Uygulamamızı İndirin

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.

Hemen İndir
Kadına Yönelik Şiddete, Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğine Ve Cezasızlık Politikasına Karşı Mücadele Kararlılığımız Devam Edecek

24.11.2021

BASINA VE KAMUOYUNA

Kadına Yönelik şiddete, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve cezasızlık politikasına karşı mücadele kararlılığımız devam edecek.

Kadın mücadelesi sınırlandırılamaz.

Tarih, eşitlik ve özgürlük mücadelemize ket vurmaya çalışanlara verdiğimiz direnişlerle dolu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ise direnişimizin nişanesidir.

Patria, Minerva ve Maria,

Diktatörlüğün yıkılmasını sağlayan ve bunu hayatları ile ödeyen bu üç kadını unutmuyoruz. Dünya tarihinde kadına karşı uygulanan devlet ve erkek şiddetinin sembolleri haline gelen Mirabal Kardeşleri, tecavüz ve işkencelerle katledildikleri 25 Kasım 1960'tan bu yana hiç soğumayan öfkemizle bir kez daha anıyoruz.

Toplumsal cinsiyet eşitliğine ve kadının insan haklarına yönelik saldırıların bu denli yoğunlaştığı, sistematikleştiği ve sıradanlaştığı bu dönemde, bir yandan yeni mücadele yollarını arıyor, öte yandan ise kazanılmış haklarımıza yönelen saldırılarla mücadele ediyoruz.

Kadın cinayetlerinin bir cins kırımı boyutuna ulaştığı bu günlerde şiddetle mücadelede etkin rol alması gereken iktidarın hiçbir çabası, girişimi ve hatta vaadinin olmadığını görüyoruz. Şiddetle mücadelede bir insan hakları belgesi olan İstanbul Sözleşmesi'nin fesih ilanı, arşa çıkan şiddet gerçekliği ile yüzleşilmediğinin ve çözüm niyetinin olmadığının kanıtıdır. Toplumun her kesimini, şiddetten korunmak için en kapsamlı uluslararası yasal standart olan İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak; 20.03.2021 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile haksız ve hukuka aykırı bir şekilde İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik yapılan fesih ilanına karşı Danıştay'da YÜRÜTMEYİ DURDURMA talepli açmış olduğumuz KARARNAMENİN İPTALİ davasının akıbetini bekliyoruz.

Kadına yönelik şiddete karşı gittikçe derinleşen cezasızlık politikasına, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun uygulamasındaki eksiklik ve özensizliklere, boşanma sonrası kadınları güvencesiz bırakmaya dönük olan nafaka saldırılarına, kadına yönelik sistematik şiddetin yargı makamlarınca eziyet suçu kapsamında değerlendirilmeyişine, kadına yönelik şiddet suçlarında yapılan uzlaştırma ve olası arabuluculuk uygulamalarına, medyanın şiddeti normalleştiren ve kanıksayan diline, kadın aktivistlere dönük operasyonlara ve haksız gözaltı uygulamalarına bu mücadele gününde bir kez daha itiraz ediyoruz.

Siyasette hüküm süren ve şiddeti körükleyen şiddet dilinin derhal terk edilmesini talep ediyoruz.

Hukuk uygulayıcıların eşitsizliği derinleştiren ve besleyen uygulama örneklerine son vermesini talep ediyoruz.

Yaşamın her alanında her türlü ayrımcı uygulamaya son verilmesi için tüm aktörleri göreve çağırıyoruz. Siyasal partileri, sendikaları ve sivil toplum örgütlerini bu alanda daha yüksek sesle mücadele etmeye ve politika geliştirmeye davet ediyoruz.

Şiddetle mücadelede yasama, yürütme ve yargıyı görevini yapmaya çağırıyoruz. Toplumun her kesimini şiddetsiz bir yaşam için dayanışmaya ve birlikte mücadele etmeye davet ederek;

Şiddetin son bulacağı, koşulsuz eşitliğin sağlanacağı o güne dek, mücadelemizin daim olacağını basına ve kamuoyuna duyuruyoruz. 24.11.2021

Yaşasın dayanışmamız,

Var olsun Mirabal Kardeşler

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi