Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.
- Baromuz
- Merkezler & Komisyonlar
- Komisyonlar
- Merkezler
- Raporlar
- Duyurular
- Yayınlar
- Baro Bültenleri
- Diğer
- İletişim
28.11.2024
Baro Başkanımız Av. Tahir ELÇİ Anma Programı kapsamında 'Adliye Önünden Dört Ayaklı Minareye Yürüyüşün’ ardından Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklamasına Merhum Baro Başkanımızın eşi Türkan ELÇİ, kardeşi Mehmet ELÇİ ile Elçi Ailesi üyeleri, TBB Başkanı Av. R. Erinç SAĞKAN,TBB Saymanı ve TBB Yönetim Kurulu Üyeleri, Baro Başkanları ve Baroların Delegeleri, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile Bağlar, Yenişehir ve Kayapınar Belediyesi eş başkanları, Diyarbakır DEM Parti İl Eş başkanları, DEM Parti Sözcüsü Milletvekili Ayşegül Doğan, Diyarbakır CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Barolara mensup Yönetim Kurulu üyeleri, milletvekilleri, siyasi parti ve kentimizde bulunan STK temsilcileri katıldı.
Dört Ayaklı Minare önünde yapılan açıklamada söz alan Baro Başkanımız Av. Abdülkadir GÜLEÇ, Türkan ELÇİ ve TBB Başkanı Av. R. Erinç SAĞKAN konuşma yaptı.
Baro Başkanımız tarafından yapılan açıklama aşağıdadır.
Değerli basın emekçileri, kıymetli dostlar;
Bu önemli günde bizleri yalnız bırakmadığınız için Diyarbakır Barosu adına hepinize teşekkür ediyorum. Ebedi Başkanımız Tahir Elçi, 28 Kasım 2015're, yaşanan çatışmalara ve yıkıma, herkesin sessiz kaldığı günlerde susmayarak; bu tarihi mekanda; kentin tarihine, kültürüne, sakinlerine ve yaşam hakkına sahip çıktığı sırada, kameraların önünde katledildi.
Bununla ilgili soruşturma 4,5 yıl devam etti ve nihayetinde iddianame hazırlandı. Soruşturma 4,5 yıl boyunca sürmüşse de soruşturmada, soruşturma makamı ve yetkililer maalesef önemli delilleri toplama yoluna gitmemiştir. Zamanında olay mahallînde keşif yapmamış, Emniyet Müdürlüğü Foto Film Şubesinin kamera görüntüleri üzerinde yapılan kesintiyi görmezden gelmiş, bununla ilgili bir tespite gitmemiş, muhtemel şüpheli olan polisler hakkında herhangi bir adli tedbir uygulanmamıştır. 5 yıllık soruşturma sonunda açılan davada ise henüz ilk duruşmada sevgili başkanımızın eşi Türkan Elçi’nin konuşmasına dahi izin verilmemiş; büyük bir nezaketsizlikle usule aykırı bir şekilde davranılmıştır. 4 yıl boyunca süren kovuşturma süresince de Diyarbakır Barosu ve diğer katılanların tüm talepleri reddedilmiş; soruşturma aşamasındaki hukuksuzluklara devam edilmiştir.
Olay yeri inceleme işlemleri zamanında gerçekleştirilmemiş, görüntü kayıtlarının tespiti ve gerekli incelemeler yapılmamış, görgü tanıklarının beyanları alınmamış, istihbarat şubeden görevli polis memurlarının tanık olarak dinlenilmesi talepleri ve en önemlisi de her duruşmada yenilenen keşif talebi hususunda “tüm deliller toplandıktan sonra tekrar değerlendirileceği” söylenerek uzun süre karar verilmemiş, son olarak 9. celsede keşif talebi tümüyle reddedilmiştir. Soruşturma aşamasında dinlenen tanıkların beyanlarının işkence ile alındığı, yönlendirildiği duruşma tutanaklarına yansımasına rağmen bununla ilgili herhangi bir hukuki süreç başlatılmamıştır. Foto Film Şube personeli tarafından çekilen vurulma anına ait tek kamera kaydının 12 saniyesinin silinmesine ilişkin teknik ve resmi açıklama yapılmamıştır. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesine ilişkin kurulan ara karardan ise iddia makamının itirazı ile celse arasında dönülmüştür. Anlaşılacağı üzere maddi gerçeğin ortaya çıkmasından imtina edilen bir yargılama süreci yürütülerek maalesef sanıkların beraatıyla sonuçlanmıştır.
Toplumun bağrında derin yaralar bırakan Tahir Elçi suikastı, egemenlerin isteği doğrultusunda süregelen karanlık dehlizlerde tutma politikasıyla örtüşmektedir. Cinayetin işlendiği ilk gün, dönemin Başbakanı ve Adalet bakanı tarafından faillerin bulunacağı yönündeki beyanının bir aldatmaca ve klasik bir iktidar refleksi olduğu bir kez daha görülmüştür. Tahir Elçi cinayetinin “siyasi bir suikast” olduğuna dair itiraf bu cinayetin ancak siyasi bir irade ile aydınlatılabileceğini göstermişse de siyasi irade gibi yargı makamı da adaletin yerini bulması için bir cesaret gösterememiştir.
Diyarbakır Barosu olarak birçok kez ifade ettiğimiz üzere Tahir ELÇİ suikastı karanlık bir dönemin başlangıcına zemin olarak kullanılmış; o günden bu yana demokrasi, insan hakları mücadelesi, hukukun üstünlüğü ciddi bir şekilde zarar görmüş; toplumun adalete olan inancı yok olma noktasına gelmiştir. O günden bu güne Kürt meselesinin barışçıl yollarla çözümünden uzaklaşılmış, siyasi kriz daha da derinleşmiştir.
Değerli dostlar;
Tahir Elçi avukatlık hayatını ağır insan hakları ihlalleriyle mücadeleye adayan, Kürt sorununun barışçıl demokratik çözümünü savunan bir barış elçisiydi. Son nefesinde dahi tarihimize ve değerlerimize sahip çıkan Başkanımızın, her seferinde çatışmadan uzak barışçıl yollara kapı aralayan ve bu noktada söz kuran tutumunu sahipleniyoruz. Bizler Diyarbakır Barosu olarak Tahir ELÇİ suikastının bütün yönleriyle aydınlatılması ve faillerinin cezalandırılması için bütün gücümüzle mücadele etme kararlılığımızı bir kez daha yineliyoruz. Diyarbakır Barosu ve Tahir Elçi ailesine gösterdiğiniz dayanışma için hepinize teşekkür ediyor; Tahir Elçi’yi bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz.