Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.
- Baromuz
- Merkezler & Komisyonlar
- Komisyonlar
- Merkezler
- Raporlar
- Duyurular
- Yayınlar
- Baro Bültenleri
- Diğer
- İletişim
19.07.2025
BASINA VE KAMUOYUNA
İçinden geçtiğimiz bu kritik dönemde, Türkiye’nin demokratik geleceği, toplumsal barışı ve Kürt meselesinin şiddet diyalektiğinden arındırılarak barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözümü için yeni bir sürece girildiği ifade edilmektedir. Ancak barış, yalnızca söylemlerle değil; eşit yurttaşlık, hukuk, adalet ve demokrasi ile inşa edilebilir.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile Kobanê davası kapsamında tutuklu bulunan siyasetçilerin tahliye talepleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) açık ihlal kararına rağmen Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Mahkeme, kararın kesinleşmediğini öne sürmüştür.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 08.07.2025 tarihli Selahattin Demirtaş / Türkiye kararında;
• Anayasa Mahkemesi’nin 07.11.2019 tarihinde Demirtaş’ın tutukluluğuna ilişkin yapılan başvuru hakkında 4 yılı aşkın süredir karar vermemesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5/4 maddesinin,
• Demirtaş’ın suç işlediğine dair makul bir şüphe bulunmaması nedeniyle AİHS’in 5/1 maddesinde düzenlenen özgürlük ve güvenlik hakkının,
• Demirtaş’ın 4 yılı aşkın süredir ilgili ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin tutukluluk halinin sürdürülmesi nedeniyle AİHS’in 5/3 maddesinde düzenlenen gerekçeli karar hakkının,
• Demirtaş’ın ve avukatlarının soruşturma dosyasına erişimine izin verilmemesi nedeniyle AİHS’in 5/4 maddesinin,
• Demirtaş’ın siyasi saiklerle özgürlüğünden alıkonulması nedeniyle AİHS’in 5/1 maddesinde düzenlenen özgürlük ve güvenlik hakkı ile bağlantılı olarak AİHS’in 18. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Anayasa’nın 90. maddesi ve AİHS’in 46. maddesi gereğince, AİHM kararlarının iç hukukta bağlayıcı olduğu tartışmasızdır. Bu bağlamda, ihlal kararı sonrası yapılan tahliye taleplerinin reddedilmesi açıkça hukuka aykırıdır.
Barış ancak hukukun üstünlüğü gözetilerek ve demokratik siyasetin önündeki tüm engeller kaldırılarak mümkün olabilir.
Diyarbakır Barosu olarak bir kez daha vurguluyoruz:
Barış için, Kürt meselesinin demokratik çözümü için, adalet için, demokrasi için;
AİHM kararları derhal uygulanmalı; Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Kobanê davasında tutuklu bulunan tüm siyasetçiler serbest bırakılmalıdır.