Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.
- Baromuz
- Merkezler & Komisyonlar
- Komisyonlar
- Merkezler
- Raporlar
- Duyurular
- Yayınlar
- Baro Bültenleri
- Diğer
- İletişim
29.04.2020
Ali El Hemdan
Kemal Kurkut
Helin Hasret Şen
Recep Hantaş
Medeni Yıldırım
Berkin Elvan
Ethem Sarısülük
Nihat Kazanhan
Uğur Kaymaz
…………..
“…İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar.”
Cemal Süreya
Ali El Hemdan Suriyeli bir sığınmacıydı, iddiaya göre ailesinin geçimini sağlamak için tekstil işinde çalışıyordu. Yine iddiaya göre polis uygulamasından kaçarken, polis tarafından kalbinden vurularak öldürüldü. Yukarıda isimleri sayılan ya da sayılamayan yüzlerce kişi gibi.
Ali El Hemdan savaştan kaçarak Türkiye’ye sığındı, Onu savaş değil polis kurşunu öldürdü. Son dönemlerde Suriyeli sığınmacılara yönelik ırkçı söylemler bu ve benzeri cinayetlere zemin hazırlamakta; cezasızlık politikası, nefret söylemleri de bu cinayetleri körüklemektedir. Nitekim daha olayın ilk anında Adana Valisinin, bir “mahkeme” edasıyla “kaza kurşunu” açıklaması daha başından bu soruşturmanın seyrini belirlemiştir. Geçmiş tecrübelerle de sabit olduğu üzere, Yargının bu kadar iktidar ile kol kola girdiği bir dönemde, önceden belirlenen bu hattın dışına çıkması pek olası görünmüyor.
Olayın faili bir süre açığa alınacak,
Olay unutulduktan sonra görev yeri değiştirilerek tekrar görevinin başına dönecek.
Yargılama sonucunda taksirle insan öldürmekten 2 yıl civarında bir ceza alacak, cezası ertelenecek. İşte Türkiye’de cezasızlık politikasının küçük nüans farklılıklarına rağmen izlediği genel seyir aşağı-yukarı böyle.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen Ali El Hemdan’ın öldürülmesine ilişkin soruşturmanın etkin, şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesi, failin tutuklanması ve cezalandırılmasını umut ve talep ediyoruz.
Saygılarımızla,
Diyarbakır Barosu