlçesi'nde ikinci bir emre kadar, diğer bir ifadeyle SÜRESİZ ŞEKİLDE ilan ettiği sokağa çıkma yasağı bugün itibariyle altıncı (6) gününde ve halen devam etmektedir.

Yüz bini (100.000) aşkın nüfusuyla Cizre gibi büyük bir yerleşim biriminde bir haftadır kamusal yaşam tümüyle durmuş, bu süre içerisinde insanların sokağa çıkamamasının yanı sıra Cizre halkı başta elektrik, su, çöp, sağlık, eğitim vb. her türlü kamu hizmetten yoksun olduğu gibi, yiyecek, ilaç, çocuk maması gibi temel yaşam gereksinimlerinden de mahrum kalmıştır. Aynı zamanda Cizre halkı, bir haftadır istisnalar dışında tüm iletişim imkanlarından da yoksun kalmış, ilçeye gitmek isteyen Baromuz dahil sivil toplum örgütlerinin veya diğer inceleme heyetlerinin ilçeye girişine bugüne kadar izin verilmemiştir.

Öte yandan Cizre'nin dört bir yanı askeri ablukaya alınmış, ilçe merkezinden geçen Uluslararası İpek Yolu dahil tüm yollar askeri barikatlarla kapatılmıştır. Güvenlik görevlileri, ilçe merkezinin bazı bölgelerinde  daha önce kimi gruplarca oluşturulan barikat veya hendeklerin kaldırılması amacıyla zırhlı araçlarla başlattığı operasyon halen Cizre'nin dar sokaklarında, sivil ve masum insanların yaşadığı evlerin arasından sürdürülmektedir. Sivil halk özellikle Nur, Cudi ve Sur Mahallelerinde bodrum katlarında veya sığınaklarda kalarak ağır silahlara hedef olmaktan sakınmakta ve kendini korumaya çalışmaktadır.

Yaralanan sivil insanlar, uzun süre kan kaybetmekte ve bir sağlık merkezine ulaşamamaktadır. Eceliyle bile yaşamını yitirenlerin cenazeleri 40 derecenin üzerindeki bir sıcakta dini vecibelere uygun defnedilememekte, cesetler buzdolaplarında veya yakınlarının yaşadığı evlerde bekletilmektedir.  Dün itibariyle namaz kılarken sağ bacağından aldığı kurşunla yaralanan Abdullah ÖZCAN adlı Cizre/Cudi Mahallesinden sivil yurttaş 12 saat boyunca hiçbir sağlık merkezine ulaşamamış, ancak üç (3) gün sonra Diyarbakır'a ulaşabilmiştir. Adı geçen yaralı uzun bir süre kan kaybına uğramış ve tıbbi müdahaleden yoksun kaldığından dün akşam saat 16.00 sularında Diyarbakır merkezindeki bir özel hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen sağ bacağı diz altından ampute olmuştur/ayağını kaybetmiştir.

Bugün itibariyle Cizre halkının fiziki varlığını sürdürmesi tehlikeye girmiştir. Hastalıkların yayılması ve kitlesel ölümlerin yaşanması tehlikesi bulunmaktadır. Dünden beri istisnai iletişim imkanlarıyla bize ulaşan çok sayıda Cizreli acil yardım çağrısında bulunuştur. Cizre halkı bugün artık 1982'de Filistin halkının Sabra ve Şatilla kamplarında yaşadığı koşullara benzer bir durumla karşı karşıyadır. 

  - Diyarbakır Barosu kitlesel ölümlerin önüne geçmek ve yaşanan trajik durumun sona ermesi bakımından, kendi halkının yaşam hakkına saygısı ve koruması yükümlülüğü çerçevesinde Hükümetin Cizre Şehir Merkezindeki mahallelere yönelik sürdürülmekte olan askeri operasyonun derhal durdurulma talimatının verilmesini, aynı şekilde Anayasal ve yasal hükümlerin açıkça ihlaline yol açan sokağa çıkma yasağının sona erdirilmesini talep etmektedir.

  - Cizre halkının yaşadığı ağır koşullar ve halen karşı karşıya olduğu tehlikeler karşısında; bir süredir Cizre Şehir Merkezindeki mahallelere giden sokaklarda oluşturulan taşlı barikat veya hendeklerin derhal kaldırılmasını ve sivil insanların yaşadığı alanlarda her türlü silahlı çatışma ve şiddet eylemine son verilmesini beklemektedir.

  - Cizre halkının karşı karşıya olduğu ve artık fiziki yaşamını sürdürmenin imkanlarının da giderek azalması nedeniyle Türkiye ve dünyadaki insani yardım kurumları, sivil toplum,  hukuk ve insan hakları örgütlerinden ACİL YARDIM ve HAREKETE GEÇMEYE davet etmektedir.

Değerli Basın mensupları;

Cizre halkının yaşadığı acılar ve karşı karşıya kaldığı büyük tehlikelerin yanı sıra tüm toplumumuzu derin acılara gark eden olaylar yaşanmaktadır. Son birkaç gün içerisinde otuzu (30) aşkın asker/polis güvenlik görevlisi ve çok sayıda sivil insanımız yaşamını yitirmiştir. Halen sürmekte olan olay ve operasyonlar sonucu daha fazla güvenlik görevlisi veya  silahlı militan hayatını kaybetmiş olabilir. Hayatını kaybedenlerin ailelerinin acısını yürekten paylaşıyoruz.  Öte yandan giderek artan silahlı çatışma ve operasyonlara paralel şekilde Türkiye'nin batı illerinde sivil, masum ve genellikle de yoksul Kürt yurttaşlara saldırılar yaygınlaşmakta, batı illerine seyreden yolcu otobüsleri saldırılara uğramaktadır.

Değerli Basın mensupları;

Toplumumuz bu tabloyu hak etmemiştir. Silahlı eylem ve operasyonların yeniden başladığı 21 Temmuz 2015 tarihinden beri müteaddit kez Diyarbakır Barosu tarafından yapılan açıklamalarda; bu sürecin Türkiye halkına felaketten başka bir şey getirmeyeceği ve derhal sona ermesi çağrısında bulunmuştur.

En son 31 Ağustos 2015 tarihinde yaptığımız açıklamada, Türkiye'nin "Suriye'lileşmeyi", Diyarbakır, İzmir ve İstanbul'un da Halep'e dönmeyi hak etmediğini ifade etmiştik. Türkiye toplumunun son otuz (30) yıldır yaşadığı acılı deneyim sonunda sorunlarını ve bu arada Kürt Meselesini barışçıl ve demokratik yollarla çözme olgunluğuna erişmiştir. Esasen 7 Haziran seçim sonuçları da halkın bu yöndeki iradesini  ortaya koymuştur.

Sağduyu sahibi herkes yaşadığımız bu sürecin sonunda, hepimizin kaybettiği, bir felaketten başka bir sonucun olmayacağını görmesi gerekir.

Diyarbakır Barosu başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye toplumunun karşı karşıya olduğu tehlikeler ve 1 Kasım 2015'te yapılacak Parlamento Seçimleri nedeniyle Kürt Meselesinin demokratik ve barışçıl çözümüne imkan ve fırsat tanımak amacıyla, tek taraflı/çift taraflı tartışmasını şimdilik bir yana bırakarak HER TÜRLÜ SİLAHLI ve ŞİDDET EYLEMİNE SON VERİLMESİ çağrısında bulunmaktadır.

Diyarbakır Barosu ayrıca Devlet ve Hükümet yetkililerinin de daha önce yaptıkları "...güvenlik görevlilerimize saldırı olmazsa onlar da kimseye ateş açmaz..." biçimindeki söz ve taahhüdün yerine getirilmesi çağrısında da bulunmaktadır.

Böylece halen bir kısır döngüye dönüşen ve toplumumuzun yaşadığı acılar karşısında anlamsızlaşan "tek taraflı/çift taraflı" ateşkes tartışmaları da geride bırakarak fiilen silahların susmasının sağlanacağını düşünüyoruz.

Saygılarımızla.

                                                                                                                               

                                                                                                 Diyarbakır Barosu YK adına

                                                                                                Av. Tahir ELÇİ/Baro Başkanı