Uygulamamızı İndirin

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.

Hemen İndir
Suruç’a gitmeleri engellenen STK’lardan basın açıklaması…

17.06.2018

Basın açıklamasında Baro Başkanımız Av. Ahmet ÖZMEN sözlerine ;

Değerli Basın mensupları;

Hepinizin bildiği üzere 24 Haziran tarihinde Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri yapılacaktır.

Biz Diyarbakır Sivil Toplum kuruluşları olarak Demokratik, Özgür ve Adil bir seçim yaşanması, seçim güvenliğinin sekteye uğramaması için propaganda sürecinde ve seçim günü temel hak özgürlüklerin ihlal edilmemesi için sandık başında olacağımızı, bu süreçte sivil toplum olarak üzerimize düşen demokrasiye katkıyı yapacağımızı;STK’lar olarak demokratik, adil ve eşit bir seçim yaşanması, amacıyla tüm görevlerimizi yerine getireceğimizi defalarca deklere ettik.

Ayrıca OHAL sürecinden bu yana ne yazık ki kutuplaşan, gergin bir siyasi ortamın içerisinden geçiyoruz. Bu siyasal gerginliğin toplumsal bir gerginliğe dönüştüğünün hepimiz farkındayız. Defalarca siz değerli basın mensupları aracılığıyla siyasetçilere, yetkililere bu toplumsal ve siyasal kutuplaşmanın ortadan kaldırılması için çağrıda bulunduk. Ne yazık ki bu seçim sürecinde gerginliğin daha da arttığının hepimiz şahidiyiz.

Biz demokratik olgunluk içerisinde, herkesin özgürce ve eşitçe propagandasını yapabildiği, adil ve özgür bir seçim olmasını talep ettik. Bildiğiniz üzere Suruç ilçesinde acı ve hiç birimizin arzu etmediği bir hadise yaşandı, 4 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Yaşanan olay sonrasında biz Diyarbakır’daki STK’lar, Urfa’daki STK’lar ile beraber Suruç’a, hem yaşamını yitirenlerin ailelerine ziyarette bulunmak hem de Suruç ve Urfa’daki yetkililerle buluşmak üzere bir heyet oluşturduk. Bu heyete Barolar, Tabip Odaları, Ticaret Sanayi Odası, Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar odaları birliği, TMMOB, İş İnsanları, Diş hekimleri gibi çok geniş tabanlı STK bir araya geldik. Ne yazık ki Diyarbakır’ın çıkışında emniyet görevlileri tarafından anti demokratik bir şekilde hiçbir hukuki dayanağı olmaksızın defacto bir uygulama ile Urfa’ya gidişimize izin verilmemekte.

Gidiş amacımızı, tarafları sağduyuya davet eden, sakin olmaya, benzer bir provokasyonun yaşanmaması için çağrımızda imzası bulunan tüm STK temsilcileri dün gece saat 03.00 dolaylarında emniyet birimleri tarafından tek tek aranarak, Urfa’ya gidişimize izin verilmeyeceği yönünde bize bildirimde bulundular. Biz yine bu sabah belirlediğimiz saatte Diyarbakır’ın çıkışında Urfa’ya gitmek ve heyetimizin gidiş amacımızı gerçekleştirmek üzere toplandık. Emniyet görevlileri ile yaptığımız görüşmelerde gidişimize izin verilmeyeceği ve gitmemiz durumunda bizlere müdahalede bulunacaklarını net bir dille aktardılar. Üstleriyle görüşmeleri talebiyle bulunduk. Yaptıkları görüşmeler sonucunda aynı karar tekrar tarafımıza bildirildi. 

Burada Diyarbakır’da bulunan STK’ların seyahat özgürlükleri engellenmiş durumda. Hiçbir yargısal ve idari karar olmaksızın bu yapılmakta. Fiili ve antidemokratik uygulamaylabu yapılmakta. Türkiye demokrasisi açısından büyük bir kayıp, insan hak ve özgürlüklerinin büyük bir yara aldığı, seyahat özgürlüğünün bizler açısından askıya alındığı bir uygulama ile karşı karşıyayız. Yine biz burada bulunan STK temsilcilerinin başka bir kaygısını dile getirmek isterim. Bizler bir ayı aşkın süredir, sesimizin çıktığı kadar seçim güvenliğine ilişkin adil ve demokratik bir seçimin yaşanmasına ilişkin birçok çaba ve açıklamada bulunduk. Bu hadise ve engelleme seçim güvenliği açısından seçmenin zihninde bazı kuşkuları uyandırmıştır. 

Bu uygulamanın hukuk dâhilinde açıklanabilir bir izahının olmadığının altını çiziyoruz. Bu uygulamanın demokratik hukuk devletinde kabulünün mümkün olmadığını tekrar dile getirmek istiyoruz. Urfa’da benzer bir provokasyonu engellemek için orada olacaktık. Ancak gidişimize izin verilmedi, bu uygulamayı şiddetle protesto ediyoruz.

Söz alan Diyarbakır Ticaret Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya sözlerine;

Bölgede daha öncede Seçim öncesi bu tür provokasyonların olduğu belirterek bu tür provokasyonların seçim güvenliğini tehdit etmekle beraber seçim sonuçlarının üzerinde de kuşkuların oluşmasına neden olmaktadır.

Suruç’ta yaşanan olaylar Bölgenin tamamını kapsayacak bir potansiyel taşıdığına yönelik endişelerimiz bulunmaktadır.

Ziyaretimizin temel amacı bu tür olaylar karşısında toplumu sağduyuya davet etmek ve bunların önüne geçmeye çalışmanın yanı sıra iki aile arasında yaşanabilecek istemeyen durumların önüne geçilmesine çalışmaktır.

Sivil Toplum Kuruluşların bu süreçte olaylara dâhil olması sağduyunun oluşması anlamında önemlidir. Sivil Toplumun tarafsız ve sağduyulu duruşunun bu süreçlere girmesinin engellenmesi gerek seçim sürecinde yaşanacak olaylar ve gerekse de seçimin sonucuyla ilgili bizleri ve toplumu endişelendirmektedir.