Page 201 - 2018-2021 Çalışma Raporu
P. 201

ların yaşadığı travma hem de toplumsal psikoloji açısından onarıcı adalete hizmet
             edecektir. Ancak olayda faillerin; “devlet biziz, jandarma da bizden yana” gibi söy-
             lemleri ceza almayacağını bilme pervasızlığı ve cezasızlık politikaların çok net bir
             sonucudur.
          •   Saldırıya maruz kalanların çoğunluğunu kadın ve çocuklar oluşturmaktadır. Hat-
             ta elinde bebek bulunan bir annenin dahi etrafının çevrilmiş olduğu görüntülerden
             anlaşılmaktadır. Bu aşamada tüm bireylerin yaşam haklarının ve bedensel bütün-
             lüklerinin korunması gerekliliğinin altını çizerken, yaşanan olayın aynı zamanda
             kadına ve çocuğa yönelik şiddetin bir örneği olduğu da vurgulanmalıdır. Ülkede her
             gün artarak devam eden kadına ve çocuğa yönelik şiddet,  salt beden gücü üstünlü-
             ğünü kullanarak ve ilk alt edeceğini düşündüğü topluluğu kadın olarak gören zayıf
             bir zihniyet problemidir. Bu da gücünü; yine kadınlara ve çocuklara yapılan daha
             önceki saldırılarda faili durduracak yasal düzenlemelerinin olmaması, caydırıcı ce-
             zaların verilmemesi veya cezasızlıktan almaktadır.
          •   Olaya müdahale etmesi gereken kolluk kuvvetlerinin olay yerine gelmekte gecik-
             mesi, olay yerine gelip müdahale etmekten imtina etmesi, faillerin jandarmayı taraf-
             lı ve yanlış yönlendirmesi sonucu jandarmanın mağdurlara ulaşmaması, sonrasın-
             da mağdurların can güvenliği tedirginliği içinde apar topar olay yerini terk etmesi
             ve mağdurların 1.500 km yol kat ederek 15 saat süren yolculuk sürecinde onlarca
             yerleşim yerinden geçmesine rağmen en az 10 ili geçerek memleketlerine ulaşana
             kadar hiçbir devlet görevlisinin ve kolluğun işlem yapmaması mağdurların can gü-
             venliğini sağlamamış olması ve kamuoyuna yansıdığı kadarıyla failler yönünden
             yapılan adli işlemler hakkında şeffaf bir açıklama yapılmaması, Sakarya Valiliğinin
             saldırı olayını yalanlaması, bazı basın organlarının olayın sebebini ısrarla çarpıtarak
             özünden uzaklaştırma çabası ülkede yaşanan diğer güvenlik problemlerine gösteri-
             len refleksin mağdurların kimliği değiştiğinde aynı refleks ve duyguyu gösterme-
             miş olmaları yine eşitlik ilkesine aykırılık, ayrımcılık yasağına aykırı davranış ve
             tutumlar olarak ortaya çıkmaktadır.

          •   Bu anlamda 05.09.2020 günü mağdurların talebiyle Heyet olarak mağdurların ve-
             killiğini  üstlenen  barolarımıza  mensup  avukatların  Mazıdağı  İlçe  Jandarma  Ko-
             mutanlığında yaşadığı sorunlar bile etkin soruşturma yükümlülüğü bulunan devlet
             görevlilerinin mağdur vekillerine “oturulacak yer bildirme”, “yemek yemeyin vali
             gelecek”,  “mağdur aile ile şu anda görüşmeyin vali onlarla görüşecek”, “ifade esna-
             sında yapılan hukuki yardıma müdahale etme”, “jandarmalardan duvar oluşturarak
             mağdur müvekkiller ile görüşmeye engel olunması ve bu suretle avukatlar üzerinde
             baskı oluşturulması”, “ifadenin bölünerek ifade verenin vali tarafından çağrılması”
             ve “Mardin Baro Başkanının ilk başta içeriye alınmayıp kapıda bekletilmesi” “ifa-
             deler sonrası mağdur avukatlarının sonraki gelişmeler için müvekkilleri ile görüş-
             mesinin engellenerek mağdurların arabadan indirilmemesi”, “olay mağdurlarının
             ilk aşamada tanık olarak dinlenmek istenmesi ve bu sebeple avukatların ifadeye
             girmesine engel olunması veya avukat ifadeye girse bile beyan sunamayacak şekil-
             de sadece ifadeye girmesi ” hususları etkin vekillik ve savunma hakkını engelleyen,

                                              200
   196   197   198   199   200   201   202   203   204   205   206