Page 440 - 2018-2021 Çalışma Raporu
P. 440
yan mahpuslara yönelik kötü uygulamalar var, şekerli ve tuzlu su verilmediği, vitamin
desteği verilmediği yönünde bazı şikayetler var. Diyarbakır Barosu Cezaevi Komisyonu
bu hak ihlallerini düzenli olarak takip ediyor ve kamuoyuna duyuruyor ve duyurmaya,
hak ihlallerini yapanlardan şikayetçi olmaya devam edeceğiz. Dolayısıyla 72.gün ve
sonuçlarının ağır olmasına yakın bir dönemdeyiz. Açlık grevindeki Leyla GÜVEN’in
yaşı da dikkate alındığında gerçekten kritik eşiğe yaklaşmış durumdayız. Türkiye’nin
bu konuda çok acı deneyimleri, çok acı bir hafızası var. Bizler bunlara bir kez daha
tanıklık etmek istemiyoruz. Dolayısıyla bu sorunun hukuk çerçevesi içerisinde bir an
önce çözülmesini beklediğimizi sizler vasıtasıyla kamuoyuna duyuruyoruz. Yasayla ko-
runan bir mahpus hakkı söz konusu bu hakkın yerine getirilmesinde hiçbir yasal engel
yok bunu belirtmek isterim. Sizlere ve katılımcılara bir kez daha teşekkür ediyorum.
• Baro Başkanımız Tahir ELÇİ’nin Katledilişinin 172. Haftası Anma
Etkinliği Üyelerimizin Katılımıyla Gerçekleşti...
Baro Başkanımız Tahir ELÇİ’nin katledilişinin 172. haftası anma etkinliği bugün de
meslektaşlarımızın katılımıyla yapıldı. Etkinlikte konuşan Baromuz üyesi Av. Abdullah
ÇAĞER şunları söyledi; Değerli Meslektaşlarım, Değerli Basın Emekçileri; Baro Baş-
kanımız Tahir ELÇİ’nin katledilmesinin üzerinden 3,5 yıl geçmesine rağmen, soruştur-
ma dosyasında somut maddi gerçeğe yönelik hiçbir işlem yapılmadı. Londra Üniversite-
si Adli Mimarlık Bölümü Forensic Archtiecture tarafından hazırlanan raporda belirtilen
kuvvetle muhtemel şüpheliler hakkında işlem yapılması talebimiz değerlendirilmemiş,
dosya kül halinde Adli Tıpa gönderilmiştir. Her hafta Cuma günü Adliye önündeki ‘’Ta-
hir Elçi’’ için adalet arayışımızın 172. Haftasında bir kez daha ifade ederiz ki; Tahir EL-
Çİ’nin failleri bulunmadan ve gereği yapılmadan bu işin peşini bırakmayacağız. Sayın
Tahir ELÇİ’yi bir kez daha saygıyla anıyoruz. Değerli basın mensupları Cezaevlerinde
163 gündür devam eden ve 1 Mart 2019 tarihi itibariyle katılımın 7 bin mahpusa ulaştığı
açlık grevleri oldukça kritik bir aşamaya gelmiştir. Açlık grevindeki mahpusların talep-
leri Abdullah Öcalan’ın da diğer mahpuslar gibi yasal haklarından faydalanması olup,
meşru ve yasal zeminde olan bu taleplere cevap olacak yetkililer halen sessizliklerini
korumaya devam etmektedir. Açlık grevleri geldiği aşama itibari ile her an yaşam hakkı
ihlali ile sonuçlanacak noktaya gelmiştir. Zira geçmiş deneyimler göstermektedir ki aç-
lık grevinde geçirilen gün sayısı ölüm riskini artırmakta, ayrıca açlık grevi şu aşamada
sonlandırılsa dahi vücut fonksiyonlarında kalıcı hasarlar oluşabileceği tıbben bilinen bir
gerçektir. Yine aynı taleplere dikkat çekmek için cezaevinde bulunan 7 mahpus yaşa-
mına son vermiştir. Ne yazık ki; bu cenazelerin aileleri tarafından dini inançlarına göre
defnine dahi izin verilmeyerek, polis tarafından habersiz ve ailelerin katılımı önlenerek
yapılan definler, insani ve hukuki olarak hiçbir kesimce kabul edilemez bir tutum oldu-
ğunu ifade etmek isteriz. Yaşanılan tüm bu hususlar ve gelinen kritik aşama gözetilerek,
açlık grevlerinin derhal sonlandırılması için somut her türlü adımın zaman kaybedilme-
den atılması gerekmektedir. Bu sebeple bir kez daha başta Cumhurbaşkanı olmak üzere
devlet yetkililerine sesleniyoruz. Yaşanan bu sorunu görmezden gelmek doğru değildir.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve meşru taleplerini görünür kılmak adına tasvip
etmediğimiz eylem biçimi ile açlık grevine devam eden mahpusların sesini duymak,
439

