Uygulamamızı İndirin

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.

Hemen İndir
BASINA ve KAMUOYUNA

01.04.2013

 

BASINA VE KAMUOYUNA 

 

                                                           1 Nisan 2013, Diyarbakır

 

Sayın Basın Mensupları,

Cezaevlerindeki hak ihlalleri sorunu dönem dönem değişiklik gösterse de maalesef hiç kesintiye uğramaksızın devam etmektedir. Bu ihlallerin bir kısmı mevzuattan kaynaklanmakla birlikte, önemli bir kısmı da uygulayıcılardan kaynaklanmaktadır. Yani cezaevi idaresinin ve infaz koruma memurlarının kişisel tutum ve davranışlarından da kaynaklanmaktadır. Özellikle politik mahpuslar bu ayrımcı davranışlara en çok maruz kalan mahpus gruplarının başında gelmektedir.

Son dönemlerde Kürt Sorunu endeksli yaygın tutuklama kampanyaları nedeni ile özellikle Bölgemizdeki cezaevleri,  çoğu zaman kapasitelerinin iki katına yakın tutuklu ve hükümlüyü barındırmıştır. Tüm sevk ve nakillere rağmen Diyarbakır’daki iki cezaevi de halen kapasitelerinin çok üzerinde mahpusu barındırmaktadır. Adalet Bakanlığının 2012 yılı verilerine göre Türkiye genelinde tüm mahpusların sayısının 136.000 kişi olduğunu da bu vesile ile belirtmek isteriz.

 

 

Değerli Basın Mensupları,

Diyarbakır Barosu Cezaevi Komisyonu, İzmir Şakran Cezaevinde yaşanan hak ihlallerinin yoğunluğunu gözeterek bu cezaevinde bir dizi incelemeler yapmış ve bir rapor hazırlamıştır. Bu raporu açıklamamızın ekinde sizlere sunacağız.

Bununla birlikte hemen tüm cezaevlerinde yaşanan ihlallere ilişkin görüşlerimizi de bu vesile ile sizlerle paylaşmak isteriz.

Öncelikle en önemli sorun cezaevlerinde ağır hasta mahpusların durumudur. Öteden beri kamuoyunun gündeminde olan bu sorun, tüm girişimlere rağmen bir çözüme ulaşmamış, bazı vakalarda bu ihmaller mahpusların cezaevinde ölümü ile sonuçlanmıştır. Hiç kuşkusuz bu ölümlerin yaşanmasında en önemli sorumluluk/sorumsuzluk Adli Tıp Kurumuna aittir.

Son dönemlerde yaygın olarak yaşanan bir diğer ihlal ise mahpusların sevk ve nakiller sırasında, özellikle de cezaevine kabulleri sırasında çırılçıplak soyularak aranmaları mevzusudur. Bu uygulama birçok cezaevinde rutin olarak uygulanmakta, bu uygulamayı kabul etmeyen mahpuslar zorla soyularak ve zaman zaman da fiziki şiddet eşliğinde bu onur kırıcı muameleye maruz kalmaktadır. Bu uygulamaya karşı yapılan kimi hukuksal girişimler de maalesef sonuçsuz kalmaktadır.

Nakiller konusunda bir diğer problem alanı ise yargılamaları halen devam eden tutukluların yargılamalarının yapıldığı mahkemeden binlerce kilometre ötedeki cezaevlerine nakledilmeleridir. Bu uygulama iki önemli probleme yol açmaktadır. Bunlardan ilki, tutuklunun avukatı ile görüşerek etkin bir hukuksal destek almasının engellenmesine yol açmasıdır. Nitekim halen Diyarbakır Mahkemelerinde yargılamaları devam eden çok sayıda tutuklu, Bolu, Şakran ve hatta Trakya Bölgesindeki cezaevlerine nakledilmişlerdir. Böylece avukatın duruşma öncesi müvekkili ile görüşmesi ve etkin bir hukuksal destek sunması açık bir şekilde engellenmiştir. Kısaca SEGBİS olarak adlandırılan ses ve görüntü bilişim sistemleri ile tutukluların ifadeleri alınmaya çalışılmakta ise de, gerek yargılamanın yüzyüzeliği, gerekse de bu sistemin yeterli altyapısı olmaması nedeni ile sağlıklı ve adil bir yargılama yapılmadığı konusunda hiçbir kuşkumuz yoktur. Bununla birlikte binlerce kilometre ötedeki cezaevlerin nakledilen mahpuslar, maddi imkânsızlıklar nedeni ile yakınlarıyla haftalık kapalı görüş ile aylık açık görüş haklarından çoğu zaman yararlanamamaktadırlar.  

 

 

   

Bunun yanı sıra hasta mahpusların doktora ulaşmaları, muayene ve tedavileri de aksatılmaktadır. Bazı cezaevlerinde doktora ulaşmak başlı başına bir sorun halini almıştır. Bunun yanı sıra Komisyonumuzun incelemelerde bulunduğu Şakran Cezaevinde mahpusların kelepçeli bir şekilde muayene ve tedavilerini yapılmak istendiği, bu uygulamayı kabul etmeyen mahpusların, hiçbir tıbbı muayene ve tedavi yardımı almaksızın cezaevlerine geri getirildikleri yaygın olarak dile getirilen şikayet konularından biri olmuştur.

Keza disiplin cezalarının uygulanma şekli, süresi ve buna karşı itiraz mekanizmasının etkisiz hale getirilmesi nedeni ile mahpusların dış dünya ve yakınlarıyla iletişim kurma hakları, sistematik bir şekilde engellenmektedir.  Örneğin çırılçıplak aramayı kabul etmeyen mahpuslar, zorla soyularak aranmakta, bu uygulamaya direnen ya da itiraz eden mahpuslar ayrıca disiplin cezası ile cezalandırılmaktadırlar. Bu ve benzer sebeplerle mahpuslar, aralıksız bazen 1 yıla varacak şekilde disiplin cezalarıyla cezalandırılarak adeta dış dünyaya karşı izole edilmektedirler.

 Bir diğer sorun alanı ise mahpusların süreli ve süresiz yayınlara ulaşma konusunda karşılaştığı ihlallerdir. Bazı cezaevlerinde mahpusların toplatma ya da yasaklama kararı bulunmayan yayınlara ulaşmaları ve bunları edinmeleri tamamen keyfi nedenlerle engellenmektedir. Bu haksız ve hukuk dışı uygulamaya karşı çıkan mahpuslar da, disiplin cezalarıyla cezalandırılmaktadırlar.   

 

 Sayın Basın Mensupları,

Yukarıda özetlediğimiz hususlar, mahpusların yaygın olarak ihlal edilen temel haklarına ilişkin hususlardır. Bunların yanı sıra irili ufaklı çok sayıda hak ihlalleri de yaşanmaktadır. Tüm bu hak ihlallerinin bir kısmı mevzuattan kaynaklanmakla birlikte,  daha ziyade cezaevi idarecilerinin, cezaevi güvenliği ile sorumlu olan jandarmanın ve infaz koruma memurlarının kasıtlı, kusurlu ya da ihmali tutum ve davranışlarından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle sorunların aşılması için ceza infaz mevzuatının bu ve benzer sorunlara yol açan kısımlarının, duraksamaya ya da yoruma gerek olmayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.  Yine hukuk dışı, keyfi uygulamaları nedeni ile cezaevlerinin sivil ve askeri personelinin eğitilmesi, bu tür davranışlarda bulunan personelin adli ve idari yönden etkin bir şekilde soruşturulması gerekmektedir.

Şakran Cezaevindeki sorunlara ilişkin olarak hazırladığımız rapor da açıklamamızın ekinde sunulmuştur. Bu raporda belirtilen sorunların aşılması için yetkili merciler nezdinde gerekli bütün girişimlerde bulunacağız.      

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

                                     Diyarbakır Barosu Cezaevleri Komisyonu

 Raporu indirmek için tıklayınız