Page 200 - 2018-2021 Çalışma Raporu
P. 200

yaşamaktan alıkoyan potansiyellerini ve saygınlıklarını fiziksel ve zihinsel gelişimle-
            rine zarar verici nitelikte olmasının önüne geçilmesi için gerekli önlemlerin alınması
            gerekmektedir.

            TESPİT VE DEĞERLENDİRMEMİZ:

            •   04.09.2020 tarihinde Sakarya ilinde meydana gelen saldırı, aslında ülkede yaşanan
                sorunları birçok boyutuyla ortaya koymaktadır. Saldırının en önemli dinamiği; bir
                tarım havzası olmasına rağmen Kürt Yurttaşların yaşadıkları coğrafyadan 1.500 km
                uzaklıkta ülkenin batısına gitmeye zorlayan bölgeler arası gelir ve yatırım denge-
                sizliğidir. Bu husus da Devletin anayasal yükümlülüğü olan sosyal devlet ilkesini
                ve yurttaşların anayasal hakkı olan Eşitlik ilkesini sağlayamamış olmasından kay-
                naklıdır.

            •   Kürtler resmi olarak “yurttaş” statüsünde olmasına rağmen kullanılan  nefret dili
                ve uygulanan militarist politikalar nedeniyle  sık sık bu ve benzer saldırılara maruz
                kalmaktadır. Nitekim olay faillerinin kullandığı; “Burasını Mardin mi sandınız!”
                “Benim anlamadığım dilde konuşmayın” cümleleri bile üzerinde yaşanan toprağın
                sadece kendisine ait olduğu ve bir başkası olarak nitelenen Kürt Yurttaşlara bu top-
                rağın hak olarak görülmediği zihni alt yapıyla hareket edildiğini göstermektedir. Bu
                husus da Anayasa ve Uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış ve Devlete
                yükümlülük getiren nefret suçu ve ırkçılık ile mücadele, Ayrımcılık Yasağı, Eşitlik
                İlkesi gibi yaşamsal konularda ortaya çıkan siyasal ve yargısal politikaların sonu-
                cudur.

            •   Son zamanlarda yaşanan bu ve benzeri nefret suçu kapsamında olan  olayların çok
                sık yaşandığına tanıklık etmekteyiz. Öncelikle bu saldırıların temel sebeplerinden
                birinin Türk Ceza Kanunu’nda nefret suçunun ve ırkçı saiklerle yapılan saldırıları-
                nın suç olarak  düzenlenmemiş olması  faillerin rahat hareket etmesine yol açmak-
                tadır. Ayrıca idari makamlarının olayın üstünü örtme ve gerçeği çarpıtma yönündeki
                yaklaşımları ile  yargı makamlarının cezasızlık politikasındaki ısrarları bu ve benze-
                ri saldırıları körüklemekte, hatta teşvik etmektedir.
            •   Ülkede izlenen sosyal politikalar nedeniyle çalışma koşullarının ağırlığı, çalışan-
                ların hak ve güvencelerinin yasal anlamdaki zayıflığı ve uygulamada ortaya çıkan
                problemlere idarecilerin müdahale iştahsızlığı, günü kurtarma amaçlı politikalar ve
                insafsız kapitalist piyasacı uygulamaların özellikle geçici özelliği bulunan ve nere-
                deyse iş güvencesinin hiç olmadığı mevsimlik tarım işçilerinin yasal bir statüsünün
                olmamasından kaynaklı sorunlar olarak ortaya çıkmaktadır. Bu husus da Anayasal
                hak olan çalışma hakkı ve özgürlüğü yasa ile hukuksal güvenceye alınan İş güvenli-
                ği hükümlerinin uygulamada, uygulamacılar tarafından dikkate alınmamasıdır.

            •   Şu ana kadar belirttiğimiz hususlar toplumsal, siyasal ve hukuksal olarak koruyu-
                cu ve proaktif yaklaşımlar bağlamında yapılması gerekenlerdir. Ancak bir Hukuk
                Devletinde bu tür hukuksuzluklar ortaya çıktığında telafi edici ve reaktif yaklaşım
                kapsamında etkin soruşturma ve sağlanacak ceza adaleti anlamında hem mağdur-

                                                 199
   195   196   197   198   199   200   201   202   203   204   205