Page 459 - 2018-2021 Çalışma Raporu
P. 459

İnsan Hakları Sözleşmesi, BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, Mahpuslara Yönelik
          Muameleye İlişkin Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları(Nelson Mandela Ku-
          ralları), BM Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Sözleşme
          (CEDAW), BM Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi pek çok uluslararası metin demokratik
          toplum düzeninde korunması gereken en temel insan haklarını ve bu hakların kısıtlan-
          masında esas alınacak temel ölçüleri belirlemiştir. Ancak Hapishanelerde yaşanan hak
          ihlalleri ulusal ve uluslararası mevzuatta belirtilen ölçülerle yapılmış hak kısıtlamaları-
          na dayanmamaktadır.
          Özellikle kampüs adı verilen, içinde birden çok hapishanenin olduğu, lojman, hastane
          duruşma salonlarının tek bir alanda toplandığı ve Diyarbakır ‘ da 1 yıldan fazla süre-
          dir faaliyette olan kampüs hapishanelerinin fiziki yapısı ve yönetim modeli sebebiyle
          söz konusu hak ihlallerinin ortaya çıkmasına daha elverişli olduğu tespit edilmiştir. Bu
          yeni tip kampüs hapishane sisteminin zaten denetlemesi ve yönetimi zor  olan hapis-
          hanelerdeki yaşamı daha da zorlaştırdığı, denetimini güçleştirdiği anlaşılmıştır. Yüz-
          lerce  mahpusun bulunduğu kampüs içinde sağlık, yemek, sosyal, eğitim hizmetlerinin
          yetersiz olduğu mahpusların şikayetlerinden de açıkça anlaşılmaktadır. Nitekim ağır
          hak ihlalleri ve hukuksuz uygulamaların gerçekleştiği ve halen bu uygulamalara devam
          edildiği sabittir.

          Hapishaneler gibi kapalı kurumların şiddet içeren yanını olabildiğince sınırlamak ve
          denetim altında tutabilmek, buraları insan  hakları ve  insan  onuruyla  “olabildiğince”
          uyumlu hale getirmek sadece sivil toplum örgütlerinin müdahalesi ve müdahilliği ile
          mümkün değildir. Bu kapalı kurumlar için “sivil” izleme yapılması elzem olmakla bir-
          likte asıl sorumluluk ise devlete, politika yapıcılara aittir. Sivil toplum örgütlerinin sü-
          rece müdahil olabilmesinin kanallarını yaratacak ve bu müdahilliği yasal bir çerçeve
          içerisinde güvenceye kavuşturabilecek olan devlet ve politika yapıcılardır.

          Ne hapishaneler ne de oralarda tutulan mahpuslar tek tiptir. Mahpus denildiğinde, kadın,
          çocuk, engelli, yaşlı, genç, yabancı, LGBTİ, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü, hasta,
          çocuğuyla beraber hapiste tutulan kadın, hamile kadın gibi özel ihtiyaçları olabilecek
          pek çok dezavantajlı mahpus grubu olmasına rağmen bu gruplar hapishane ortamında
          çok daha dezavantajlı bir infaz rejimi ile karşı karşıya kalmakta ve kötü muameleye
          maruz kalmaktadır. Kötü muamele ise sadece darp veya fiili bir tavırla ortaya çıkma-
          maktadır.
          Sonuç olarak;  mahpusların kaliteli sağlık hizmeti aldığı, insanlık onuruna yaraşır şartla-
          rın sağlandığı, çocuk, kadın ve engellilerin özgün ihtiyaçlarının karşılandığı, sivil dene-
          timin yapılmasının sağlandığı  şeffaf şartlar için tüm yetkilileri gerekli adımları atmaya
          davet ediyoruz. Mahpuslara yönelik suç teşkil eden söz ve eylemlerle ilgili olarak adil
          ve etkin soruşturma yürütülmesini, cezasızlık politikalarından vazgeçilmesini talep edi-
          yoruz. Bu vesile ile Adalet Bakanlığı ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’
          nun gerekli incelemeleri yaparak ihlallerin ortadan kaldırılması için yasal süreç başlat-
          ması talebimizi yineliyoruz. 20/12/2019

                               DİYARBAKIR BAROSU CEZAEVİ İZLEME KOMİSYONU

                                              458
   454   455   456   457   458   459   460   461   462   463   464