Uygulamamızı İndirin

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.

Hemen İndir
Baro Başkanımız Tahir ELÇİ'nin Katledilişinin 193. Haftası Anma Etkinliği Diyarbakır Adliyesi Önünde Gerçekleştirildi...

13.09.2019

Baro Başkanımız Tahir ELÇİ’nin katledilişinin 193. haftası anma etkinliği bugün Şanlıurfa Barosu Başkanı Av. Abdullah ÖNCEL, Şanlıurfa Barosu Yönetim Kurulu üyeleri ve meslektaşlarımızın katılımıyla yapıldı. Etkinlikte konuşan Baro Başkanımız Av. Cihan AYDIN şunları söyledi;

Değerli basın mensupları, sevgili meslektaşlarım hepiniz hoş geldiniz.

193. haftada Sayın Tahir ELÇİ'ye dair adalet arayışımız devam ediyor. Bugün aramızda Şanlıurfa Baro Başkanımız ve Baro üyesi meslektaşlarımız aramızda. Destek ve katkılarından dolayı kendilerine teşekkür ederim. Yine Sur Belediyesi Eş Başkanı aramızda.

Bildiğiniz üzere Tahir ELÇİ Soruşturma Dosyasına ilişkin bazı gelişmeler yaşandı. Basına ve kamuoyuna bilgi vermek için Tahir ELÇİ Dosyası Soruşturma Komisyonu üyesi meslektaşlarımız aramızda, kendilerine sözü vermeden önce 193 haftadır adalet arayışımızın maalesef hala sonuçsuz kaldığını, bir ilerlemenin yaşanmadığını belirtmek isterim. Basına yansıyan gelişmeler hakkında detaylı bilgi vermek üzere sözü meslektaşım Av. Mahsuni KARAMAN'a bırakıyorum.

Av. Mahsuni KARAMAN;

Değerli basın mensupları sizlerin de takip ettiğiniz üzere iki gün önce bir internet sitesinde Tahir ELÇİ soruşturmasında çarpıcı bir iddia ortaya atıldı. Haliyle hem kamuoyu hem de bizler ve sizler bu konudaki hassasiyetimizden dolayı büyük ilgi duydu bu habere. Bu haberin özeti; Adli Tıp Kurumu'na FETÖ soruşturması kapsamında yapılan bir operasyonda kendisinin bilgisine başvurulan Biyoloji İhtisas Dairesindeki bir görevlinin Tahir ELÇİ Soruşturması kapsamında kendilerine yani Biyoloji İhtisas Dairesine gelen materyallerden birinin incelemesi sırasında bir delil karartma iddiasıydı. Oradaki iddia somut olarak şuydu; Gelen bir nüvenin üzerindeki erkek genotipinin kendileri tarafından tespit edildiğini, bunu imza altına aldıklarını, Biyoyoli İhtisas Dairesi Başkanı vbe Adli Tıp Kurumunun çatı başkanına sunduklarını ancak ve maalesef kendileri tarafından yapılan bu tespitin onların istemi dahiinde ortadan kaldırıldığını ve dosyanın bu haliyle Diyarbakır Cunhuriyet Başsavcılığına iade edildiğini söylemişti. Hal böyle olunca tabi şu çok önem arz ediyor. Yani birincisi bu erkek genotipinin ait olduğu materyalin ne olduğu, ikincisi söz konusu materyalin bu cinayeti aydınlatıcı bir etkisi soruşturma dosyasını ilerletici faillerin tespiti açısından bir bulguya net bir sonuca götürüp götüremeyeceği meselesidir. Şunu öncelikle vurgulamak gerekir tabi bu iddiadan hemen sonra bizler soruşturma komisyonu üyesi arkadaşlarımız ile dosya yapmış olduğumuz incelemede iddiaya konu materyalin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafında gönderilen ve üzerinde erkek genotipi tespit edilen materyalin aslında olay günü Uğur YAKIŞIR isimli militanın polislere doğru hızlıca koşarken elinden polise doğru fırlamış olduğu Glock marka silahın sürgüsün üzerinde bir genotip olduğunu tespit ettik. Şunu açıkça söylemek lazım buda yükümlülük bizler açısından tabi kamuoyunun doğru bilgi alma hakkı da bunu gerektiriyor. Uğur YAKIŞIR'A ait silah Tahir ELÇİ cinayetini aydınlatıcı bir silah değil. Sizin bunun balistik incelemesiyle, bunun üzerindeki DNA incelemesiyle böyle bir bulguya varmanız mümkün değil. Geldiğimiz aşama itibariyle şu husus net. Uğur isimli militanın elindeki glok marka silah Yenikapı Sokak içerisine bu şahsın girişinden sonra bir el kullanılıyor o kullanılma o atışta görüntülerde net olarak tespit ediliyor. Daha sonra herhangi bir atış olmaksızın dört ayaklı minareye doğru gelirken yetişmeden hemen silahı orada görevli bulunan polis memurlarına fırlatıyor, dolayısıyla o silahtan herhangi bir cinayetin işlenmediği bizler bildiğimiz için o silahın herhangi bir yerinden alınmış bir genotipin bir DNA'nın bu yöndeki bir tespitin cinayeti aydınlatıcı bir yanı yoktur. Şunu öncelikle vurgulamak lazım Adli Tıp kurumunda ortaya atılan bu İddia Adli Tıp Kurumu'nun güvenilirliğini şüpheye düşürmüştür, tartışma konusu etmiştir. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bu iddiada bahsi geçen materyal delil adli Tıp Kurumuna gönderilmedi. Yüzlerce nüve gönderildi, kovan gönderildi, görüntü kayıtları gönderildi dolayısıyla herhangi bir incelemede herhangi bir materyalin incelenmesinde bu iddia Adli Tıp'ın bu dosya kapsamında yapmış olduğu bütün analizleri ve tespitleri tartışmalı hale getiriyor. Adli Tıp Kurumu Türkiye'de en tepe bilirkişilik müessese uzman mütalaası veren bir kurum ve kuruluş, uluslararası akreditasyonu olan bir kuruluş, elindeki hem kendisine ulaşmış materyalleri hem de kendisinin varmış olduğu analiz sonuçlarını uzun süre saklama yükümlülüğünde olan, yeniden talep halinde arşivlerine de başvurmak suretiyle yeniden inceleme ve tespit de yapabilen bir kuruluş. Bu açıklamalar ışığında bizler de Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına bugün itibariyle bir talepte bulunduk. Talebimizde özetle bu iddianın araştırılmasını istedik.

Şanlıurfa Baro Başkanı Abdullah Öncel;

İçişleri Bakanı Süleyman SOYLU'nun Diyarbakır Barosu’na yönelik tehdidinin hukuk camiasına ve barolara yönelik saldırı olarak kabul etmiyoruz. Tehditlere boyun eğmeyeceğiz. Diyarbakır Barosunun yanında, Tahir ELÇİ'yi aldığınız yerdeyiz.