Page 528 - 2018-2021 Çalışma Raporu
P. 528

ve yasaları uygulansın diye bedenlerini ölüme yatırmışlardır. DTK eş başkanı ve Hak-
            kari milletvekili Sayın Leyla Güven ile başlayan açlık grevleri üzülerek belirtmek iste-
            riz ki bir çok cezaevine yayılmış durumda. Açlık grevinde olan insanların tek bir talebi
            bulunmaktadır. Ceza infaz kanunun tüm mahpuslara aynı şekilde uygulanması ve tecri-
            din sonlandırılmasıdır. Bu kadar masumane meşru ve yasal talepler için insanların bun-
            ca acı çekiyor olmasını anlamak mümkün değildir. Diyarbakır barosu olarak her fırsatta
            açık grevlerinin insan bedeni üzerindeki yıkıcı etkisinden kaynaklı açlık grevlerine kar-
            şı olduğumuz belirtiyoruz. Ancak şunu da belirtiyoruz. Açlık grevleri düşüncenin ifade
            biçimlerindendir. Düşüncesini ve taleplerini kimseye zarar vermeyecek şekilde açlık
            grevleri ile duyurmaya çalışmak isteyen kişilere yapılan uygulamaların özelikle bir si-
            yasi patinin il binasında bunu yapmak isteyen kişilere yapılan uygulamaların hukuki ve
            insani  olmadığını  belirtmek  isteriz.  Hukuk  devleti  yurtlaşın  taleplerini  tutuklamakla
            bastırmak yerine yurtlaşın taleplerine kulak verip çözmeye çalışan devlet olduğunun
            altını çizmek istiyoruz.  Bu vesile ile sözü açlık platformu bileşenlerine vermek istiyo-
            rum. Son süreçle ilgili  tespitlerini bizimle paylaşacaklar.Açlık Grevleri Takip Platfor-
            mu Adına Av. Gulan ÇAĞIN KALELİBASINA VE KAMUOYUNAKamuoyunun da
            bildiği üzere İmralı Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde hükümlü statüsünde bulunan
            Abdullah Öcalan,  27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana avukatları ile görüştürülmemek-
            tedir. 11 Eylül 2016 tarihinde yapılan kısa aile görüşmesinden bu yana geçen 3 yıllık
            süre zarfında 12 Ocak 2019 tarihinde kardeşi ile kısa bir görüşe izin verilmiştir. Her
            türlü iletişim aracının yasaklandığı hapishanede; aile ve avukatların gönderdiği hiçbir
            mektuba cevap alınamamıştır.  Yıllarca “gemi bozuk”, “hava muhalefeti var” gibi ne-
            denler ile engellenen başvurular, 15 Temmuzdan sonra hukuka aykırı İnfaz Hâkimliği
            kararları ile engellenmiştir. 21.07.2016, 02.03.2018 ve 04.09.2018 tarihli yargı kararları
            ile avukat ve aile görüşmeleri yasaklanmıştır. 14.09.2018 tarihinden itibaren disiplin
            kurulu kararı ile 3 aylık aile ziyaret yasağı getirilmiştir. Fiilen söz konusu yasak halen
            devam etmektedir.Tüm bu gelişmeler sebebiyle yaşanan ihlaller konusunda avukatlar
            farklı tarihlerde suç duyurusunda bulunmuşlardır. Yapılan başvurular, bilgilendirme ve
            raporlar aracılığıyla Savcılık, Bakanlık, CPT, AYM, AİHM süreçlerini işletmişlerdir.
            İmralı Hapishanesinde bulunan Veysi Aktaş’ın avukatı aracılığıyla Anayasa Mahkeme-
            sine 21.09.2015 tarihinde yaptığı bireysel başvurunun sonucunda Anayasa Mahkemesi
            06.02.2019 tarihinde başvurucu hakkında telefonla görüşme yaptırılmamasına ilişkin
            kararın, bir süre ile sınırlanmadan ve karara dayanak oluşturan koşulların devam edip
            etmediğine dair belli aralıklarla güncel bilgi ve belge gözetilerek yeniden değerlendir-
            me yapılmadığından uzun süre uygulanmasının orantısız olduğu ve ölçülülük ilkesine
            uygun  olmadığı  kanaatine  varılmıştır.  Bu  sebeplerle  başvurucunun Anayasa’nın  22.
            Maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar veril-
            mesi gerekir” şeklinde karar vermiştir. Söz konusu karar İmralı hapishanesinde bulunan
            bütün mahpuslar açısından tecrit uygulamalarının sürekli bir hal aldığını göstermekte-
            dir. Bu karara rağmen tecrit uygulamaları devam etmektedir.Tecrit; mahpusun bütün
            iletişim  olanaklarından  mahrum  bırakılması,  sosyal  ilişkilerinin  askıya  alınması  ve
            mahpusun  yalnızlaştırılması  amacı  taşımaktadır.  Bu  yönüyle  tecrit,  kişinin  yalnızca
            kendisiyle iletişime zorlanması, mahpusun sadece kendi sesini duyması; kimseyle ileti-
            şim gerçekleştirmemesi nedeniyle bir yalnızlık çemberi olarak değerlendirilebilir.Bura-

                                                 527
   523   524   525   526   527   528   529   530   531   532   533