Page 257 - 2018-2021 Çalışma Raporu
P. 257

mesleki faaliyetlerimizi sürdürme konusunda önemli güçlükler yaratmakta ve zaman
          kayıplarına yol açmaktadır. Başta Sayın Adalet Bakanı olmak üzere yetkilileri bu konu-
          da eyleme davet ediyoruz. Diyarbakır’da bir an önce yeni ve modern bir adliye binası
          inşa edilmelidir.
          Hasar Danışmanlık Şirketleri Yasadışı Çalışarak Yurttaşları Zarara Uğratmaktadır

          Burada bahsedilmesi gereken bir diğer sorun ise hasar danışmanlık şirketlerinin za-
          man zaman yurttaşları dolandırmaya varan uygulamaları ve meslek tekelimize karşı
          yüklendikleri  avukatlık  hizmetleri  sonucunda  yarattıkları  mağduriyetlerdir.  Özellikle
          trafik kazalarında devreye giren bu yasadışı organizasyonlar, çoğu zaman yurttaşları-
          mızın ve meslektaşlarımızın mağduriyetlerine yol açmaktadır. Buradan yurttaşlarımıza
          sesleniyoruz; bu dava ve işlemleri takip etmek avukatlara özgü bir iştir, bu tür aracı ve
          dolandırıcı kurumlara güvenmeyin. Diğer hukuki meselelerinizde olduğu gibi böyle bir
          durumda da mutlaka avukatınıza danışın ve bu süreci avukatınız ile birlikte yürütün.
          Virüs Salgını Nedeniyle Sosyal Devlet İlkesine İşlerlik Kazandırılmalıdır

          Dünyanın mücadele ettiği virüs salgını ülkemizi de etkisi altına almış ve giderek artan
          bir şekilde yaşamı tüm yönleriyle etkilemektedir. Devlet bu salgın nedeniyle yoksulla-
          rın, işsizlerin,  işe gidemeyenlerin, emeklilerin ve diğer tüm ihtiyaç sahiplerinin insan
          onuruna yakışır bir şekilde yaşamaları için maddi destek de dahil olmak üzere gerekli
          katkıyı yapmalıdır. Salgın nedeniyle çalışamayan işçilerin işten atılmaması konusunda
          gerekli yasal düzenlemeleri yapmalı ve tedbirleri de almalıdır.  İhtiyaç duyan avukatlara
          da uygun koşullarda kredi sağlanması konusunda adımlar atılmalıdır.

          Türkiye Yargısı Mevcut Yapısı ve Uygulamaları Nedeniyle
          Tarihinin En Büyük Güven ve İtibar Kaybını Yaşamaktadır

          Türkiye erkler ayrılığı ilkesini tümüyle bir kenara bırakmış, yargı, adeta iktidarın sopası
          haline gelmiştir.  Yürütmenin temsilcileri açık seçik bir şekilde yargıya talimat vermek-
          te, hasbelkader bu talimatlara uymayan mahkemeler dağıtılmakta, hakim ve savcılar
          görevden alınmakta yada görev yeri değiştirilmektedir. Hukuk fakültelerinden yeni me-
          zun olan ve son derece şaibeli bir şekilde mesleğe kabul edilen, hiçbir mesleki birikim
          ve deneyime sahip olmayan hakim-savcılar, ağır ceza mahkemelerine üye yada savcı
          olarak atanmaktadır. Mahkemeler ve yargıçlar, yasa-suç-ceza bağlamından bağımsız bir
          şekilde suç ve ceza tanımları yapmakta;  gözaltına alma, tutuklama ve cezalandırma
          konusunda da, yasadan ve uluslararası standartlardan ziyade, devletin politikalarıyla
          senkronize şekilde karar vermektedir. Nitekim AİHM’in Selahattin Demirtaş ve  Osman
          Kavala’nın tutuklulukları konusunda açıkça ihlal kararı vermesine rağmen hala hapis-
          hanede tutulmaları bu senkronizasyonun sonucudur.  AİHM kararı yerine getirilmeli,
          Demirtaş ve Kavala derhal serbest bırakılmalıdır. Devlet-yargı ikilisinin yarattığı bu
          derin kriz nedeniyle hapishaneler “yargı mağdurlarıyla” dolup taşmaktadır. Yürütme,
          yargı üzerinden elini çekmeli; yargı da zaman zaman gönüllü, zaman zaman da yürüt-
          menin baskısından dolayı zoraki itaat kültürünü derhal terk etmelidir.

          TBMM’nin Gündeminde Olan İnfaz Düzenlemesi Eşitlikçi Bir Yaklaşımla Ele Alınma-
                                              256
   252   253   254   255   256   257   258   259   260   261   262