Uygulamamızı İndirin

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için uygulamamızı indirebilirsiniz.

Hemen İndir
KÜLTÜREL MİRASIMIZIN YOK OLMASINA SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ.

23.07.2019

KÜLTÜREL MİRASIMIZIN YOK OLMASINA SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ!

BASINA VE KAMUOYUNA

Yazılı ve görsel basında çıkan haberlerden ve yapılacak basit birkaç gözlemden de görüleceği üzere; kültürel, tarihsel ve doğal güzelliği ve kent turizmine ve kent ekonomisine olan büyük katkısı ile Türkiye’de önemli bir kültürel varlık ve kültürel miras olan Diyarbakır Kalesi, Surları ve Burçlarıüzerindeki birçok bölge bakımsızlıktan ve ilgisizlikten yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş durumdadır.

Mezopotamya ve Anadolu uygarlıklarının kadim kültürleri bağlamında geleneksel bir kent kimliğine sahip olan Diyarbakır, Tarihi Surlarıyla birçok kültür ve farklı inancın yıllarca barış içinde yaşadığı ve birçok tarihi, kültürel ve sanatsal bir zenginliği bünyesinde barındıran kadim kentlerdendir. Bu bağlamda; 2015 yılında Almanya’nın Bonn şehrinde düzenlenen Dünya Miras Komitesi 39. Dönem Toplantısı’nda “Diyarbakır Surları”nın UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmesine karar verilmiştir.Diyarbakır Surları ve Burçları, bölgede hüküm süren medeniyetlerin, kültürlerin ve dönemin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenerek, özgünlüğünü ve 7 bin yıllık tarihsel varlığını halen sürdüren orijinal ve özgün kültür varlıkları olarak yaşamakta, dünya tarihi için önemli bir evrensel miras özelliğini korumaktadır.Dünyanın en eski ve en sağlam yapılarından biri olan Diyarbakır Surları birçok türküye, maniye, efsaneye konu olmuş ve üzerindeki görkemli kabartmaları ve kitabeleriyle dünyanın önemli bir kültürel mirası haline gelmiştir.

Tarih, kültür ve tabiat varlıkları, özellik taşıyan, bir uygarlığın, belirli bir gelişmenin veya tarihî bir olayın tanıklığını yapan ve böylece kültürel ve tarihsel anlam taşıyan varlıklardır. Gerek tarihsel geçmiş hakkında vermiş olduğu bilgi ve taşıdığı estetik değerden, gerekse kazandırdığı tarih bilinci ve kültürel turizme yaptığı katkı, gerekse de ülke ekonomisine katmış olduğu maddi getiriden dolayı kültür varlıklarının korunma zorunluluğu herkes tarafından kabul görmektedir. Bu varlıkları, orijinal değerlerini bozmadan bakım ve restorasyonlarını bilim ve sanat kurallarına uygun bir şekilde yapmak ve bunları gelecek nesillere ulaştırmak ise Devletin temel koruma görevi içerisindedir. Diyarbakır, tüm dünya ülkelerinin hayranlığını çeken çok zengin tarihî ve kültürel değerlere sahip olmakla birlikte başta tarihi Diyarbakır Surlarımız olmak üzere ilimizdeki bu tarihi ve kültürel varlıklarımız adeta yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmıştır. İlimizde bulunan ve Dünyadaki nadir tarihsel varlıklardan biri olan Diyarbakır Surlarının korunması ve geliştirilmesi yerine, bu kültürel ve tarihsel varlıkların adeta yok olmasına göz yumulmasının yasal, vicdani ve tarihsel bir sorumluluk doğuracağı hiçbir zaman unutulmamalıdır. Devlet ve tüm kamu kurumları, bu durum karşısında, tarihi Diyarbakır Surlarımızı koruma konusunda acil, etkili, objektif ve ciddî önlemler almak zorundadır.

Ayrıca Kültür varlıkları; ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel gelişme ve sürdürülebilir kalkınma açısından dünyada bir yatırım aracına dönüşmüştür.  Nitekim dünyada en çok turist çeken ve dolayısıyla da turizmden en çok gelir elde eden ülkeler aynı zamanda en çok tarihsel ve kültürel değeri ayakta tutan ülkelerdir. Kültürel miras bir toplumun tarihi açıdan geçmişini, kullanılan teknik ve araçları açısından bilgi birikimini ve belge niteliği taşıdığı için de sosyal, siyasal, kültürel birikimini ifade ettiği ve günümüze taşıdığı için önemlidir, önemsenmelidir. İster somut olan ister somut olmayan kültürel miras bir defa yok edildiğinde tekrar yerine yenisi getirilemez niteliktedir. Bu nedenle kültürel mirasın yenilenemez olma özelliği nedeniyle, sürdürülebilir kılınması ve korunması elzemdir.

Bilindiği gibi; Anayasa’nın 63. maddesi uyarınca; tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlamak ve bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri almak,Devlete bir görev olarak verilmiştir.Bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal varlıkları korumak amacıyla UNESCO’nun kabul ettiği ve Türkiye’nin de 1983 yılında taraf olduğu “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme” uyarınca; Türkiye, topraklarında bulunan kültürel ve doğal mirasın saptanması, korunması, muhafazası, teşhiri ve gelecek kuşaklara iletilmesinin sağlamayı, kültürel ve doğal mirası tehdit eden tehlikelere karşı müdahale yöntemlerini mükemmelleştirmeyi, Bu mirasın saptanması, korunması, muhafazası, teşhiri, yenileştirilmesi için gerekli olan uygun yasal, bilimsel, teknik, idarî ve malî önlemleri almayı taahhüt etmiştir.

Bu kapsamda tarihsel süreç içerisinde birçok yaşanmışlıkları üzerinde barındıran bir eşsiz eser olan Diyarbakır Surları’nın bakım, onarım ve restorasyon işlemlerinin acilen yapılması gerektiği açıktır. Bu tür işlemlerinin de ilgili Bakanlık ve kurum bütçelerinden, Valilik bütçesinde toplanan KVK (Kültür Varlıkları Katkı Payı) paylarından veya yapılacak projeler karşılığında Avrupa Birliği’nden veya Birleşmiş Milletler’denalınacak hibe veya fonlar kullanılmak suretiyle yapılmasıgayet mümkündür.

DiyarbakırınAkademisyenleri,Mimarları,Mühendisleri,Gazetecileri,Avukatları,Doktorları,Kadınları,İşçileri,Çocukları pek çok farklı alanlarda uzmanlıkları olan veya olmayan kent sorunları konusunda hassasiyet gösteren bütün kişi ve çevrelere bu vesileyle çağrıda bulunuyoruz gelin gönüllülük esaslarına dayalı, kentimizi takip eden objektif ve bilimsel yaklaşımlarıyla çalışan her zaman insan, çevre,tarih önceliği ve  bilinciyle hareket eden  Diyarbakır Kent İzleme Platformu’nu oluşturalım.

 

Bu çerçevede;konuyla ilgili tüm merkezi ve yerel yönetici, yetkili ve ilgilileri bir an önce tarihi Diyarbakır Surları’nın bakım, onarım ve restorasyon işlemlerinin yapmaya, mevcut duruma göz yummamaya davet ediyoruz. Aksi halde konunun takipçisi olacağımızı Basına ve Kamuoyuna duyururuz.

Saygılarımızla. 10.05.2019 

  Diyarbakır Barosu

                                                                                       Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu