Uygulamamızı İndirin

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.

Hemen İndir
Bilinmeyen Bir Dil Değil; Kürt Dili…

25.08.2021

Uzun yıllar Kürt Dilinin kullanımı  ve  Kürt Kültürüne yönelik sistematik bir inkar ve asimilasyon politikalarından sonra, özellikle  çözüm süreci ile birlikte kamusal alanda Kürtçe’nin kullanımı önündeki engellemelerden kısmende olsa vazgeçilmiştir. Yeterli görülmemekle birlikte, ana dilde savunma hakkına yönelik yasal düzenlemenin yapılmış olması, başta Mardin Artuklu Üniversitesi olmak üzere bir kısım üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümünün ve  TRT’de Kürtçe yayın yapan bir kanalın açılması gibi kısmi müspet gelişmeler yaşanmıştır.

Son yıllarda, Kürt Dilinin kamusal hizmetlerde kullanımının yasal mevzuata bağlanması gerekliliği ve  ana dilde eğitim hakkına yönelik talep ve tartışmalar yürütülürken, Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutuklu ve hükümlülerin, Kürtçe şarkı eşliğinde halay çekmiş olmaları nedeniyle, sadece Türkiye’de yaklaşık 25 milyon insanın ana dili olan Kürt diline ilişkin kamusal makamların “bilinmeyen ve anlaşılmayan bir dil” şeklindeki tanımlamanın yapılarak soruşturmaya konu edilmesi, yine bir TV programında Kürt dilini kullanmaktan kaynaklı  engellemelerin ve ayrımcı yorumların kabulü mümkün değildir. Bu ve benzeri uygulamalar geçmişteki yasakçı anlayışın, inkar ve asimilasyon uygulamalarının maalesef devam ettiğini göstermektedir.

Daha önce Mahkeme ve TBMM tutanaklarında,  Kürt diline ilişkin “bilinmeyen dil” gibi tanımlamaların yapıldığı herkesin malumudur. Ülkemizde yaklaşık 25 milyon insanın ana dili olan ve Dünyanın en zengin dillerinden biri olan Kürt diline ilişkin kamusal alanda bu ve benzeri tanımlamaların yapılması, haklı olarak toplumda büyük bir rahatsızlığa ve tepkiye  yol açmaktadır. Diyarbakır Barosu olarak, Kürt diline yönelik bahse konu bu tanımlamaları ve uygulamaları kınıyoruz. Kürt Dilinin varlığını koruması ve gelişiminin sağlanması önündeki kamusal alandaki keyfi uygulamalara son verilmesini, bu ve benzeri uygulamalarda sorumluluğu bulunanlar hakkında  gerekli adli ve  idari soruşturmaların başlatılmasını ve etkin bir şekilde yürütülmesini talep ediyoruz.

Diyarbakır Barosu olarak sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuyla saygıyla paylaşıyoruz.