Uygulamamızı İndirin

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.

Hemen İndir
15 Mart 1985 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından

14.03.2014

                             

 

BASIN AÇIKLAMASI

 

Diyarbakır  14.03.2014

 

Değerli Basın Mensupları;

 

 

15 Mart 1985 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından Tüketici Hakları Evrensel Beyannamesikabul edilmiş, her yılın 15 Mart günü ise Dünya Tüketici Hakları Günü olarak  kutlanmaya başlanmıştır. Avrupa  Konseyince  de 1986  yılında 2. Tüketiciyi  Bilgilendirme  ve  Koruma Programında Tüketici Hakları Temel İlkeleri Avrupa Ülkelerinde de oldukça etkin bir şekilde kabul görmüştür. 

 

1982 Anayasa’sında tüketiciyi korumaya yönelik hüküm bulunmasına rağmen tüketici sorunları 1995 tarihine kadar hukukun genel hükümleri içinde değerlendirilmiştir. Türkiye’de tüketici hukuku alanında ilk özel yasa 1995 tarih ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanundur. Bu kanun, değişen teknoloji, serbest piyasa koşulları, arz, talep dengeleri, küreselleşen dünyada yeni ve tüketici aleyhine meydana gelen fiili durumlar karşısında yetersiz kalmıştır. Bu yetersizlik 4822 sayılı yasa ile büyük bir oranda giderilmeye çalışılmış ise de hukuki  düzenlemeler yetersiz  kalmıştır. Mevcut durum karşısında çeşitli sivil toplum örgütleri tüketicinin korunması amacıyla bu konuda çalışmalar yapmışlardır.

 

Diyarbakır Barosu Evrensel Hukuk İlkelerinin, İnsan Temel Hak ve Özgürlüklerinin sağlanması amacıyla bütün hak ihlallerinin yaşandığı alanlarda olduğu gibi tüketici haklarının korunması ve tüketici hak ihlallerinin önüne geçmek ve bilinçli tüketici portföyü sağlamak için daha önceden başlatmış bulunduğu çalışmayı bu yıl da sürdürmede kararlı olup, bu kapsamda tüketiciyi koruma ve bilinçlendirmeye yönelik olarak çalışmalar yapmak üzere kurduğu Çevre Sorunları ve Tüketici Hakları Komisyonu ile etkinliklerine devam edecektir.

 

Diyarbakır Barosu olarak amacımız; Avrupa Birliği sürecinde Birliğin Tüketici Koruma Politikasıyla birlikte, Tüketici Hukuku alanında daha etkin bir şekilde tüketicilere yönelik çalışmalar  yapmaktır. Bunun yanında Birleşmiş Milletler  tarafından da benimsenen, evrensel kabul gören, tüketicinintemel gereksinimlerinin giderilmesi hakkı, güvenlik ve güven duyma hakkı, mal ve hizmetlerin serbestçe seçilmesi hakkı, bilgi edinme hakkı, sağlıklı bir çevreye sahip olma haklarını  göz önüne alarak sosyal ve iktisadi hayattaki gelişmeler karşısında tüketiciyi daha etkin bir şekilde  korumaktır. Ayrıca hedefimiz 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı kanunun amacı olan kamu yararına uygun olarak tüketicinin ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici çalışmalar yapmak ve bu konudaki politikaların oluşturulmasına da daha etkin olarak katılımda bulunmak ve bilinçli tüketici portföyünü geliştirmek ve genişletmek” olacaktır. 

 

Türkiye’de mevcut tüketicilerin büyük bir çoğunluğunu ilgilendiren Banka Kredilerinden alınan dosya masraflarının bir kısmının iadesine ilişkin olarak Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013 yılında birçok içtihat oluşturmuş ve bu şekilde tüketiciden haksız ve sebepsiz yere alınan bu parasal değerlerin iadesinin yolunu açmıştır. Bu doğrultuda verilen karar Bankalara karşı tüketicinin büyük bir zafer kazanmasını ve adaletin yerini bulmasını sağlamıştır. Ancak bir yandan da Bankaların özellikle Bankacılık Kanununda açık hüküm bulunmasına rağmen tüketicilere kendi hesap dökümlerini vermeme veya çok yüksek bedeller karşılığı vermesi konusundaki sorunlar halen devam etmektedir. Bu konuda özellikle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun konuya acilen el atması ve yasal düzenlemelere uymayan bankalar hakkında ders verici nitelikte tedbir ve kararlar alması gerektiğine inanmaktayız.

 

6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe girecek olup, gerek kapsam ve gerekse içerik yönünden geleceğe yönelik olarak umut vadeden hükümler içermektedir. Ancak yine belirtmek isteriz ki bu yasanın başarılı olması veya hayal kırıklığı yaratması yine uygulayıcıların yani Hakimlerimizin elindedir.

 

Yine 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi dayanak alınarak her yıl Aralık ayı sonlarında yayınlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne getirilmiş olan ve Hakem Heyetlerinin başvurucunun vekilinin bulunması ve haklı çıkması halinde tüketici vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği hükmü maalesef bu hükme karşı herhangi bir yasal engel veya Mahkemeler tarafından verilmiş Yürütmeyi Durdurma kararı bulunmamasına rağmen Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından sekteye uğratılmak istenmekte, bu konuda tüm illerdeki Hakem Heyeti Başkanlıklarına tarife hükmünün uygulanmaması yönünde yazılar gönderilip baskı yapılmaktadır.

 

Belirtmek isteriz ki Baromuz temsilcisi olarak bu Hakem Heyetlerinde bulunan meslektaşlarımız hukukun gereği ne ise buna göre hareket edecek olup, yazılı talimatlar kendilerini bağlamayacaktır. Avukatlık mesleği de bunu gerektirmektedir.

 

Bu talimatları verenlere karşı yasal yollara başvurulacak olup, bu konuda hazırlıklarımız sürmektedir.

 

Bilinçli tüketici portföyünün daha da geliştiği ve genişlediği Tüketici Hak ve İhlallerinin  tamamen ortadan kalktığı 15 Mart Tüketici Hakları günlerinde buluşmak dileğiyle bütün Tüketicilerin 15  Mart Tüketici Hakları gününü  kutluyoruz. 14.03.2014  

 

Saygılarımızla

 

                                                                                                             DİYARBAKIR BAROSU                                                                                                                                   ÇEVRE SORUNLARI  VE                                                                                                               TÜKETİCİ HAKLARI KOMİSYONU