Uygulamamızı İndirin

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.

Hemen İndir
Mahkeme Kararları Işığında Nafaka Araştırması Raporu Basınla Paylaşıldı

31.03.2021

BASINA VE KAMUOYUNA

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Olarak 2017-2018 yılları arasında Diyarbakır Aile Mahkemelerinde karara çıkan 2097 dosya üzerinde yaptığımız inceleme neticesinde hazırladığımız “Mahkeme Kararları Işığında Nafaka Araştırması” Raporumuzu bugün burada sizler aracılığyla kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Bilindiği üzere nafaka tartışmaları, kamuoyunun gündemine 2011 yılında Kestel Asliye Hukuk Mahkemesi’nin nafakanın “süresiz” olmasının Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle Anayasa Mahkemesine yaptığı başvuru ve bu başvurunun reddi, devamında 2016 yılında Boşanma Komisyonu Raporu ve bunun üzerinden “nafaka mağduru erkekler” olduğu iddiası ile getirilmiştir. Kısa süren evlilikten kaynaklı süresiz nafakaya karar verilmesi veya toplumun geneline oranla çok yüksek gelire sahip erkeklerin ödediği nafaka miktarlarına yönelik tekil örnekler üzerinden gündeme getirilen “mağduriyetler” yasal düzenleme talebinin dayanağı olarak ileri sürüldü. Oysa bu tartışmayı yürütenler, toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle kadınların eğitim ve istihdam olanaklarından erkeklerle eşit şekilde yararlanamamasının ve ev içi emeğin kadına özgülenmesinin kadını ekonomik olarak erkeğe bağımlı kıldığı gerçekliğini görmemektedir. Nafaka dosyalarının hangi oranda bu durumda olduğunu ve kaç kişinin bu şekilde nafaka ödediğini sorgulamamaktadır. İleri sürülen mağduriyetlere ilişkin hiçbir bilimsel kriter, araştırma veya veri sunulmazken; bu tür veri ve araştırmaların mevcut olmadığı da yetkililer tarafından kabul edilmiştir.

 

Tartışmalara konu “yoksulluk nafakası” 4721 Sayılı Türk Medeni Kanun’unda düzenlenmiştir. Bu düzenlemenin amacı,  boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olan eşin, diğer eş tarafından şartları bulunduğu sürece ekonomik yönden desteklenmesi ve asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanmasıdır. Kanunda nafaka hakkı için cinsiyet belirtilmemiş olup boşanma ile yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak koşuluyla diğer tarafın mali gücü oranında asgari yaşam ihtiyaçlarının sağlanması amaçlanmıştır.

 

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak Nafaka konusunda araştırma yapmaktaki amacımız;  kamuoyuna yansıyan yoksulluk nafakası tartışmalarının somut verilerini paylaşarak, kadınların evlilik sürecinde hem ev içi emek ve bakım emeği ile sömürüldükleri hem de şiddete maruz kaldıkları gerçekliği karşısında; tekil ve sansasyonel örneklerle yürütülen yoksulluk nafakası tartışmalarının konuyu özünden uzaklaştırdığını göstermek, kadınların boşanma ve nafaka davalarındaki süreçlerinde yaşadıkları zorluklar hakkında bilgi edinmek, gerçek nafaka miktarları konusundaki rakamsal verilere ulaşmak ve bu bilgi ışığında tartışmaların kamuoyunda sağlıklı yürütülmesine katkı sağlayarak kadınların kazanımlarına yönelik saldırıların temelsiz olduğunu vurgulamaktadır. Zira kamuoyuna yansıyan yoksulluk nafakası ile ilgili tartışmalar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan kadın yoksulluğu verilerinden azade tekil ve istisnai örneklere dayandırılagelmiştir. Dahası Mahkeme kararlarında lehine nafaka hükmedilen kişi açısından belirlenen miktarların kanunda düzenlendiği gibi “geçim sağlamaya” yetecek oranda olmadığı, yoksulluk ve açlık sınırının altında olduğu görülmektedir. Kadınlar lehine hükmedilen ancak tahsil edilemeyen nafakalar, erkek odaklı bakış açısı nedeniyle tartışılmamaktadır.

Raporumuz verileri dikkate alındığında kadın ve erkekler arasındaki derin eşitsizlik nedeniyle nafaka hakkının korunması gerekmektedir. Dahası nafaka oranlarının “asgari yaşam gereksinimlerini” karşılamaya yetecek orana yükseltilmesi gerekmektedir.

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi

Rapora Ulaşmak İçin TIKLAYINIZ