Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.
- Baromuz
- Merkezler & Komisyonlar
- Komisyonlar
- Merkezler
- Raporlar
- Duyurular
- Yayınlar
- Baro Bültenleri
- Diğer
- İletişim
12.06.2025
Basına ve Kamuoyuna
12 Haziran, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından “Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü” olarak ilan edilmiş olup, tüm dünyada çocuk emeğinin sömürülmesine karşı farkındalık yaratmak ve devletlerin yükümlülüklerini hatırlatmak amacıyla önemli bir gündür.
Türkiye, taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile ILO’nun 138 ve 182 Sayılı Sözleşmeleri kapsamında çocuk işçiliğini ortadan kaldırma yükümlülüğü altındadır. Ancak sahadan elde edilen gözlemler ve resmi istatistikler, bu yükümlülüklerin yeterince yerine getirilmediğini göstermektedir.
Çocuk işçiliği, hane gelirindeki kayıpların telafisi amacıyla toplumda yaygın bir hale gelmiştir. OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü)’ye göre, ülkemizde “şiddetli yoksulluk” içinde yaşayan en az 6,5 milyon çocuk bulunmaktadır. Bu verilere göre her beş çocuktan biri yeterli beslenememekte, her dört çocuktan biri ise okula aç gitmektedir. Şiddetli yoksulluk, çocuk işçiliğindeki artışı da beraberinde getirmektedir.
Kayıtlı çocuk işçi sayısı 1 milyon 372 bindir. TÜİK verilerine göre, 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılma oranı 2022’de %18,7 iken, 2023’te %22,1’e ve 2024’te %24,9’a yükselmiştir. Bu veriler ışığında, yaklaşık 970 bin çocuk işçi olduğu açıklanmıştır. Ancak bu sayıya; Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) bünyesinde 500.000 bin çocuk, 15-17 yaş grubunda kayıt dışı çalışan çocuklar ve 15 yaş altı çalışan çocuklar dahil edilmemiştir. Söz konusu gruplardaki çocuklar da eklendiğinde Türkiye’deki çocuk işçi sayısının 3 ila 4 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir.
Çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasındaki en önemli neden, bu durumun bir politikaya dönüştürülmesidir. Ucuz iş gücü mantığı; yasal düzenlemelerle aday çıraklık yaşının 11-12’ye düşürülmesi, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ve çocuk işçiliğini yasal ve meşru bir düzene taşıma amacı taşıyan Mesleki Eğitim Merkezleri’nin (MESEM) yaygınlaştırılması, çocuk çalıştıran işyerlerine finansman desteği sağlanması gibi uygulamalar çocuk işçi sayısının artmasına neden olmaktadır. Eğitim İzlem Raporunda yer alan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre, 2023-24 eğitim-öğretim yılında 9 öğrenci MESEM kapsamında çalıştıkları kurumlarda yaşanan kazalar sonucu hayatını kaybetmiştir. Konuyla ilgili soru önergelerine hükümet yetkililerince verilen cevapta, Ocak 2023-Haziran 2024 tarihleri arasında MESEM bünyesinde yaşanan kazalarda 14 yaş üstündeki 5 oğlan öğrencinin hayatını kaybettiği açıklanmıştır.2025 yılının ilk 106 gününde 19 çocuğun iş kazası nedeniyle hayatını kaybetmesi ile çocuk işçiliği sonucu ölüm oranları artarak devam etmiştir. Usta-çırak anlayışıyla toplumda normalleştirilen bu durum, aslında çocukların güvencesiz ve güvensiz ortamlarda çalıştırılmalarına yol açmaktadır.
Sonuç olarak, çocuk işçiliği toplumun temel bir sorunu olarak ele alınmalı; yetkililer, çocuk işçiliğini önlemeye yönelik entegre sosyal koruma müdahalelerini desteklemeli, sosyal hizmetlere erişimi teşvik etmeli ve kaliteli, kapsayıcı eğitime ulaşımı kolaylaştırmalıdır. Olası vakalarda, çocuğun üstün yararı gözetilmeli; çocuklar, Çocuk İzlem Merkezleri’nde (ÇİM) dinlenmeli, maruz kaldıkları zorla çalıştırılma durumları çocuk psikolojisi dikkate alınarak öğrenilmelidir. Sorun aile ebeveyn veya bakım veren kaynaklı ise, çocuk için sosyal koruma sağlanmalı; temel hakları olan barınma, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi sağlanmalıdır. Çocukların emeği değil, hayalleri değerlidir. Onları ucuz iş gücü olarak görmek yerine, sağlıklı bireyler olarak gelişebilecekleri, özgürce öğrenip oynayabilecekleri ortamlar yaratmak toplum olarak hepimizin sorumluluğudur. Çocuk işçiliğiyle mücadelenin yalnızca belli günlerde değil, yılın her günü sürdürülen bir hak savunuculuğu olduğunun bilinciyle, tüm yetkilileri ve toplumu çocukların üstün yararını esas alan bir anlayışla hareket etmeye çağırıyoruz.
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak; başta yaşam hakkı olmak üzere birçok hakkın ihlaline neden olan çocuk işçiliğiyle mücadele kapsamında, çocukların nitelikli eğitim almasını, çocuk hak temelli, gerçekçi ve bütüncül politikaların üretilmesini önemli bulduğumuzu kamuoyuna duyurur; çocuk işçiliği ve neden olduğu hak ihlalleriyle mücadele etmeye kararlılıkla devam edeceğimizi bildiririz.
DİYARBAKIR BAROSU ÇOCUK HAKLARI MERKEZİ