Page 268 - 2018-2021 Çalışma Raporu
P. 268

yonunda ve genel kurulda görüşülmeye başlanıp yasallaştığı zamana kadar barolar başta
            olmak üzere, hukuk örgütleri, akademisyenler, insan hakları örgütleri gibi toplumun
            birçok kesiminden itirazlar yükselmiştir. Yasanın devlete karşı olan suçları ayrık tutması
            karşısında, bireylere karşı işlenen geniş yelpazedeki “suç kategorileri” için özel af nite-
            liğinde düzenlemeler yapılması en temel itiraz noktası olmuştur.
            Yine herhangi bir şiddet eylemine bulaşmamış ancak Terörle Mücadele Kanunundaki
            muğlak ve geniş terör tanımı ve buradan hareketle kötü mahkeme uygulamalarının kur-
            banı olan gazeteci, siyasetçi, akademisyen, öğrenci, STK temsilcisi, avukatlar ve çeşitli
            toplumsal katmanlardan oluşan “fikir suçlularının” kapsam dışı tutulması bir diğer itiraz
            noktası olmuştur.

            Pandemi ile mücadelenin bir parçası olarak çıkarılan bu yasa; yaş, sağlık durumu ve kro-
            nik rahatsızlıkları bulunan mahpuslar konusunda bir düzenleme içermemesi ve kapsam
            dışı bırakması, bu ayrımcı ve eşitlikçi olmayan yaklaşımı tam anlamıyla perçinlemiştir.
            Yasanın gerek lafzı ve ruhu, gerekse de hedef kitlesi, gözetildiğinde özel af niteliği taşı-
            dığı, buna rağmen nitelikli çoğunluk aranmaksızın TBMM’de görüşülerek kabul edildi-
            ğini not etmekte yarar görmekteyiz.
            Meclis çoğunluğuna sahip iktidar ortakları, bütün bu eleştirilere ve itirazlara sırtını dö-
            nerek, kutuplaştırmayı ve ayrımcılığı derinleştiren bu düzenlemede ısrar ederek yasal-
            laşmasını sağlamıştır. Çoğunluk kadar azınlığın hak ve hukukunu korumak, hukuk dev-
            letinin temel prensibi ve erdemidir. Bu prensipten uzaklaşan her işlem ve eylem hukuk
            devleti ilkesinden uzaklaşma anlamını taşımaktadır.

            Bu düzenleme, hukuk devleti ile aramızdaki uçurumu daha da derinleştirmiş, bu tarz
            ayrımcı uygulama ve düzenlemelerle de son bağ kopmuştur.

            Biz aşağıda imzası bulunan barolar, Anayasa Mahkemesi’ni; Anayasa’nın 10. Madde-
            si ile vücut bulan eşitlik ilkesine, 2. Maddedeki hukuk devleti ilkesine ve AİHS’nin
            14.maddesindeki ayrımcılık yasağı kriterlerini dikkate alarak bu düzenlemeyi iptal et-
            meye, kopan bu toplumsal bağı yeniden onarmaya, toplumsal barışı yeniden inşa etme-
            ye davet ediyoruz.
              Adıyaman Barosu, Ağrı Barosu, Batman Barosu, Bingöl Barosu, Dersim Barosu,
              Diyarbakır Barosu, Hakkari Barosu, Mardin Barosu  , Muş Barosu, Siirt Barosu,
                                Şırnak Barosu, Urfa Barosu, Van Barosu
                                    ________o0o________
            • Bağımlı Yargının, Bağımsız Savunucuları Olarak, Susmayacağız!


            5 Mayıs 2020

            Adalet Bakanlığı daha iki gün önce “avukatlık yasasına ilişkin değişiklik gündemimiz-
            de yok” derken, dün cumhurbaşkanı tam aksine açıklama yaparak, barolar ve bazı mes-
            lek örgütlerinin seçim sistemlerine müdahale edeceklerini açıkladı.  Yurttaşlar corona
            ile mücadele sürecinde sosyal devlet ilkesinin bütün nimetlerinden yoksun bırakılıp,
                                                 267
   263   264   265   266   267   268   269   270   271   272   273