Uygulamamızı İndirin

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.

Hemen İndir

10.06.2022

Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO), 2002 yılında dünyada çalışan yüz milyonlarca çocuğun içinde bulunduğu olumsuz duruma ve yaşadıkları ağır koşullara dikkat çekmek için 12 Haziran tarihini “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü” olarak belirlemiştir. Bugün bu sebeple sizlerle bir araya gelmiş bulunmaktayız.

20 Kasım 1989'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Çocuk Hakları Sözleşmesinin kabul edilmesi ile birlikte tüm dünyada çocukların yaşadığı hak ihlalleri ve bu ihlaller ile mücadele yolları gündeme gelmiştir. Bu kapsamda “çocuk işçiliği ile mücadele” birçok devlet tarafından öncelikli mesele olarak ele alınmış ve birtakım sözleşmeler ile birlikte mücadele programları oluşturulmaya başlanmıştır.  Türkiye'nin de tarafı olduğu  Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 182 No’lu En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi  ve 138 No’lu Asgari Yaş Sözleşmesi doğrultusunda iç hukukta düzenlemeye gidilmiş ve Anayasa, İş Kanunu ve ilgili yönetmeliklerle çocuk işçiliği önlenmeye çalışılmıştır. İç hukukta yapılan değişikliklerin yanı sıra sosyo-ekonomik alanlarda da iyileştirmeler yapılması taahhüt edilmiştir. Ancak Uluslararası Çalışma Örgütü ve UNICEF tarafından yayınlanan 10 Haziran 2021 tarihli raporda; çocuk işçi olarak çalıştırılan çocukların sayısının son dört yılda 8,4 milyon artarak dünya çapında 160 milyona yükseldiği, çocuk işçiliği ile mücadeledeki ilerlemenin 2016 itibariyle durduğu ve çocuk işçi sayılarında artış yaşandığı belirtilmektedir. Aynı raporda çalıştırılan çocukların 112 milyona tekabül eden yüzde 70'inin tarım sektöründe, yüzde 20 ile 31,4 milyon çocuğun hizmet sektöründe, yüzde 10 ile 16,5 milyon çocuğun sanayi sektöründe çalıştığı belirtilmektedir. Çalıştırılan çocuklar arasında 5-11 yaş aralığında okula devam edemeyenlerin oranı yüzde 28 iken, 12-14 yaş arasında okula devam edemeyen çocuklarda bu oran yüzde 35'i bulmaktadır.

Her ne kadar geride bıraktığımız 2021 yılı Birleşmiş Milletler tarafından Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Yılı olarak ilan edilmişse de geldiğimiz noktada pandemi ile birlikte derinleşen yoksulluk çocuk işçi sayısında da azalmanın aksine ciddi oranda bir artış meydana getirmiştir. Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Çocuk İşçiliği İle Mücadele Çalışma Grubu olarak bu alanda başlattığımız çalışmalar doğrultusunda çocuk işçiliğinin yereldeki boyutunu belirlemek amacıyla Bilgi Edinme Kanunu kapsamında Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğüne ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Diyarbakır İl Müdürlüğüne başvuruda bulunulmuştur.

Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğüne yapılan başvuru sonucunda tarafımıza iletilen cevap yazısında başvuru konuları ile ilgili emniyet tarafından istatistiki veri tutulmadığı, yalnızca ilgili kurumlara bildirim yapıldığı belirtilmiştir.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Diyarbakır İl Müdürlüğüne yapılan başvuru sonucunda tarafımıza iletilen cevap yazısında Mobil Ekip Raporu paylaşılarak bazı veriler sunulmuş olsa da tarafımıza iletilen veriler; ilk defa tespit edilen çocuklar ile mükerrer olarak tespit edilen çocuklar için farklılaşan tedbirler olup olmadığı, eğitim ve danışmanlık tedbiri uygulanan çocuklar için tedbir kararlarının uygulanıp uygulanmadığı hakkında ve tedbir uygulandıysa ne oranda başarı sağlandığı hakkında özetle sorunun çözümüne katkı sağlayacak esaslı noktalarda eksik kalmıştır. Bunların yanında iletilen verilerden maddi durumu yeterli olmayan ailelere yapılan yardımların 200-300 TL gibi oldukça düşük, ihtiyaçları karşılamaktan ve çocukların yeniden çalışmasına sebebiyet verecek olan nedensellik zincirini kırmaktan oldukça uzak olduğu görülmektedir.

Bu kurumlar dışında Çocuk İşçiliği İle Mücadele Ulusal Programı çerçevesinde bu alanda veri tutma görevi yükletilen TÜİK'in açıkladığı verilere ilişkin yaptığımız açık kaynak taramasında 2019 yılından itibaren çocuk işçi sayısına dair istatistik açıklanmadığı görülmüştür. Doğrudan veri tutmakla yükümlü kurumların dahi görevini yerine getirmemiş olması çocuk işçiliği ile mücadele konusunda devlet politika ve uygulamalarının gerçeklikten uzak olduğunu gözler önüne sermektedir. Bununla beraber  TÜİK'in 2019 verilerine göre yüzde 70,6’sı erkek ve yüzde 29,4’ü kız çocuğu olmak üzere 720 bin çocuk işçi bulunmaktadır. Ancak çocuk iş gücü anketinin yılın son aylarında yapılmış olması sebebiyle bu veriler özellikle tarım sektöründe çalıştırılan çocukların sayısının düşük gösterilmesine ve çocuk işçiliğinin gerçek boyutlarının gizlenmesine neden olmaktadır. Yine kayıt dışı istihdam edilen çocukların sayısının da verilere yansımadığını dikkate aldığımızda bu verilerin gerçeklikten uzak olduğunu belirtebiliriz.

Bağımsız bir örgütlenme olan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin 2021 yılı verilerine göre 14 yaş ve altı 21 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 41 çocuk/genç işçi hayatını kaybetmiştir. Bağımsız bir kuruluşun tespit edebildiği bu sayılar dahi çocuk işçiliği ile mücadelenin önemini gözler önüne sermektedir.

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Çocuk İşçiliği İle Mücadele Çalışma Grubu olarak 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü kapsamında

-Çocuk işçiliğinin yaşam hakkından eğitim hakkına, oyun hakkından gelişme hakkına birçok açıdan çoklu ihlallere neden olduğunu,

-Çocuk işçiliğine eğitimden kopma, yetişkin işsizliği ve yoksulluk gibi hususların neden olduğunu bu sebeple bu alanda gerçekçi ve bütünlüklü politikalar üretilmesi gerektiğini,

-Birleşmiş Milletler Genel kurulunda alınan karar ile "çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin ortadan kaldırılmasını sağlamak için etkili acil önlemler alma ve 2025 yılına kadar her türlü çocuk işçiliğine son verme" taahhüdünü ve Türkiye'nin de onayladığı ILO 182 No’lu En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi'ne ve 138 No’lu Asgari Yaş Sözleşmesi'ne uygun olarak çocuk işçiliği ile mücadelenin öncelikli hale gelmesini

-Devlet’in çalıştırılan çocuklara ilişkin olarak ivedi şekilde etkili politikalar geliştirmesi gerektiğini hatırlatır,

Tüm yetkilileri bu hususta harekete geçmeye çağırmaktayız.