Page 199 - 2018-2021 Çalışma Raporu
P. 199
tarafımızca belirtilmiştir. Gerek Jandarma yetkililerinin gerekse de İlçe Kaymakamının
yemek yemememize yönelik dayatmaları yüzünden Vali gelip gidinceye kadar ve ifade
işlemleri son buluncaya kadar yemekler bekletilmiştir.
Mardin Valisi’nin gelişinden hemen önce, en üst düzey rütbeli komutan ile İlçe Jan-
darma’da görevli üst düzeydeki rütbeli askerlerin baskısı ve zorlaması ile heyetimizin
dışarı alınması yönünde fiili müdahaleye varacak düzeye ulaşmıştır. Heyetteki avukat-
lara kullanılan dil ve üslup hakaret düzeyine varmıştır. Zira üst düzey rütbeli komutan
tarafından heyetteki avukatlara ‘’Çıkın lan dışarı’’, devamında ‘’Gidin adam gibi yeme-
ğinizi arkada yiyin’’ şeklinde hakarette bulunduktan sonra ‘’Dediğimi yapmazsanız size
sert bir şekilde müdahale ederiz’’ demiştir.
Devamında hukuki destek için ifadelerin alındığı İlçe Jandarma Komutanlığına gelen
Mardin Barosu Başkanı Av. İsmail ELİK, nizamiye giriş kapısında bekletilmiş ve içeri
alınmayacağı yönünde talimat olduğu tarafımıza söylenmiştir. Bu durum üzerine heyet-
te yer alan avukatlarca dış kapıya gidilmiş ve bu durum tutanak altına alınmıştır. Yarım
saatlik beklemeden sonra yetkililerin araması ve talimatı üzerine Baro Başkanı Av. İs-
mail ELİK Jandarma Komutanlığına alınmıştır.
İfadelerin bitiminden sonra heyetin müvekkilleri ile görüşülmesi engellenmiş, heyetin
dışarı çıkarılmasından kısa bir süre sonra mağdurlar minibüse bindirilerek Jandarma
kontrolünde köye götürülmüşlerdir.
Ayrıca Mazıdağı Kaymakamlığının 06.09.2020 tarih ve 202-69 karar sayılı kararı ile
mağdurların yaşadığı köy olan Yücebağ (Kelekê), Der ve Karasu mezralarına mağdur-
ların Sakarya İli’nden gelmiş olmalarının karantina koşullarına uygun olmadığı gerek-
çesi ile 7 gün boyunca köyün karantina altına alınmasına karar verilmiştir. Bu karar,
gerçeklerin kamuoyundan gizlendiği yönündeki görüşleri desteklemektedir.
SALDIRININ MAĞDUR İŞÇİ ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ PSİKO-SOSYAL
ETKİLERİ VE ÇOCUK HAK İHLALLERİNİN NİTELİĞİ:
Yaşanılan saldırı olayında, saldırıya maruz kalan DEMİR ailesine mensup 16 kişiden
7’sinin çocuk olması ülkede çocuk işçiliğinin vahim bir durumda olduğunu ortaya koy-
maktadır. Ayrıca çocuklarla yaptığımız ve ifade esnasında olayı anlatırlarken, üzerinden
zaman geçmesine rağmen korku hallerinin devam ettiğini, “ sizi öldüreceğiz, sizi hiç
kimse elimizden kurtaramayacak, sizi yakacağız ve gömeceğiz, bize balta ile saldırdı-
lar ” şeklindeki ifadeleri ve sürekli tekrar etmeleri olay anıdaki korku ve şok etkisinin
devam ettiğini ve çocukların travmatize olduğunu göstermektedir. İnsan eliyle yaratı-
lan bu travmanın çocukların gelişim dönemlerini ve psiko-sosyal durumunu olumsuz
etkileyeceğini, yaratılan travmanın etkilerinin uzun yıllar devam edeceği ve gelişim
dönemlerinde yaratacağı tahribatın tüm yaşamlarını tehdit edeceği izlenimini heyeti-
mizde uyandırmışlardır.
Mağdur çocuklarının tamamının okul çağında olduğu halde mevsimlik işçi olarak ev-
lerinden uzak şehirlerde eğitim hayatlarından tamamen koparılarak çalıştırılması ço-
cuk hakkı ihlali niteliğindedir. Çocukların işçi olarak çalıştırmanın, çocukluluklarını
198

